"Umudun kırıldığı yerde ümit filizlenir, unutma her yağmurdan sonra gök temizlenir. "
1.0
[İFTİRA]
Önümdeki kitabın sayfalarını okuyup okuyup çeviriyorum, canım sıkıldığı için Jeongmun önüme bir kitap fırlatmış ve okumamı söylemişti. Ben de yapacak daha iyi bir aktivite olmadığından kabul edip odamdan ayrılmamıştım. Zaten hareket de edemiyordum, Jungkook nasıl dayanıyordu bilmiyordum fakat ben pek de dayanıklı değildim anlaşılan.
O etrafta geziyor, yemek yapıyor ve beni kontrol ediyordu; ben ise yatağımda ölü gibi yatıyor, yemeğimi bile doğru dürüst yemiyordum.
"Gel, yarana pansuman yapacağım. "
Jungkook elindeki küçük tabakla yatağımın kenarına oturduğunda okuduğum kitaba göz ucuyla baktı.
"Nereden buldun kitabı? "
"Jeongmun verdi, sanırım bana acıdı. "
"Ne okuyorsun? "
Dediğinde kitabın kapağını kaldırıp ona gösterdim. Normal bir tepki olarak başını sallamasını ve gözlerini bacağımda yoğunlaştırmasını hatta okuduğum çocuk kitabı hakkında dalga geçmesini beklerdim. Fakat o kaşlarını ağır ağır çattı, hafifçe başını bana doğru kaldırdı. Çenesiyle kitabı işaret ederken aynı zamanda yanında getirdiği küçük tabağı yatağın üzerine koymuştu.
"Bunu mu okuyorsun? "
Başımı onaylar biçimde hareketlendirdim. Yorganımı kenara çekerken artık Jungkook'a karşı bir utanç duygusu beslemediğimi fark ettim. Çünkü olayı güzel bir biçimde noktalamıştık.
Ben altıma uzun bir kapri giyiyordum o da eşofmanımı çıkarıp beni utandırmıyordu, yavaşça sol bacağımı sıyırdı ve yarayı ortaya çıkardı.
"Kendine de pansuman yapıyor musun? "
Dediğimde ciddiyetle başını salladı.
"Gelmeden önce ne yaptığımı sanıyorsun? Öncelik her zaman benimdir. "
Dediğinde gözlerimi devirdim.
"Bencilsin yani? "
Dediğinde elindeki pamuklu çubuğunu bacağımdan çekti ve başını bana doğru kaldırdı.
"Hayır, nasıl dokunursam canın daha az acır diye önce kendime pansuman yapıyorum."
Dediği şeyle mest olmuşçasına gözlerine bakakaldım. Gözlerinin serinliği bir okyanusunki gibi ferahlatıyordu. İlk defa gözlerindeki bir balık olmanın sevincini hissettim, içimde kıpır kıpır eden bir takım duygular peyda oldu. Göz temasını bozmak bir demiri dövmek kadar zordu fakat demiri dövmek için önce ısıtmak gerekiyordu.
Şu an cayır cayır yanıyordum. Onun okyanusu yakıyordu.
Nasıl olur da gözleri bu kadar serinken alev alev yanabilirdim? Bunu nasıl başarıyordu?
Gözlerimi kaçırdığımda o da yarım bıraktığı işe devam etti, ben de ortamın ambiyansını ortadan kaldırmak adına sorular sormaya başladım.
"Eunha'nın göremiyorum, onu neden evden kovdun?"
"Birini bıçakladığı için."
"O kişi ben olduğum için yollamadın, değil mi?"
Jungkook büyük yapışkan kağıdı bacağıma yapıştırdıktan sonra bana döndü.
"Ne duymak istiyorsun? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY TEAR² • JJK
FanfictionOMT SERİSİNİN 2.KİTABIDIR Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği. Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Sen ise duyulmayan fısıltıma saklanmıştın utanmadan. Tüm OMR'lere ithafen... BAŞLAMA TARİHİ: 29.08.2018 B...