Merhaba :) Öncelikle bayramdan önce yayınlayacağımı söylemiştim fakat tahmin ettiğimden daha önce evden ayrılınca bölüm kaldı :S Şimdi ise birkaç gündür yazmak için pek vaktim ve ilhamım olmadı. Ama şimdi buradayım :) Bu bölüm de geleceğe gidiyoruz gençler. Melis ve Kuzey'in evliliklerinden önce bir zaman dilimi ama :D Neyse, uzun bir bölüm olur mu bilmiyorum ama deneyeceğim. Şimdi iyi okumalar :) Multimedya: Melis'in 24 yaşındaki hali :d
Sürpriz
MELİS
Saçlarımı düzleştirmeye çalışırken bir yandan da ne giyeceğime karar vermeye çalışıyordum. Fakat bu akşam yemeğinde sevgilinizin sizi nereye götüreceğini bilmediğiniz de oldukça zordu. Üstelik gıcık gibi yemekten 2 saat önce haber vermişti, zamanım kısıtlıydı. Ama, yinede birlikteliğimizin yedinci yıl dönümünü unutmamış olması güzeldi, son ana kadar unuttuğunu düşünmüştüm oysa. Şimdi ise bir kaosun içine sürüklenmek üzereydim. Artık biraz daha hız kazanmama karar vererek saçlarımdan düzleştiriciyi çektim ve hızla pencerenin kenarındaki mermere koydum. Sakarlıkta bir numara olduğumu söylememe gerek yok herhalde, ben bu telaşla evi bile yakabilirdim. Sonra, tekrar dolabıma yönelerek Kuzey'in seçimleri hakkında fikir yürütmeye çalıştım. Beni nereye götürürdü, ya da nasıl bir konsept tercih ederdi? Bana göre, akşam yemeği olduğuna göre şık bir restoran olabilirdi seçimi. Fakat boğaz kenarında küçük bir balık restoranına da gidebilirdik. Ya da bar tarzı bir yere de. Bu oldukça karmaşık bir durumdu. Dolabımdaki tüm askıları ayırarak bir şeyler bulmak için umut ettim. Bulmak zorundaydım, çünkü bu saatte alışverişe bile çıkamazdım. Biraz düşünmek ve aklımda bir kombin oluşturmak için dolaptan biraz uzaklaştım. Sanırım, her başım sıkıştığında olduğu gibi siyaha koşacaktım. Bana kolaylık sağladığından dolayı o kadar çok siyah elbisem vardı ki.
Dolaptan, straplez ve hemen diz üstünde biten bir siyah elbise çıkardım ve yatağın üzerine attım. Hızla gardırobun sağ kapısına yöneldim ve kaydırarak ayakkabıların dolu olduğu rafları göz önüne serdim. Siyah elbise, benim için zaten bir kaçıştı, bir de siyah ayakkabı kombinlersem eğer iyice kaçmış olacaktım. Bu yüzden biraz iddialı davranmanın zararının olmayacağını düşünerek, bordo renk süet platformsuz topukluyu çıkardım. Zaten uzun boyumdan dolayı hiç platformlu kullanmıyordum. Çanta kullanmayı normalde pek tercih etmezdim ve telefonumu cebimi tıkıştırıp sokağa atardım kendimi fakat bu gece ne yazıkki kullanmak zorunda kalacaktım. Elbiselere cep yapmamaları en nefret ettiğim şeylerden biriydi. Ayakkabılarımın rengine yakın bir çanta aldım elime ve içine gerekli olan şeyi doldurdum, sonrasında o da yatakta, elbisenin yanındaki yerini aldı.
Yatağa bakan büyük boy aynasının karşısına geçip, geçen günlerde annemden izinsiz aldığım ve geri vermeyi düşünmediğim bordo ruju sürdüm. Allık veya fondoten kullanmayı hiç sevmediğim için direkt göz makyajına geçtim ve siyah ve gri ağırlıklı gölgeli bir göz makyajı yaptım, ya da çalıştım. Daha sonra, daha az önce düzleştirdiğim fakat kabarmasına engel olamadığım saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalıştım fakat bu pek mümkün olmadı. Bu yüzden komodinime saçılmış şekilde duran birkaç tel tokayla kendimce bir topuz yapmaya çalıştım. Bu aslında işin en zor kısmı sayılırdı, çünkü sarışındım ve tel tokalar siyahtı. Her türlü belli oluyordu fakat yapacak bir şeyim yoktu buna karşılık. Önemsememeyi seçerek elbiseye yöneldim ve hızlıca üzerime geçirdim. Daha sonra süet ayakkabılara yöneldim ve bilekten bağlanılan ayakkabıları da hızlıca ayaklarıma geçirdim ve az önce çantama attığım parfümü çıkarıp boyun bölgeme sıktım. Fazla parfüm taraftarı da değildim.
Hazırlığımı bitirdiğime göre biraz oturabilirim düşüncesiyle kendimi yatağa bıraktım. Aklımda hala nereye gideceğimiz konusunda birçok düşünce dolaşıyordu. Şu an yapabileceğim tek şey, bu elbiseyle gideceğimiz mekana ters düşmemeyi dilemekti. Yavaşça yataktan kalkıp odada turlamaya başladım. Bir gözümde saatteydi, Kuzey her an gelebilirdi. Pencerenin kenarına süzülüp perdeyi hafifçe araladığımda gözüme Kuzey'in beyaz Range Rover'ı çarptı. Kapının önüne park etmeye çalışıyordu. Yüzüme bir gülümseme yayılırken pencerenin yanında ayrılıp koşarak aşağıya inmeye başlamıştım bile. Düşmeme ramak kalana kadar topukluları da unutmuştum hatta. Fakat yinede durmayarak kapıya kadar ulaştım ve üzerime beni havanın soğukluğundan koruyacak olan montumu alıp dışarı fırladım. Ben kaldırımın kenarına çıktığımda Kuzey kapıyı açmış, tek bacağını dışarı çıkmış inmeye hazırlınıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melis'in Anı Defteri
Teen Fiction"Öyle anılar vardır ki, anlatırken güzelliği gider. Bizimkisi de öyleydi işte." ------------------------------------------------------------------------------ Lise İneği Günlükleri ek kitabıdır. Bu kitapta Melis'in, Kuzey'in, Eda'nın, Cenk'in, Deniz...