- 8 -

2.7K 141 30
                                    

Üzgünüm gecikti fakat bu aralar okul sonuçları açılandı ve kayıt işlemleri falan işin içine girince bir türlü vakit bulamadım. Yine de bu kadar beklediğiniz için size haksızlık yapmak istemiyorum ve bu yüzden bölümü uzun tutacağım. Seviyorum sizleri, yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Balayı (Part 1)

MELİS

  Paris'e gitmek için havalanmak üzere olan uçakta, Kuzey ile beraber yerlerimize yerleşmiş bir vaziyetteydik. Birkaç dakika sonra kalkacak olan uçak yüzünden, kalbim küt küt atarken ve yüzüme doğru yayılan bir sıcaklık dalgası olmasına rağmen, gözlerim beynimin uyuma komutlarına adeta meydan okuyordu. Son günlerde olan koşuşturmalar ve tatlı heyecanlar beni yorgun düşürmüştü. İşin iyi tarafıysa, artık dinlenebilecektim. Bu gece itibariyle, Kuzey ile 15 günlük balayımız başlayacaktı.

  Uçak, pistte yavaşça hareketlenmeye başladığında kalbimin ağzımda attığını hissettim ve dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım, sanki dudaklarım 1 milimetre bile açık olsa kalbim dışarı fırlayacakmış gibi hissediyordum. İstemsizce, gözlerimi kapayıp bir şeyin olmamasını dilerken yine istemsizce Kuzey'in koltuğun, dirsek koymak için yapılan yerde  kıpırdanan parmaklarına parmaklarımı kenetledim ve sıkabildiğim kadar sıkmaya başladım. Sanki ona sımsıkı tutunduğumda heyecanım azalıyor gibiydi, kendimi güvende hissediyordum. Sanki uçak düşecek olursa Kuzey bir Superman misali beni bu uçaktan çıkaracak ve uçuracakmış gibi. Tabi ki öyle bir şey olmayacaktı, fakat yinede biraz olsun bilinçaltımı kandırmaktan zarar gelmezdi. 

    Uçak sarsılarak havalandığında gözlerimi hafifçe araladım ve Kuzey'in gülümseyen suratıyla karşılaştım. Ne yani, biraz ürkmüştüm alt tarafı; ve bu benim kocam olacak sadist bundan hunharca zevk alırmış gibi 32 diş sırıtıyordu. Ona gözlerimi kısarak, "Ne?" dermişçesine baktığımda birbirine kenetlenmiş parmaklarımızı gösterdi 

   "Ne yani, elini tutmam suç mu?"deyip trip atarcasına başımı öteki tarafa çevirdiğimde, hala kenetli olan parmaklarımızı daha da sıkılaştırdı ve boşta kalan diğer eliyle çenemden tutarak ona bakmamı sağladı. Kaşları sanki bir şeyden şikayet ediyormuşçasına çatılmıştı.

      "Sadece mutu olduğumu belirtmek istemiştim."dedi ve öpmek için bana doğru bir hamle yaptı. Hızla geri çekilirken Kuzey, boşa giden hamlesiyle bana tek kaşını kaldırarak baktı. Gözlerimi ondan hızlıca kaçırıp başka bir tarafa çevirdiğimde, başını koltuğa yasladı ve iç geçirdi. Tepkileri anlaması gerekirdi, şu an bizden başka 200 tane daha yolcusu olan bir uçaktaydık. Kalabalık yerlerde aşk böceği gibi davranmaktan hoşlanmadığımı biliyordu, daha çok utandığımı. Oysa o şimdi biraz anlayışlı olup yalnız kalana kadar beklemek yerine, bana resmen trip atıyordu. Sanırım, biraz bozulmuştu.

     Derin bir nefes aldıktan sonra gözlerini kapadı ve,"Sana doğru yaklaşmaya çalıştığımda benden kaçmandan nefret ediyorum."diye mırıldandı. "Ayrıca trip atmandan da." Sessiz kaldım ve onu duymamazlıktan gelmeye çalıştım. Belki de şu an yaptığım şey yaptığım en saçma şeydi fakat onunla bu konu hakkında konuşmak istemiyordum, çünkü o haklı çıkacaktı. Haklıydı çünkü ondan kaçmaya çalışmam saçmaydı, kabul ediyordum. Fakat yapımı değiştirmek için yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Haksız çıkarılmakta en sevmediğim şeylerden biri olduğu için şimdi başımı küçük daire şeklindeki pencereye çevirip gözlerimi kapamaktan başka çarem yoktu. 

      "Ve beni duymazdan gelip, cevap vermemenden de nefret ediyorum." dedi diğer fısıldayışlarının aksine sesli bir şekilde. Hafif bir hayalkırıklığı ve hafif bir de öfke seziyordum sesinde. Evliliğimizin ikinci gününden kavga etmek istemiyordum, bu yüzden konuyu saptırmaya karar verdim. Çünkü bu doğrultuda ilerlediğimiz takdirde tartışabileceğimiz kanısına varmıştım. 

Melis'in Anı DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin