Hep iki bölümü birleştiriyorum. Otuz bölüm, bitecek sana 15 bölümde =)
keyifli okumalar =)----------------------------------------
Miray yerine geçtiğinde yanakları kızarmıştı. Arın derse devam ederken, kız başını kitaptan kaldırmamıştı. Tüm sınıf ona ve hocasına bakıyordu. Emindi ki şuan hepsi kafalarında bin bir senaryo kuruyorlardı. Yanındaki sıra arkadaşının imalı bakışlarını hissediyordu mesela. Önüne verdiği kağıda baktığında ise, gözlerinin yandığını hissetti.
“Arın hoca ha? Vay canına...”
Şimdi ne dese anlatamazdı. Bir kişiye anlatsa bile koca amfiye nasıl anlatacaktı. İşlerin daha da içinden çıkılmaz hale geleceğini bilse, şu haline sevinirdi her halde.
Eve gelmesi akşamı bulmuştu. Sokaklarda amaçsızca dolaşmıştı. Yaren’in de bugün öğleden sonra resim partisi vardı. O yüzden rahattı. Sürekli okulda olanları düşündü. Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilmişti. Bu kadar patavatsız konuşabilmişti. Eve girdiğinde duran gözyaşları akmaya başladı. Koltuklara zar zor attı kendini. Son iki derse girememişti. Çünkü sorular ve bakışlar onu boğmaya başlamıştı.
‘ARIN HOCA İLE ARANDA NE VAR?’
‘SEVGİLİ MİSİNİZ?’
‘YAREN KİM?’Okulun internet panosuna bile düşmüşlerdi. Okula nasıl gideceğini bilemiyordu.
Bütün bu sorular ve sorunlar yetmezmiş gibi, bir de Gözde’ye anlattığında gülme krizi tutmuş, Miray’ı daha fazla sinirlendirmişti.Telefonun sesi derinden geldiğinde çantasını eline aldı ve telefonunu aradı. Bulduğunda arama sonlanmıştı. Ama tekrar çalmaya başlayınca arayan kişinin Arın olduğunu gördü.
“Efendim hocam?” dedi ağlamaklı çıkan sesini normale çevirmeye çalışarak.
“Miray neredesin? Arkadaşların gittiğini söyledi? Öğlenden beri arıyorum, açmıyorsun. Merak ettim.”Merak mı etmişti? Lanet olsun, bir de arkadaşlarına mı sormuştu onu?
“Evdeyim, pek iyi değilim. Aslında biraz da dışarda dolaştım. Benim hatam duymamışım.”
“Neyin var? Gelmemi ister misin?”
“Hayır, öyle bir şey değil. Siz neden aramıştınız?”“Ya başta merak ettiğim için aradım. Ama yarım saat önce Yaren’in öğretmeni aradı beni. Yaren iyi değilmiş, sen gider misin diyecektim ama sen de iyi değilsin anlaşılan. Ben Murat’ı yada Başar’ı ararım.”
“Hayır, hayır ben iyiyim. Ben giderim.”
“Emin misin Miray? Gerçekten iyi değilsen-““İyiyim dedim ya hocam,” diyerek sözünü kesti. Bir de adama derdini anlatmaya niyeti yoktu. Çünkü adamın pek taktığı yok anlaşılan.
“Tamam, o zaman şöyle yapalım. Garajda iki araba var. Anahtarları vestiyerde. Birini al. Öyle git.”
“Taksi ile giderdim.”
“Taksi ile gitmeni istemiyorum. Dediğimi yap.”
“Peki.” Telefonu kapattıktan sonra yerden çantasını aldı.Araba kullanmayı özlemişti. Çekmeceyi açıp anahtarlara baktı. BMW’de karar kılıp, anahtarını aldı ve garajın kapısını açtı. İki arabaya da büyülenmiş gibi baktı. İkisi de spordu. Kırmızı BMW’ye bindi. Müziği açtı ve yola koyuldu. Yarım saat sonra okuldaydı. O sırada telefonu çaldı.
“Efendim hocam.”
“Sorun neymiş Miray?”
“Daha yeni yetiştim. Ben sizi birazdan ararım.”
“Tamam. Mutlaka ara ama,” deyip kapattı.Miray okula girdiğinde Yaren’in ismini verdi. Kapıdaki görevli müdürün odasına yönlendirildi onu. Odaya girdiğinde köşede ağlayan, saçı başı dağılmış kızı görünce çantasını yere attı ve “Yaren, meleğim!” diye bağırdı.
Yaren Miray’ı görünce hemen kalktı ve Miray’a sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT - İKİNCİ ŞANS SERİSİ I - FİNAL
Lãng mạnArın... Eşini kaybettiği an, hayatını da kaybetmişti. Ne bunalıma giren kızını görüyordu gözleri, ne de hasta annesini... O çok sevdiği mesleği- öğretmenliği bile bırakmıştı. Hayat onun için çıkmaz bir sokaktı ve o yalnızca ölmeyi bekliyordu. Miray...