Minho ve Chan birbirlerine sarılarak uyuyorlardı. Minho'nun başı Chan'ın omzunda, eli de göğsündeydi. Chan da Minho'yu sahiplenmiş gibi kollarının arasına almıştı.
Minho uyandı ve Chan'a baktı. Çok huzurlu görünüyordu. Chan'ın cevabını almış olmasını umdu.
Chan da bir süre sonra uyandı ve kollarının arasındaki bedeni izlemeye başladı. Minho minik işaret parmağı ile Chan'ın göğsünde görünmez şekiller çiziyordu.
Ch: Günaydın.
Mh: Günaydın.
Ch: Belki salak olduğumu düşüneceksin ama sorup bir cevap almam gerek.
Mh: Sor Chan.
Ch: Dün yaptığın şey...teklifimi kabul ettiğin anlamına mı geliyor?
Mh: Salaksın. Evet kabul ettim.
Chan kocaman gülümsedi ve sevgilisinin dudaklarına minik bir öpücük bırakıp kalktı.
Ch: Yemek yiyelim. Birazdan Jeongin gelir.
Mh: Tamam. Ama bu halde kalkamam.
Ch: Sana kıyafet vereyim.
Chan Minho'ya kıyafet uzattı. İkisi de giyindikten sonra aşağı indiler. Hemen ardından kapı çaldı.
Ch: Ben bakarım sevgilim.
Minho son kelimeye sırıtırken Chan kapıya bakmaya gitti.
Kapıyı açtı.
... : Chan.
Chan gelen kızı görünce şoka girmişti. Kız Chan'a sarıldı.
Kız: Chan artık yanındayım bebeğim.
Ch: Burada ne işin var?
Kız: Seninle yaşadıklarımızı o kadar kolay unutamazsın.
O arada Minho geldi.
Mh: Kimsiniz? Yani Chan'ın nesi oluyorsunuz?
Kız: Sevgilisiyim. Bir sorun mu var? Peki sen kimsin?
Minho sinirle Chan'a baktı.
Mh: Ne tesadüf? Ben de sevgilisiyim. Birazdan olmayacak olan sevgilisiyim.
Minho ayakkabılarını giyip hızla evden çıktı. Arkasından ona seslenen Chan'ı umursamadı.
Ch: MİNHO! MİNHO BEKLE!
Chan Minho'nun peşinden gitti.
Minho sahile gitmiş, bir banka oturarak hem denizi seyrediyor hem de ağlıyordu.
Chan Minho'yu görünce daha da hızlandı, önüne geçip yere çömeldi ve ellerini Minho'nun dizlerinin üzerine koydu.
Ch: Açıklamama izin ver.
Minho Chan'ı görünce sinirle gözyaşlarını sildi.
Mh: Neyi açıklayacaksın? Kız açık açık sevgilisiyim dedi.
Ch: Minho sadece açıklamam için bir şans ver lütfen.
Mh: Peki... Senden mantıklı bir açıklama bekliyorum. Ama orada oturma dizlerin acır.
Chan kalkıp Minho'nun yanına oturdu ve ellerini avuçlarının arasına aldı.
Ch: Biseksüelim. O da eski sevgilim. Ona kaç defa ayrılmak istediğimi söylesem de kabul etmedi. Ben de onu Busan'da bırakıp buraya taşındım. Bu güne kadar ondan bir haber bile almadım. Minho bana inan nolur.
Mh: Ben ne farkettim biliyor musun?
Ch: Ne farkettim?
Chan Minho'nun söyleyeceklerinden korkuyordu. Onu bırakıp gideceği düşüncesi Chan'ı delirtiyordu. Onu daha yeni kazanmışken kaybedemezdi.
Mh: Sensiz bir saniye bile yapamıyorum. Beni asla bırakma olur mu?
Ch: Ölsem bile seni bırakmam sevgilim.
İkili birbirlerine sıkıca sarıldılar. Hala sarılırlarken Minho fısıldadı.
Mh: Seni seviyorum Chan.
Ch: Ben de seni seviyorum. Eve dönelim.
Mh: Tamam.
Eve döndüklerinde Chan kapıyı açtı ve eve girdiler. Koltukta kucak kucağa oturup bir film açıp seyretmeye başladılar.
Bir süre sonra gelen ayak sesleri ile ikilinin bakışı o tarafa kaydı. Kız duş alıp Chan'ın bornozunu giymişti. Minho uzandığı için kız onu görmemişti.
Kız: Chan bebeğim, o seni terketti değil mi? Gönlünü hoş edip onu unutmanı sağlayabilirim.
Kız bornozun ipini çözdü ve çıplak bedenini Chan'a gösterdi. Chan sadece önüne döndü ve Minho'nun saçlarını okşayarak filmi seyretmeye devam etti.
Ama Minho sakin kalamıyordu. Hızlıca kalkıp kızın yanına gitti.
Mh: Chan seni sadece böyle mi beğeniyor? Sana acıdım. En azından beni bedenim için değil kalbim için seviyor. Tabi sen bunu anlayamazsın.
Kız: Sen...onu terketmiştin?
Mh: Ben onu terketmedim, terketmem de.
Kız: Chan beni seviyor. Bunu ona da sorabilirsin.
Mh: Madem o seni seviyor, neden onu bedeninle etkilemeye çalışıyorsun? Sadece midemi bulandırıyorsun. Bakalım dışarıda seni bedenin için seven kaç kişi var.
Minho kızın kolunu tutup sürükledi ve kapıyı açıp kızı dışarı çıkardı.
Mh: Bir daha sevgilimin yanına yaklaşırsan sana daha kötülerini yaparım.
Minho kapıyı kapatıp gülümsedi ve şaşkınca onu izleyen Chan'ın kucağına oturup saçlarını okşadı.
Mh: Ne oldu sevgilim?
Ch: Çok kıskançsın.
Minho gülümsediğinde telefon çaldı. Chan telefonu açtı.
"Alo?"
"Hyung Jeongin..."
"Ne oldu Jeongin'e?!"
"Önemli bişey değil hyung. Ateşi çıktı. Haber vereyim dedim."
Minho Jeongin'in adı geçtiğinde telefonu aldı.
"Ateşi mi var?! Geliyorum."
Minho ayaklandığında Seungmin'in sesiyle durdu.
"Hayır hyung gelmene gerek yok. Sadece bir gün daha bende kalsa sorun olmaz. Tabi izin verirseniz."
"T-tamam. Alnına ıslak bez koy ve üzerini değiştir. Ateşi düşmezse duşa girsin olur mu?"
"Tabi hyung. Canıma minnet. Kapatıyorum."
"Tamam."
Minho telefonu kapatıp Chan'a verdi.
Ch: Gidiyor muyuz?
Mh: Hayır. Jeongin bir gün daha Seungmin'de kalacak.
Ch: Tamam. Gel otur.
Minho oturup başını Chan'ın omzuna koydu ve yarım kalan filmlerini izlemeye devam ettiler.
______
Uzun bir bölüm oldu sanki?
Bu bölümü yazarken nedense ayrı bir istek duydum. Kendimi kaptırdım. Devamını yazacaktım ama uzun olmuştu.
Kıskanç Minho.
Ne güzel etti kızı çıplak şekilde sokağa atarak. Hıh!
Bir sonraki bölüm JeongMin özel mi olsun yoksa Bangİnho ile devam mı edelim?
Kendinize iyi bakın 💛💛💛