"Hayal kırıklığına terk edildik."
1.7
HATIRLATMA
"Ne Namjoon'u ne de Jaehyun'u öldüremezsin, bunu çok iyi biliyorum. Çünkü derdin onlarla değil, yanılıyor muyum?"
Namjoon zar zor araladığı gözleriyle bana bakarken gözlerim dolmuştu. Hoseok'un arkasından ayrıldığım sırada Hoseok karşısındaki bedene saldırmıştı, Namjoon'u tutan beden bıçağı önce Hoseok'a, daha sonrasında Namjoon'a saplamıştı.
Hoseok kolunu tutarak kenara çekildiğinde Namjoon yere yığılmıştı. Şaşkınca karşımdaki bedene baktığımda ayakta olan sadece ikimizdik.
O ve ben.
Elindeki bıçağı önüme attığında gülümsedi.
"İkisinden birini öldür, öldür ki seni öldürebileyim."
1.8
[BEN GELDİM]
Sabahki anılarla geçirdiğim saatlerim cehennemi aratmıyordu, boğazımı ince bir iple kesen bu his dilime zincir bağlamıştı. Konuşmuyordum. Gülmüyordum. Nefes bile aldığımdan emin değildim.
"Neden kıyafetleri bu kadar kısa sürede çıkardınız? Ben sevmiştim elbiselerinizi."
Yoongi Jimin'i sinir etmek istercesine devam etti.
"Özellikle de pembe elbise... Fazla ateşliydi."
Jimin ateş püskürten gözlerini Yoongi'ye çevirdi ve elleri ile oturduğu tekli koltuğu yokladı.
"Şunun silahı neredeydi? İki el ateş edeyim de kendine gelsin."
Jeongmun Taehyung'a döndü.
"Haksızlık ediyorsunuz, en ateşlileri Taehyung'du, değil mi Taehyung?"
Taehyung hafifçe küfür etti.
"Ağabey falan demeyeceğim, geçireceğim ağzına ayakkabımı."
Seokjin Taehyung'un ağzına vurdu.
"Ne terbiyesiz olmuşsunuz siz, sus."
Eunha önündeki kupayı Jungkook'a verdi. Şirince gülümsemesine rağmen Jungkook göz ucuyla bakıp yönünü çevirdi.
"Bahçedeki ağaçları budayacaksın, boşuna yağ çekme."
Eunha omuzlarını düşürüp koltuğa erimiş peynir gibi yayıldığında Jeongmun gözlerini üzerime baktı. Gözlerimi ona çevirdiğimde boş bakışlarla bana bakmaya devam etti. Neden konuşmadığımı merak ediyor olmalıydı.
Namjoon'u öldürmediğimi hatırladım, kusura bakmayın. Biraz içime kapanacağım müsadenizle, mi diyecektim?
Ayağa kalktığımda tüm dikkatler üzerime çekilmişti, dalgın bakışlarımı merdivenlere çevirip üst kata çıktım ve odama çekildim.
Hoseok. Ne yapmıştın bize?
Yatağıma oturduktan kısa bir süre sonra ağlamaya başladığımda kapım nazikçe çalınmış, içeriye Jeongmun girmişti.
"Müsait misin?"
Dediğinde başımı dizlerime yasladım.
"Hayır, ağlamakla meşgulüm. Daha sonra gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OH MY TEAR² • JJK
FanficOMT SERİSİNİN 2.KİTABIDIR Her vedanın ardında bir bekleyeni vardır kimsenin bilmediği. Ve her gözyaşının altında bir dua kimsenin duymadığı... Sen ise duyulmayan fısıltıma saklanmıştın utanmadan. Tüm OMR'lere ithafen... BAŞLAMA TARİHİ: 29.08.2018 B...