İsmail elindeki silahı yere fırlattı hala birini öldürdüğüne inanamıyordu yaşadığı şoktan çıkınca önce Cemal'in yanına geldi . Adamın baygın kendinden geçmiş yatışını görünce hemen ambulansı aradı . Daha sonra ona ağlayarak bakan sevdiğine gözlerini dikti.
Yanına gidecek yüzü de cesareti de yoktu ama mecburdu.
Ağır adımlarla Hasret'e doğru yürüdü tam önünde durup diz çöktü.
"Acı çekmene , bu yaşadıklarını yaşamana sebep olduğum için affetme sakın beni ! Çünkü ben kendimi hiç affetmeyeceğim."
Hasret ağlarken İsmail kızın ağzındaki bandı çıkardı ellerindeki ayaklarındaki ipi çözdü.
İkisi birbirinin gözlerinde acıyla kaybolurken Berat'ın sesiyle kızın dudaklarından bir hıçkırık koptu.
"Hasret'im ! Ağlama güzel gözlüm geçti ,bitti."diyerek kızını kollarına çekti.
Hasret babasının kollarına sığınıp küçücük kaldı.
Berat kızını kucağına alıp arabaya taşırken Ekrem yerde yatan oğluna bakıp kolunu tuttu.
Güneş ve Cemal'in birbirine sarılan ,aşkla bakan gözleri gelince nefes alamadığını hissetti.
"Ben kızıma bunu nasıl söylerim . "
"Ekrem amca ambulans geldi ."
Adam başını kaldırıp Baran'a bakınca derin bir nefes alıp ayağa kalkmaya çalıştı.
"Ben kızıma nasıl derim bunu ?"
Miran arkadaşının koluna girip onu da ambulansa bindirdi .
Baran ise hala Cemal'in yanında ambulansa taşınmasına yardım etti.
Adamın telefonu çalmaya başlayınca "BABAM" yazısını görüp kendini bu telefona cevap vermek zorunda hissetti.
"Alo"
"Çay Karam ."
"Ben Baran Kıratlı . Cemal şu an telefonda konuşacak durumda değil efendim ."
"Ne oldu Cemal'e evladım nesi var ?"
"Efendim biz şimdi hastaneye gidiyoruz sizde gelirseniz eğer daha iyi olur."
"Neden ne oldu oğluma ?"
"Hasret'i kurtarırken vuruldu . Merak etmeyin ilk müdahalesi yapıldı iyi olacak inşallah "dedi.
Kadir duydukları ile ayakta kalamayıp koltuktan destek aldı içeriye nasıl gireceğini ailesine karısına bunu nasıl anlatacağını düşünürken hepsi tek tek balkona çıktılar.
Merakla kendisine bakan ailesine adam hüzünle baktı.
"Hadi hazırlanın Adana'ya gidiyoruz ."Cihan babasında ki tuhaflığı hissedip şaşkın anlamaz gözlerle baktı.
"Neden baba ?"
Zelal içine düşen ateşle nefes alamadığını hissetti.
"Kadir oğlun yaşıyor ölmedi de nolur ! Cemal daha evlenecek iyi olacak yuva kuracak de kurbanın olayım susma Kadir !"
"Hadi gözümün nuru kendine gel oğlumuzun bize ihtiyacı var."
"Cihan sen burada kal Ceylan'dan bir haber falan gelir ."
"Gelirse dönerim baba abimi görmem lazım ."deyip eve hırsla girdi.
Gözünden akan yaşları silip küçük bir valiz hazırlamaya anne babasına da kıyafet koymaya başladı.
Cüneyt de annesine sarılıp abisi için ağlıyordu.
Bütün aile hazırlanınca hep birlikte uçağa binmek için Trabzon'a yola çıktılar.
Cihan yolda giderken Ekrem amcasını aradı adam açmayınca babasına bakıp aklına gelen ilk kişiyi Dicle'yi aradı.Miran bütün olanları etrafını saran ailesine anlatıp derin bir nefes aldı.
Asmin başını dikleştirip kocasına baktı.
"Cemal o şimdi nasıl ?"
"Hasret onu neden getirmediniz ?"dediği an Baran kollarında Hasret ile eve girdi.
Dicle ve Emir koşarak kızın yanına giderken Asmin kızının halini görünce yeniden ağlamaya başladı .
"Ona ne yapmışlar böyle Berat !"
"Geçti güzelim ,derin yaralarını saracağız sevgimizle iyileştireceğiz unutturacağız bütün kötülükleri kızımıza." Deyip kadının ayağa kalkmasına yardım etti.
Asmin kızına doğru yürüdü kardeşi ile sarılan ağlayan Hasret'ine baktı.
Kızda annesini görünce ağzından çıkan hıçkırıkla daha şiddetli ağlayarak sarıldılar.
Hasret Asmin'in kollarına yığılıp kalınca
Baran kardeşini hemen kucağına alıp odasına taşıdı.
Asmin ve Dila hanım ise Hasret 'in peşinden ağlayarak odaya gittiler.
Diğerleri ise hala merak ediyorlardı bitmeyen cümlenin sonunu Cemal'e ne olduğunu İsmail'in nerede olduğunu bilmek istiyorlardı.
Narin kocası Miran'ın koluna dokundu .
"İsmail nerede Miran ? Hasret bulundu oğlum nasıl ayrıldı sevdiği kızın yanından ?"
"Hadi hazırlanın hastaneye gidiyoruz. Narin korkma İsmail iyi Cemal'in durumu ağır ." Güçlükle yutkundu. Dicle duydukları ile daha çok ağlarken telefonunda yazan isimle dudaklarını dişledi.
Arayan : Çapkın uşak"Alo"
"Dicle benim Cihan."
"Biliyorum numaran kayıtlı ."
"Abimden haberin var mı kimseye ulaşamıyorum. Ekrem amcamda Güneş' de açmıyor telefonlarını ."
Dicle ağlamasına engel olmaya çalışarak konuştu.
"Gelseniz iyi olur Cihan bizde şimdi hastaneye gidiyoruz. " dedi.
Cihan elinde tuttuğu telefona sonra annesine baktı.
"Konuştun mu geliyoruz dedin mi oğlum."
"Bizi bekliyorlar anne hadi gidelim "deyip gözünden akan yaşı sildi.Ceylan ve Tahir eve doğru yürürken kız ayağının ağrıdığını hissedip adamın kolunu daha sıkı tuttu.
Tahir ise kızın yüzündeki acı çeken ifadeyi görünce acısını unuttuğunu hissetti, kendini onun başına gelenlerle suçladı ,ya bağıramasaydı ya sesini duymasaydım 'olacakları düşünmek bile istemedi.
"Ceylan "
"Ne !"
"Neden polise haber vermedin !"
"Konuşmak istemiyorum seninle ayağım ağrıyor zaten "diyerek adamın kolundan çıkıp eve tek başına yürümeye çalıştı.
Başaramayacağını anlayınca arkasını dönüp Tahir'e çaresizlikle baktı.
Adam hiç bir şey demeden kızın koluna girdi evin kapısından geçmesini sağladı.
Koltuğun önüne gelince Ceylan kendini bıraktı .
"Kolun çok kanıyor !"
"İyiyim ben merak etme ilk kez yaralanmadım ."
"Ne halin varsa gör sana üzülecek değilim zaten . "
"Neden polisi aramadın madem umrunda değildim de !" Deyip kıza güldü.
Ceylan sinirle ayağına masaj yapıp adama baktı.
"Aklıma gelmedi tamam mı o panikle her gün hiç bilmediğim bir yere kaçırılmıyorum."
Tahir kızın sözleri ile başını eğdi yanına gelip ayağına baktı.
"Çek elinide bir bakayım ."
"Sakın o ellerin benim vücudumun her hangi bir yerine değmesin ! Uzak dur benden !Çeksene be elini ! "Diye avazı çıktığı kadar bağırdı.
Tahir kızın haline gülerek ayağını dizinin üstüne koydu.
"Uğraştırma beni Ceylan bak kolum hala kanıyor ."
"Kötüye bir şey olmaz merak etme !" Tahir kızın ayağını kontrol ederken Ceylan adamın yüzünü incelemeye başladı. Ayağında gezen parmakların verdiği ürpertiyle kalbinin ilk kez bu kadar hızlı attığını farkedip kendisine sinir oldu.
"Tamam yeter mahallenin serseri Tahir'i doktor kesildi başıma çok anlıyormuş gibi !"
"Merak etme sadece burkmuşsun üzerine bir kaç gün basmazsan geçer ."
"İlaç olarak ne yazacaksınız doktor bey ."
"Koli bandı ve sağlam bir ip ." kızın ayağını üzerinden atıp banyoya girdi.
Kendi kendine aynaya bakarak koluna pansuman yapmaya çalışırken bir süre sonra Ceylan adamın haline dayanamayıp tek ayak üstüne basarak yanına geldi.
Adamı kenara itip elindeki sargı bezini aldı.
Ceylan yarasını inceleyerek cam parçası kalmış mı diye bakarken Tahir kızın gül kokusunun burnuna dolduğunu hissetti.
"Bana doktor diyene bak mikroskop falan getiriyim onunla incele."
"Bir sus cam parçası var mı diye bakıyoruz her halde ."deyip iyice temizleyip pansuman edip sardı.
"Hastaneye gitsek dikiş atarlar biliyorsun değil mi ?"
"Ceylan ."
"Ne Ceylan Ceylan adımımı öğreniyorsun ?"
"Neden polise haber vermedin ? Abini aradın mı ,kimi haber verdin ?"
"Dalga mı geçiyorsun Tahir nerede hangi şehirde olduğumuzu bile bilmiyorum . Merak ettiğin buysa kimse hala bulamaz bizi" deyince adam kızın koluna girip salona kadar yürümesine yardım etti.
Aklında "Biz" kelimesi dönüp durmaya başlayınca bakışlarını kızın yüzüne çevirdi.
"Yarın eve dönebilirsin ya da ayağın iyileşince evine dön ne yapmak istersen onu yap vazgeçtim .İstanbul sınırları içerisindeyiz telefon şarjda kimi aramak istersende arayabilirsin ."
Ceylan adamın söyledikleri ile şaşkınca gidişini izledi.
Arkasından sadece baktı neden onu bırakmak istiyordu ne olmuştu da yıllardır süren saçma intikamından vazgeçmişti .
Başını geriye atıp koltuğa kendini bıraktı bugün yaşadıklarını düşünüp durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay Karası ♣️
General FictionAdana'nın pamuk kalpli Cemal'inin kalbini Karadeniz dağlarının sisi sardı. Nişanlısı başka bir adamla kaçınca Cemal kimseyle konuşmaz oldu. Bir fırtına tuttu savurdu yüreğini kendini doğduğu topraklarda buldu. Karanlıkta kaybolan adam bir ışık arar...