"Anılar özeldir, hatılanmayı dilerler."
2.3
HATIRLATMA
Jeongmun derin bir nefes aldı. Bu sırada zihnimde canlanan anıları kendimce yorumlamaya çalışıyordum, hangi kadından bahsediyordum?
Yıllar önce planlanan şey de neyin nesiydi?
Jeongmun ellerini birbirine kenetledi ve başını eğdi.
"Sıradaki kim biliyor musun Jaehyun?"
Şu an dikkatim oldukça dağınıktı, bir türlü Jeongmun'a odaklanamıyordum. Fakat Jeongmun öyle bir şey söylemişti ki, dikkatimi üzerine çekmeyi başarmıştım.
"Benim."
2.4
[KAN]
Uzayan tırnaklar, solgun ve lacivert damarların belirginleştiği zayıf bir bilek, güçsüz bir yumruk... Hiçbiri olası bir saldırıda karşı tarafı etkisiz hale getirmeme yetecek türden bir güvence sağlamıyordu.
Biri hariç.
Güçsüz parmaklarımın titremesini engellemeye çalışarak kırışan mektubu düzgünce tutup yatağımın altına sıkıştırdım, bu güçsüz parmakların bile şaşkınlığa uğratacak gerçekçilik ve korkusuzluk, uçlarına nüfuz etmişti.
Her şeyi, bildiğim her şeyi yazdığım bu üç sayfalık mektubu en kısa sürede güvenli bir yere, birine göndermeliydim.
Yatağımın kenarına oturup evden kaçabileceğim en mantıklı planı düşünüyordum, bileğimi kestiğim taktirde Jimin bu kriz anını mükemmel bir biçimde yönetecekti. Kendime zarar vermek planlarımın arasında bulunmamalıydı.
Herhangi bir uzuvumu kıramazdım, polis merkezine gitmemi zorlaştırabilirdi. Alışverişi bahane edemezdim çünkü bana tam anlamıyla güvenmiyorlar, büyük bir ihtimalle ben şehre bile götürmezler.
6 ay önce Busan, Jaehyun Hoseok ile buluşmasından 9 saat önce
Derin bir nefes, kulaklarıma dolan minik tıkırtılar ve göz perdemin ardından belli belirsiz gözüken parlak ışık. Gün doğmuştu, beraberinde getirdiği sorunlar ve müjdelerle birlikte tekrar ve tekrar doğmuştu.
Yattığım yatağın boş alanının fazlalığının tezatlığı karşısında merakla bacağımı geniş yatakta gezdirdim, aradığını bulamayan bacaklarımı kendime çektim ve güneşlikleri açılan odamın içine dolan ışık hüzmelerine karşın gözlerimi kıstım, otomatik bir biçimde kaşlarım çatılmıştı bile.
Uyku mahmuru gözlerimi araladım, aradığım beden yoktu. Başımı biraz daha kaldırdığımda kolumdan destek alarak yatakta doğruldum. Gerçekten de yoktu. Nereye kaybolmuştu sabah sabah bu adam?
"Jungkook? "
Kısık çıkan sesimle seslenmem ile kapım aralanmış, içeriye elindeki tepsiyle aradığım beden girmişti.
"Uyandın mı? Daha kalkalı yarım saat olmamıştı, yokluğum nasıl da fark ediliyor, değil mi Bayan Portakal? "
Portakal sensin, diye içimden söylendiğim sırada yatağa oturmuştu bile.
"Bakıyorum da keyfin yerinde Bay Jeon? "
Jungkook hafifçe çattı kaşlarını, ona karşı uzun zamandır bu hitap şeklini kullanmadığımdan şaşırmış olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY TEAR² • JJK
FanfictionOMT SERİSİNİN 2.KİTABIDIR Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği. Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Sen ise duyulmayan fısıltıma saklanmıştın utanmadan. Tüm OMR'lere ithafen... BAŞLAMA TARİHİ: 29.08.2018 B...