Bir Ay Sonra
Hasret aynanın karşısında kendisine bakarken Dicle ve Güneş odanın içinde bir o yana bir bu yana koşturuyordu.
Genç kız saçlarını düzeltip aynada son kez kendine bakıp yaşadığı anları ,çocukluğunu İsmail'i düşündü.
Adamı ne zaman sevdiğini ,kalbine girdiğini bilmeyen kız o günleri çektiği acıları düşünüp buna gülümsedi.Dicle ,ablasının kendi kendine gülen yüzüne bakıp sırıtırken yanına gelen Güneş ile eski günlerde ki gibi kaktüslüğe başladılar.
"Ben İsmail abiden umudu kesmiştim ama adam bayağı kararlı çıktı . Vay be hala şaşkınım koskoca babalar babası Berat Kıratlı'yı dize getirdi."
"Sorma kardeşim ben bile bu hızı beklemiyordum . Babama bir diklenişi vardı görecektin.
Tabi bunda benim Cihan'ımın payı var .Ay benim yakışıklı aşkım nasıl tuttu nasıl sahip çıktı görecektin. İsmail abi de utanmıştır sonuçta Cihan'ım ondan yaşça küçük ." Deyip hayallere dalmışken Güneş omzuna vurup kendine getirdi.
"Ay ben fazla mı hayalperest oldum elticim " diyerek sırıttı.
Güneş ablasının yanına gidip sarılan kıza gülümsedi.
"Tamam tamam büzme dudağını aman senin İsmail'in de pek yürekli . Kızım koskoca Berat ağaya karşı geldi kolay mı " deyip durumu toparlamaya çalıştı.
Güneş ablasını ikna etmeye çalışan suç ortağına ve nazlanan Hasret'e bakıp iç çekti.
Onlar kendilerini bildikleri günden bu yana kuzenden çok kardeş olmuşlardı.
Şimdi Hasret'in mutluluğuna şahit olmak,yıllardır kavuşamayan aşıkların kavuştuğunu görmek bile kızı mutlu ediyordu.
Boynunda tuttuğu kolyeye dokunup gülerek o da kızların yanına gitti.
"Sonunda evleniyorsunuz ya hala inanamıyorum ."
"Ben İsmail abinin Berat amcayı ikna etmesine daha çok inanamıyorum." Diyen Güneş ile üçü birlikte güldüler çünkü buna İsmail bile inanamıyordu.İsmail ilk kez aileye karşı gelip sözünü dinletmeyi başarmıştı.
Hasret'in yıllarca tek hayali sevdiği adam ile evlenmekti.
Bu günlere kolay gelmemişlerdi kavuşmak hiç ama hiç kolay da olmamıştı.
Yıllar boyu Berat'ın ,siz kardeşsiniz sözleri ile ikisi de susmuş aşklarını içlerine hapsetmişler adama karşı gelememişlerdi.
Güneş ve Dicle'nin planları olmasa belki hala aynı yerde emeklemeye devam ediyor bile olabilirlerdi.
Kendisine gülen gözlerle bakan kuzenine ve kardeşine dolan gözlerine tezat gülümsedi.
"Sizi çok seviyorum kaktüslerim iyi ki varsınız ." Deyip üç kız sımsıkı sarıldı.
Kapının açılması ile ağlayan kızlar giren Ceylan ve Berna 'ya bakıp dolan gözlerine rağmen içten bir şekilde gülümsediler.
Aradan geçen günlerde Berna ile Baran nişanlanmış,Dicle ve Cihan'ı bütün aile zor olsa da bir şekilde kabul etmişti.
Berat arada görüşmelerine izin vermiyordu fakat söz konusu Cihan ve Dicle olunca önlerinde Berat bile duramıyordu.Berna ise Baran'ın ısrarlarına ve atan kalbinin sesine yenilip hayatında belkide ilk kez içten güldüğü günleri yaşıyordu.
Baran'ın ilgisi ,şefkati ile Emir ve kendini huzurlu bir yuvada gibi hissediyordu.
İçten içe bu mutluluk fazla gelip korksada kalbi verilen ikinci hayatını doyasıya yaşamak için kıza çıkar bir yol bırakmayıp Baran'ı her gördüğünde adeta çırpınıyordu.Hasret , kendisine her zaman mahçup bir şekilde bakan Berna'ya kollarını açtı.
"Sen bana sarılmayacak mısın biricik yengecim ?" Deyince Dicle ve Güneş birbirinin omzuna vurup gülüştüler.
Berna daldığı hayallerden çıkıp her zaman ki ürkekliği ile kıza bir kaç adım atıp gözyaşları ile sarıldı.
"Benim yüzümden çok acı çektin .Yaşattığım her şey için özür dilerim Hasret ben böyle olsun istemedim."
"Hiç biri senin suçun değildi . Hatta aramızdaki en masum sensin.""Of kızlar bu kadar dram yetmez mi ya ! Hadi ama burası düğün evi azıcık eğlenelim . Kızım akşama yirmi yıllık vuslat var ." Deyince hepsi ağzı açık bir şekilde Dicle'ye baktı.
"Sen cidden terbiyesizsin "
"Tabi canım hastane köşelerinde öpüşen de bendim değil mi Güneş hanım . "
Güneş utancından kızarırken Hasret ve Berna kızın bu haline gülecekken Dicle boş durmadı onlarıda kızartacak şeyler anlatmaya başladı.
"Siz de hiç gülmeyin seni samanlıkta görmüşler Hasret hanımcım artık nasıl bir fanteziniz varsa ! Sen de büyük gelin Emir'i abime uyutturma bahanesine .. "
Berna utançla başını eğince Güneş kuzeninin ağzını kapattı.
"Senin çenen yine iyice düştü eltim biz onu bir toplayalım . Olmadı Cihan'a diyelim de o toplasın çocuk en son çatıdan atlamış ayağını burkmuş sekiyordu değil mi ?" kahkaha atınca hepsi hallerine güldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çay Karası ♣️
Ficção GeralAdana'nın pamuk kalpli Cemal'inin kalbini Karadeniz dağlarının sisi sardı. Nişanlısı başka bir adamla kaçınca Cemal kimseyle konuşmaz oldu. Bir fırtına tuttu savurdu yüreğini kendini doğduğu topraklarda buldu. Karanlıkta kaybolan adam bir ışık arar...