Ch: Hazırlanalım mı aşkım?
Mh: Sen beni burada feelsten öldür sonra da hazırlanalım mı? Yok öyle bir dünya!
Ch: Peki ne yapmalıyım?
Mh: Önce kıyafetleri ver.
Chan kıyafetleri Minho'ya uzattı.
Mh: Duşa girmem gerek. Terledim. Ve sen gelmiyorsun.
Ch: Ama bebeği-
Mh: Aması yok. Gidiyorum.
Minho banyoya gidince Chan kendi kandile mırıldanırken somurttu.
Ch: Gelsem ne olurdu ki?
Minho sessizce kapıyı aralayıp Chan'a baktı. Parmaklarıyla oynuyor ve arada bir ayaklarıyla tepiniyordu.
O an Minho'nun gözüne çok tatlı görünmüştü.
Ateşli olmaya çalışan dört yaşında mızmız bir çocuk gibiydi.
Tekrar feels geçirerek kapıyı kapattı.
(bu olaylar reelde olursa beni taramalı tüfekle değil atom bombasıyla vurun lütfen. Yoksa kalpten gideceğim. *gerçekte olması için dua eder*)
Banyodan çıkınca Chan'ın hala bıraktığı gibi durduğunu gördü.
Chan Minho'ya bakınca bedeninin tamamını sıkıca sardığı havluyla kendisine doğru ilerlediğini gördü. Bu olay daha önce de yaşanmıştı. Ama sadece roller değişmişti. Sorun olmazdı.
Minho ise Chan'ın dudağının kenarını kısaca öpüp yataktaki kıyafetleri aldı.
Dolabın önünde giyinmektense orada giyinmek daha kolaydı.
İç çamaşırını alıp Chan'a arkasını döndü ve bacaklarından geçirdi. Chan'ın cezası bu olacaktı. Dilediği kadar bakabilir veya dokunabilirdi ama sevişme aşamasına geçmeyeceklerdi. Yani...belki.
Minho karşı koyabileceğini umuyordu.
Chan ise sadece üzerini değiştiren seksi sevgilisini hayranlıkla izliyordu.
Sonunda ayağa kalktı ve Minho'nun karşısına geçti. Yüzünü avuçlarının arasına aldı ve parlayan gözlerini gözlerine dikti.
Ellerini yavaşça omuzlarına indirdi. Birden sıkıca sarılınca Minho ne yapacağını şaşırdı.
Mh: Chan iyi misin sevgilim? Bir sorun mu var?
Ch: Yok.
Minho da kollarını Chan'ın beline sardı.
Mh: Bana öyle gelmedi.
Ch: Sana sarılmak için bir nedene ihtiyacım yok.
Mh: Evet yok.
Chan Minho'nun bedenini daha sıkı sardı.
Ch: Hazırlanmamız gerek.
Mh: Hazırlanalım.
Sonunda giyinebildiklerinde evden çıktılar.
Ch: Yürüyerek mi gitsek? Hava güzelmiş bugün.
Mh: Yürüyelim!
El ele tutuşup yürümeye başladılar. Farklı konulardan konuşup gülüşüyorlardı.
Ch: Biraz burada bekle. On dakikaya geliyorum.
Mh: Chan nereye?!
Chan koşarak gitmişti. Minho da geldikleri parkın banklarından birine oturup beklemeye başladı.
Biraz sonra birkaç adam Minho'nun etrafına toplandı.
Bir adam: Pardon bir yeri arıyorum da bana gösterebilir misiniz?
Mh: Tabi. Neresi?
Bir adam: İçinize nasıl girebilirim?
Mh: Pardon?
Minho kaçmak için hareketlendiğinde adam Minho'nun kolunu tuttu.
Bir adam: Hiçbir yere gitmiyorsun güzellik. Tabi yatağım hariç küçük orospu.
Minho hem korkmuş hem de sinirlenmişti. Bir çok kez kendine orospu dendiğini duymuştu. Ama ilk defa bu kadar acıtıyordu.
Diğer adam Minho'nun arkasına geçmiş dayıyordu.
Minho artık dayanamayıp bileklerini tutan adamın ön tarafına esaslı bir tekme savurdu. Arkasındaki adamın yüzüne en sertinden bir yumruk attı.
Diğer adamları da dövdükten sonra sinirden ağlamaya başladı. Neredeyse yirmi dakika olmuştu ve Chan hala ortalıkta yoktu.
Omzuna dokunan bir el hissettiğinde korkuyla arkasına baktı.
Mh: Chan...
Ch: Bebeğim alt tarafı yirmi dakika yoktum. Ne oldu? Ağlama.
Chan Minho'ya sarıldı. Minho da Chan'ın omzuna başını koyup sakinleşmeyi bekledi.
Mh: On dakika demiştin.
Ch: Özür dilerim. Ne oldu burada?
Mh: Orospu dediler bana. Yatağıma gel dediler. Ben de dövdüm.
Ch: İyi yapmışsın. Gel elini yıkayalım.
Mh: Ben orospu muyum?... Evet öyleyim. Bu canımı acıtıyor. Geçmişi unutmaya çalıştıkça karşıma çıkıyor.
Ch: Orospu falan değilsin. Sen benimsin. Ve sana geçmişi unutturacağım.
Mh: Kalbimin hala acıdığını farkettim. Ve asla geçmeyecek.
Ch: Geçecek sevgilim. Her şey düzelecek. Süren bittiğinde her şeyi halledeceğim. Söz veriyorum. Gel.
Chan Minho'nun ellerini yıkamasına yardım ettikten sonra bastırmaktan kızarmış eli sıkıca tuttu.
Ch: Gidelim sevgilim.
Mh: Tamam. Sen nereye gitmiştin?
Ch: Ahh! Yine unutmuşum! Bu senin için.
Chan Minho'ya bir kutu uzattı.
Mh: Bu ne?
Ch: Gözlerini kapat.
Minho Chan'ın dediğini yaptı.
Chan Minho'nun arkasına geçip elindeki zincir kolyeyi taktı.
Ch: Açabilirsin.
Minho gözlerini açıp boynundaki kolayeye baktı. Anında gözleri dolarken arkasına döndü.
Mh: S-sen...
Ch: Merhaba Lino-shi~
______
Ewet bir gizem!
Selam!
Sizce sonlarda ne demek istenmiş olabilir?
Sonraki bölüm flashback olacak.
Kendinize iyi bakın💛💛💛