Merhaba :) Şu an baya bi mutluyum, Melis'in Anı Defteri 4 bölümde 2K'ya ulaşmıış :Dİlginiz için çokça teşekkürler :* Şimdi bu bölümde Melis ve Eda'nın lise 1 anısına gidececeğiz yine. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar :D Multimedya: lise 1'deki Eda.
Kızlar Tuvaleti
EDA
Saçlarıma ellerimle şekil verip aynadaki son görüntüme baktığımda içim içime sığmıyordu. Bugün Cenk'in basketbol maçı vardı ve ben bir şans uğruna bu maça gidecektim. Maç aslında bizim okulumuz ve bir başka okul arasında bir maçtı fakat benim için önemli olan Cenk olduğu için Cenk'in maçı oluvermişti bir anda. Onunla resmen tanışmamıştık fakat onu gördüğüm ilk günden beri peşindeydim. Onun hakkında okulda bilgi almadığım biri kalmamıştı herhalde. Her yerden bir parça alıyor ve bu parçaları yavaş yavaş birleştiriyordum. Ve şunu diyebilirdim ki iki ay içerisinde onun yakın arkadaşı olduğunu iddia eden pek çok kişiden daha iyi tanıyordum onu. En sevdiği rengi, burcunu, hobilerini, yeteneklerini. Ve bu yeteneklerinden biri de basketboldu. Öyleki daha 9. sınıfta basketbol takımına girmişti. Ve takımda ki tek 9.sınıftı.
Küçük kol çantama attığım telefonumu kaptığım gibi Melis'in numarasını tuşladım. Ona günler ömcesinden defalarca defalarca ve defalarca söylemiştim, hatta her gün iki kez hatırlatma bile yapmıştım ama unutması olası bir şeydi. Şu an yeterince vaktim vardı, eğer unuttuysa bile şu an hazırlanmaya başlasa tam zamanından önce yetişebilirdik. Tıpkı benim istediğim gibi. Yani, eğer maçtan biraz önce okulda olabilirsek Cenk'le karşılaşma olasılığım %85'di. Onlar tabiki maçtan önce gelip antrenman yapıyorlardı veya bahçede gölgelik bir alana yapılmış çardakta dinleniyorlardı.
"Alo? Melis, umarım maçı unutmadın?"diye sorgulayan bir ses tonuyla atladım hemen. Tamam vakit vardı ama ben her ne olursa olsun zaman harcamayı sevmezdim. Hele konu Cenk ise.
"Şey.. unutmadım. Ama ben gelmesem iyi olacak."dedi hafif titrek bir sesle. Sesinden anlamıştım ,ağlamıştı. Ve neden ağladığını da çok iyi biliyordum, çünkü onu çok iyi biliyordum. Bu sabah okulda bir çocuk onunla nedensiz yere dalga geçmişti. Çocuğa ağzının payını vermiştim fakat Melis'in kırıldığını biliyordum. Çok hassas biriydi o ve bunun içinde onu suçlayamazdım. Aslında onun gelmesini istememin büyük sebeplerinden biri de bugün gibi son zamanlarda oldukça fazla olan olaylardı. Kafasını dağıtır diye umuyordum. Çünkü kendini fazla harap ediyordu ve ona karşı söylenen her laf beyninde yer ediniyordu.
"Niye? Bana söz vermiştin ama, bu benim için çok önemli. Hem kesin Kuzey de orada olur." Bunun onu ikna edeceğini umuyordum. Çünkü ona okulun ilk günü dediğim şey tamamıyla gerçekleşmişti. Bu Kuzey diye bahsettiğim şahıs bizim güzel fakat içine kapanık kızımızın kalbini çalmayo başarmıştı. Hemde tek bakışla! Adamdaki yeteneğe açıkça hayrandım fakat hepsi de yetenek değildi hani. Allah vergisi bir baby faceliği vardı. İlk başta Melis'e sorsam da sürekli olarak yalanladı ama onun gözlerinden anlamıştım. Ne zaman bu şahıs önümüzden falan geçse Melis beni duymaz oluyordu, gözlerini ondan alamıyordu. Ve şansa bakın ki Cenk'in en yakın arkadaşıydı bu Kuzey.
"Kendimi hiç iyi hissetmiyorum."dedi Melis. Her zamanki gibi mazereti buydu, fakat haklıydı da. Bu okuldaki gerzekler yüzünden kız neredeyse depresyona girmişti. Anladığım kadarıyla da bu sefer fena kırılmıştı, öyle ki Kuzey lafı bile onu ikna edememişti.
" İyi hissetmen için gidiyoruz zaten Melis."dedim kendimi savunmaya geçerek. Çünkü inanıyordum ki Kuzey'i uzaktan olsa görmek ona iyi gelecekti. Hep öyle olurdu.
"Ama.."diye lafa başlayacaktı ki onu susturdum ve,"15 dakikaya kapının önünde olacağım, hazırlansan iyi edersin."deyip telefonu yüzüne kapattım. Böylece ona gelmekten başka çare bırakmamıştım. Telefonumu yeniden çantama attıktan sonra aynada tekrar kendime baktım ve içimden her şeyin güzel olacağına dair bir şeyler fısıldadım. Eğer evrene iyi sinyaller gönderirsek o da bize iyi cevaplar verir diye düşünüyordum. Daha doğrusu bunu bir yerden duymuştum. Pembe kazağımla uyumlu kol çantamı koluma takıp hızla merdivenlerden aşağı indim. Evde seslenecek veya haber verecek kimse olmadığı için öylece kapıya yöneldim. Kapıdan çıkmadan önce anahtarımı kontrol ettim ve kendimi kapıdan dışarı attım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melis'in Anı Defteri
Novela Juvenil"Öyle anılar vardır ki, anlatırken güzelliği gider. Bizimkisi de öyleydi işte." ------------------------------------------------------------------------------ Lise İneği Günlükleri ek kitabıdır. Bu kitapta Melis'in, Kuzey'in, Eda'nın, Cenk'in, Deniz...