55.Bölüm

18.1K 1.6K 109
                                    

Güneş ,Cemal'in kendi kendine konuşan haline bakıp tebessüm etti.
Geçmişin karanlık sırları ortaya çıkmış  ve Cemal'i bir şekilde sarsmıştı ama kız ,sevdiği adamın neyi kafasında düşünürken yüzünün bu komik hallere girdiğini bir türlü anlayamadı.
Meraktan ölsede adamın bu halini tatlı bulup bir süre kendini  Cemal'in çocuksu hallerine bırakıp hayallere daldı gitti.

Cemal ise kafasının içinde dönüp duran geçmiş ,gelecek en çok da rüya ve hayatı karıştırmaya başlamıştı.
Babası ile öğrendiği gerçekler adamın nefesini kesmişti fakat Cemal çoktan bırakmaya karar vermişti .
Ne yaşanmışsa yaşanmıştı o kara günlerin Güneş'i doğan aydınlık bugünlerini etkilemesini istemiyordu.
Kolay olmayacaktı , bir hastalığı vardı bunu biliyordu elbette fakat her şeye rağmen o büyük bir adım atmıştı ve bundan sonraki attığı her adım  hep ileriye doğru olacaktı.
Arkasına dönüp baktığı zamanlar ise sadece Güneş'ten sonrasını tebessümle hatırlamak için olacaktı.

Sevdiği kızdan tarafa dönünce kendisine tebessümle bakıp dalıp gittiğini gördü.
Güneş'in gülen yeşil ela gözleri ile o da gülümsedi.

"Asmin Kıratlı belki de haklı , babam için onun yaşayamadığı hayatı yaşayıp onun sahip olmak istemediği hayata ben ve kardeşim sahip olmalıyız. Eğer bir yerlerden beni duyuyorsan baba ;
Ben Güneş karşıma ile çıktığı gün seni de karanlığını da unuttum.
Kötü ve hiç bir zaman sevilmeyecek bir adam olmadığımı onun bana hayranlıkla bakan gözlerini gördüğüm gün anladım.
Sen Berzan ağa !
Babanı  bir türlü yenemedin içindeki kötülüğü susturamadın ama ben başardım ben içimdeki iyiliğe kavuştum aşkı kazandım ! "

Güneş'in kollarından tutup kendine doğru çekti  sımsıkı sarıldı .
"Biz kazandık Güneş'im ,biz kazandık !" Deyince genç kız daha çok gülmeye başladı.
Gülümsemesine gözyaşları katılsada neşe ile güldü o da küçük elleri ile sardı sevdiğinin yarasının izin verdiği şekilde sımsıkı sarıldı.
"Güneş'im , şifacım ,iyikim "
"Hmm Cemal'im ?"
"Buradan çıkınca hemen evleneceğiz tamam mı ? Hatta yıldırım düğünü bile olur .Seni bir an bile yanımdan ayırmayacağım !"

Güneş ağzı açık sadece  ama derken Cemal belkide hayatında ilk kez kendini anın büyüsüne geleceğin umuduna kaptırdı.
"Düşündüm de istersen Adana'da bile yaşarım  sonuçta senin daha okulun var . Korkma ama sakın hamile falan kalırsan ben bakarım çocuğumuza okuluna engel falan olmaz . Hem zaten güzel sanatlardaydın sen değil mi ressam sevgilim benim . Güneş kocaman bir ailemiz olur değil mi ? İçimde bir neşe var böyle dünyalar kadar ama birde korku var ." Dediği an kız sevdiği adamın dudaklarına eğilerek susturdu.
"Ay ben çok konuşan erkek sevmediğime karar verdim . Sen azıcık sussan mı ?" Deyip göz kırpınca Cemal'in  dudakları yana doğru açılıp gülümsedi.
Sevdiği kızın dudaklarına eğilip kendini Güneş'e bırakmışken çalan telefon sesi ile ikiside istemeyerek birbirinden ayrıldı.

Güneş komidinin üzerinde duran telefonda yazan ismi görünce Cemal'in yüzüne ,çatık kaşlarla bakıp yataktan kalktı.
Telefonu adama uzatıp odadan çıkmak için bir kaç adım atınca Cemal arkasından seslendi.
"Gitme sakın bir yere ! Güneş'im ben babamı bile atlatıp aramıza sokmazken sen sakın Asiye için bana arkanı dönme !" Dedi.
Güneş gözünde akmaya hazır bekleyen yaşları özgür bırakarak Cemal'in kollarına koştu.
"Bitti değil mi ? Bütün kötüler ve onların hikayeleri bile  çıktı hayatımızdan ?"
Cemal hiç bir şey söyleyemedi sadece Güneş'e daha sıkı sarıldı.
Telefonun ekranında yazan Asiye ismine uzun uzun baktı.
Aklına yeniden Tahir gelince gözlerini sımsıkı yumdu.

Ceylan ve Cihan şok olmuş bir şekilde Cemal'e bakıyorlardı.
Cihan günlerdir yarım yamalak bildiği  geçmiş yüzünden Dicle'den kaçarken şimdi öğrendiklerinin ağırlığı ile omuzları çöktü.
İkisi bu durumu aşabilirler miydi ?
Bu kadar kan akmışken bir küçük Cihan ve Dicle'nin aşkı yeter miydi geçmişin bütün acılarını silip atmaya !
Genç adam derin bir nefes alıp of çekti.
Abisi ona anlatmıştı da iyi mi etmişti , kötü mü etmişti , Cihan o an karar veremedi.
Başını iki elinin arasına alıp belkide ilk kez gözyaşlarını ailesinden , insanlardan saklamadan akıttı.

Kimsenin Cihan'ı teselli edecek cümlesi yoktu adam da zaten teselli beklemiyordu.
Bütün gözler onun üzerindeyken Cihan ağır çekimde gibi ayağa kalktı.
Abisine doğru iki adım atıp hiç bir şey söylemeden sımsıkı sarıldı.

Cemal ve Cihan birbirlerinin kollarında babalarının geçmişlerini kabullenmeye çalışırken Ceylan öylece oturmuş sessiz sessiz ağlıyordu.

Dicle ve Güneş hastane koridorunda birlikte beklerken iki kızda stresle bacaklarını sallamaya başladı.

"Ne konuşuyorlar bu kadar kaç saat oldu ?"
Güneş arkadaşının elini uzanıp tuttu.
"İnan bana kabullenmesi hiç kolay olmayan şeyler konuşmuyorlar  ."
"Ay Güneş ne dram yaptın sende ! Drama queen oldun başıma yeter sıkıldım vallahi ben içeri giriyorum. Anlamadım yani ne anlatıyor senin ki bu kadar ! Yaşlandım burada beklerken !" Diye söylene söylene odaya doğru yürümeye başladı.
Güneş kızın peşinden gitse de durdurmadı sonuçta Dicle nasıl olsa öğrenecekti .
Odaya girdiklerinde ne Güneş ne de Dicle abi kardeşi o şekilde birbirlerine  sarılmış ağlarken bulmayı beklemiyorlardı. 
"Kız burada dramanın kralı varmış ya ! Anam bunlar birde sarılıp ağlıyorlar !" Diye fısır fısır Güneş'e anlatırken Cihan arkasından gelen kızın sesiyle abisinden ayrıldı.
Günlerdir korkup kaçtığı kızın gözlerinin içine öyle bir baktı ki Dicle gözlerinin dolduğunu hissetti.
Cihan ona doğru adımlar atarak yaklaştıkça kız hem nefesini tutuyor hemde kafasındaki kadınlara laf yetiştiriyordu.
Huriye " Noldu Diclecik bir kal geldi kız nefes al öleceksin yoksa ! "
Nuriye " Dicle sakin ol , günlerdir beklediğin an sakın kaçma cesur ol"
Huriye" Kız bu biraz daha kendini sıkarsa patlayacak . Ağla annem ağla drama queenlik en çok sana yakışacak !" Deyip pis pis gülerken Nuriye hala toz pembe hayallerle kızı avutuyor.
"Sakın vazgeçme " deyip duruyordu.

Cihan kızın tam karşısında durduğunda Dicle gözlerini kapatıp nefesini heyecanla bıraktı.
Ne zaman ağlamaya başladığını bilmeden kendini gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle silerken buldu  .

Cihan ise  hiç bir şey konuşmadan uzanıp kızın elini tuttu.
Genç kız sanki dünya durmuş herkes yok olmuşta bir tek ikisi kalmış gibi elini tutan Cihan'a hipnotize bir şekilde bakakaldı.
Adamın elinden çekiştirerek odadan çıkışı ile kendini koşar adımlar atarken buldu .
Ne Cihan'a ne oluyor diye sorabildi ne de bırak kolumu diyebildi.
Kalbine ne zaman düştüğünü bilmediği bir ateşin peşinden pervane gibi yanacağını bile bile sorgusuz sualsiz gitti.

Cemal ve Güneş ise başından beri aynı yerde oturan hiç bir tepki vermeyen Ceylan'a bakmaya başladılar.
Ceylan üzerinde hissettiği bakışlarla başını aşağıya eğdi.
Cemal ve Cihan'ın babası ile ilgili mevzunun neresinde olduğunu neden burada olduğunu anlamaya çalıştı.
Güneş , Cemal'in yanına gidip adama sarılınca genç kız abisi ve kızı yanlız bırakmak için ayaklandı .
Arkasını dönüp odadan çıkmak için bir kaç adım atmıştı ki Cemal'in sert sesi ile olduğu yerde dondu kaldı.

"Sıra senin meselende halletmeden mi gideceksin !"

Selamlar !
Yeni bölümü umarım seversiniz .
Size iyi mi kötümü bilmem bir haberim var.
4 gün önce yayınladığım bölüm 1400 küsür okunma ve 300 küsür vote almış .

Aradaki uçurum için bir deneme yapıp görmek istiyorum.
Yeni bölüm 500 vote 100 yorum sonra gelir .
Hatta hazır ve nazır beklemede açıklamayı okuyanlar eh artık okumayanlara anlatsın .
İyi geceler 😌🌸

Çay Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin