"Deniz gibi maviliklerin içinde düş kuramadık çünkü hayallerimiz saf bir su kadar masum değildi. "
1.6
HATIRLATMA
"Utanmıyorum, benden nefret ediyorsun. Bundan nefret ediyorum."
Dediğinde eş zamanlı dolan gözlerimle gülümsedim.
"Aşk nefrete en yakın olan duygudur Jungkook, bunu bilmiyor musun?"
Dediğinde akan göz yaşlarını umursamadan yüzüme doğru eğildi, titreyen bedenimi daha da eğdiğinde kollarımla sıkı sıkı tutmak zorunda kaldım omuzlarını.
Nazik bir hareketle alev alan dudağıma dokundu üst dudağı ile, o sırada dolan gözlerimi kapatmamla birkaç damla ıslatmıştı yanaklarımı.
Göz yaşları acının kalpte birikmesini engeller, aklıma gelen sözle hafifçe gülümsedim.
Çünkü bu sözü bana Jungkook söylemişti.
1.7
[İKİSİNDEN BİRİ]
Dudaklarıma çarpan ılık nefesle girdiğim transtan çıkmama olanak sağlanan zaman dilimde yumduğum gözlerimi hızla açtım.
Yüzü irislerime bu kadar yakınken nasıl olur da gözlerimi ondan ayırabilirdim ki?
Eğer onu şimdi itersem sanırım arka bahçeye uçacaktım, korkuyla bedenimi sağa doğru 90 derecelik bir açıyla çevirip kendimi kurtardım fakat bu esnada dudaklarımızın temassızlığı ile afallayan Jungkook şaşkınca gözlerini açmıştı.
"Ne oldu? "
Dediğinde yüzüne bakmadan ellerimi omzundan ayırıp göğsüne vurdum.
"Sana sadece bazı şeyleri hatırladığımı söyledim, beni nasıl öpmeye çalışıyorsun?"
Diyerek başımı eğdim ve belimdeki ellerden kurtulmaya çalıştım. Belimdeki elini çekmeden üstüme geldiğinde kendimi geriye ittim, belim bir yay gibi gerilip başım arkaya düştüğü sırada Jungkook az önce ağladığı gerçeğini yalanlar gibi neşeyle konuştu.
"Seni öpmeme izin verecek misin? Vermezsen seni atarım."
Çocuk muydu bu? Riske attığı şeyin bir nesne olmadığını, aksine bir bedenin olduğunun farkında mıydı?
Aman neyse.
Öyle bile olsa bu utanmaz tavrı hoşuma gitmişti.
Eheh.
Başımı geriye attığım için konuşurken bir miktar zorlanmıştım.
"Sırf kocam olduğunu söyledin diye sana inanacak değilim, belki beni kandırıyorsun?"
Dediğimde başımı hafifçe kaldırdım ve tepkisi ölçmek için gözlerimi yüzünde gezdirdim. Kaşları hafifçe çatılırken elini gevşetti, dengemi dağlayamayıp düşecekken kollarımı tuttu fakat kafamı çoktan balkona açılan kapıya çarpmıştım bile.
Yere oturduğumda elimi kafama attım ve gözlerimi yumdum.
"İyi misin? Kafan mı acıyor, çağırayım mı Jimin'i? Jae, Jaehyun sana diyorum. Bayıldın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY TEAR² • JJK
FanfictionOMT SERİSİNİN 2.KİTABIDIR Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği. Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Sen ise duyulmayan fısıltıma saklanmıştın utanmadan. Tüm OMR'lere ithafen... BAŞLAMA TARİHİ: 29.08.2018 B...