68.Bölüm

16.7K 1.3K 43
                                    

Dicle ,babası yüzünden görüşemediği Cihan ile buluşmanın yollarını ararken telefonuna gelen mesaj ile ayağına gelen fırsatı değerlendirmek için planını kurdu.
Güneş'in düğün alışverişi için yardım istemesine karşılık o da kızdan bir şey istedi.
Sözde Güneş'e yardım etmek için hazırlanmaya başladı.
Cihan ile iki haftadır bulaşamadıkları için heyecanla giyindi.
Avluya çıkınca onu baştan aşağı süzen Berat 'a en şirin gülümsemesi ile sırıttı.
"Günaydın babacım !"
"Günaydın işgüzar kızım ! Ne bu kılık nereye gidiyorsun ?"
"Güneş'e babacım sen beni beğenmiyorsun ama bak insanlığın benim üstün bilgilerime ihtiyacı var. "
Adam kızına hayretle bakıp başını sağ sola salladı.
"Sen adam olmazsın . Senin cesur yürekte buralarda mı ?"
Dicle babasının kimden bahsettiğini anlasada işgüzarlığın hakkını vererek sırıttı.
"Kimden bahsettin anlamadım babacım!"
"Dicle ,zorlama istersen ..Okula da gidemezsin ,insanlığa yardıma da !"
"Ayy şimdi anladım sen Cihan'dan bahsediyorsun . Onun okulu İstanbul'da ya babacım orada . Adana'da sadece Kadir amca ve Zelal teyze var Cemal bile Rize 'de " deyince adam kafasını aşağı yukarı salladı.
"Çok geçe kalma ! Akşama ablanlar gelecek ailecek olalım."
"Tamam babacım !"
"Kızım babacım babacım deyip durma hiç dışarı çıkamayacaksın !"
"Tamam babacı ,baba !"deyip arkasına baka baka evden çıktı.
Berat kızının halinden şüphelensede önemsemeyip  sadece gülümsedi.
Dicle ise Cihan'a mesaj attığı an adam bindiği ilk uçakla Adana'nın yolunu tuttu.

Güneş ve Zelal ile buluşan kızın aklı gelecek olan Cihan'da olunca arkadaşına çokta yardım ettiği söylenemezdi.
Cihan bir kaç saat sonra uçaktan inip geldim diye mesaj atınca Dicle soluğu  Hasret'lerin evine yakın bir parkta aldı .
Cihan'ı da oraya çağırdı.

Genç adam neden İsmail'lere yakın parkta buluştuklarını anlamasa da sevdiği kıza sarılacak olma ihtimali ile heyecanla parka geldi.
Dicle'ye bakınırken kızı salıncakta salladığını görünce gülümsedi.
Tam önünde durup kızın konuşmasına fırsat vermeden öpmeye başladı.
Dicle'nin verdiği karşılık ile birbirine kapılıp giden gençlerin üzerine hortumla su tutan park görevlisi ile birbirlerinden ayrıldılar.
"Dayı ne yaptın ya ! Sucuk ettin bizi !"
"Parkımızın genel hizmetidir evladım . Genelde buraya ateşi çıkanlar gelir bende söndürürüm " diye sinirle söylenince Cihan ,sevdiği kıza bakıp başını sağ sola salladı.
"Aferin buluşacak başka yer bulamadın şu halime bak ! Yanımda yedek kıyafettim de yok ."
"Ne yapayım en güvenli yer burası babam bir tek burada bulamaz bizi . Hem Cihan fakir misin alırız bir tişört bir pantolon sorun ettiğin şeye bak ya."
"Tamam kızma adamın söylediği zoruma gitti. Sen benim park köşelerinde öpmek istediğim kız değilsin . "
"Ah benim arabesk romantiğim . Sevdiğine dokunduğun yerin önemi olur mu ?" Deyince Cihan kızın elinden tutup yürümeye başladılar.

"Bu konu hakkında sana bir şey anlatamam sonra başım belaya girer ."
"Bencede bir kaç saatimizi senin eski park fantezilerinle geçirmek istemiyorum . Çok özledim seni ama bu konuyu bir ara anlatacaksın Cihan bey !"
"Anlatılır bir ara artık kaçarımız yok !" Diye söylenerek kızın saçlarını öptü.

"Hadi kendimize kuru bir şeyler alalım . Sonra seninle bir işimiz var ."
"Ne işimiz var ki ?"
"Onu da bir ara anlatırım ." Deyip ilk gördükleri mağazaya girip üst baş alıp çıktılar.

Çift tişörtü giymek istemeyen adama Dicle zorla giydirince Cihan kızla savaşmaktan vazgeçti.
Caddeye çıktıklarında kıza birisi gelip gül verince genç kız yanındaki adama döndü .
"Para vermedik ama "
"Dağdan toplanan çiçeğe de para mı verelim !"deyip soğuk soğuk konuşunca kızın yüzü düştü.
Demek ki bu çapkın çiçek pek sevmiyordu.
Yolda yürürken kendisine bir sürü  balon veren adam ile yeniden Cihan'a döndü.
"Yanımda kazma gibi durmasan ve geleli henüz bir saat olmasa bunları sen yaptın sanacağım hatta yüzük bekleyeceğim  ama sen yapmazsın değil mi ? "
"Yapmam "
"Bende öyle düşünmüştüm zaten ." Deyip yürürlerken Cihan oyuncak tezgahına yaklaşıp  kıza küçük bir oyuncak ayı alıp uzattı.
"Benden göreceğin  tek romantiklik bu olur ."
"Eh ne yapalım Allah'tan hayvanları çok seviyorum " diyerek sırıttı.

Yemek yiyecekleri yere gelince Dicle burada yeneyelim dese de Cihan ısrar etti.
Yemeklerini yedikten sonra gelen tatlının içinden dişine sert  bir şey değen Dicle adamın evlilik teklif edeceğini düşünüp yüzüğü ağzından çıkarınca iğrensede mutlu oldu.
"Cihan sen ciddi misin ?"
"Anlamadım ne konu da ?"
"Yüzük için !"
"Dicle sevgilim ben sana evlilik teklif etsem tatlına koymazdım değil mi ?Karıştırdılar herhalde , dur garsona diyelim de sahibini bulsun ." Dedi.
Adam gelip yüzüğü almak için boş bir tabak uzatınca Dicle istemeye istemiye yüzüğü bıraktı.  
"Ne o yoksa evlilik teklifi mi bekliyordum ?"
"Güller, balonla bir de bu ayıyı elime alınca fazla pembe hayaller kurdum sanırım. Oysa seni tanımam lazım sen bana teklif edecek olsan en romantik halin bu ayının içine koymak olurdu." Dediği an Cihan kıza göz kırptı.
"Bir ayının cebine bak belki vardır ." Deyip dalga geçince kız ayıyı adama fırlattı.
Cihan ayağa kalkıp Dicle'nin önünde diz çöktü.
"Seni seviyorum ,madem evlilik teklifi için ortam var, seninde bir evet diyesin var belli ki değerlendirelim o zaman !"
"Ama yüzük yok ,yoksa var mı ?"
"Tabi ki yok ama alırız . Şimdilik şu peçete ile idare edeceksin .Uyar mı sana ?"
Dicle gülümseyerek adama baktı.
"Eh senle bende de daha farklısı beklenmezdi "zaten dedi .
"Benim gibi bir adama ömrünü verip paylaşmakta kararlı mısın ?"
"Ya bari azıcık romantik şeyler söyle " deyip elini çekince Cihan kızın saçlarını okşadı.
"Seni seviyorum , ilk ne zaman sevdim pek hatırlamıyorum çok önemi de yok zaten .
Sana bakınca ayna bakmışım gibi geliyor.
Aslında çok zıt ama bir o kadar da aynıyız .
Ben ömrümü sana eklerim sen kendini bana ekler misin ? Kadere bir de babana inat benimle evlenir misin ?" Deyince Dicle gülümseyerek sarıldı.
"Senin ağlaman lazımdı ne gülüyorsun azıcık romantik olsana !"
"Peçeteden yüzük takacağım bir tek değil ki ağlayayım , bari cola halkası taksaydın daha kalıcı olurdu." Deyip gülünce Cihan alnından öptü.
"Bunu evet olarak alıyorum. Ne şanslı adamın değil mi senin gibi kızı peçete ile kaptım ." Deyip kızın parmağına elinde tuttuğu tek taşı takınca Dicle'nin gözleri doldu.
"Bu ama !"
"Ağla güzelim ağla , parasını verirken bende bir ağlamaklı oldum ." Deyip kızın dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
Dicle dolan gözlerinden yaşlar akmasını beklerken Cihan'ın komik sözleri ile gülmeye başladı.
"Seni çok seviyorum, hepsini başından beri sen ayarladın yanin." Deyip sımsıkı sarıldı.
Cihan kollarında tuttuğu kızın omzunu öptü.
"Geriye bir tek babanı ikna etmek kaldı. Onu da tuttuğunu koparan iki amcam ve babam Kadir'e bırakıyorum. Olmadı bende o üçünün yolundan giderim ." Diyerek güldü.

Çay Karası ♣️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin