- 9 -

2.4K 127 17
                                    

Geciktirdiğim için üzgünüm. Bir gün telafi etmeyi umuyorum ve özür maiyetinde uzatabildiğim kadar uzatmaya çalışacağım :) Güzel oy ve yorumlarınız için teşekkür ederim. Lütfen sona koyacağım notu okuyun :)

Balayı (Part 2)

MELİS

   Üzerimde ıslak elbisem ve sarındığım havlumla beraber odaya girerken, Kuzey'de hemen peşimdeydi. Sabahın köründe sevgili kocam tarafından suya atıldıktan sonra, suddan çıktığımda donma tehlikesi geçirmiş ve havluyu da üzerime sıkıca sarmıştım fakat açıkçası pek bir işe yaramamıştı. Saçlarımdan akan klorlu suyun her tenime çarpışı ben de bir şok isteği uyandırıyor ve hemen sıcak yorganın altına girme isteği uyandırıyordu. Fakat, ilk önce şu klorlu sudan arınmam gerekiyordu. Valize yönelirken, bir an önce şu valizdeki eşyaları dolaba yerleştirmem gerektiğini de hatırlattım kendime.

    Eşyalarımı alıp banyoya yöneldim ve kıyafetlerin hepsini buruşmayacak şekilde astım. Daha sonra üzerimdekiler çıkarıp sıcak suyun altına girdim. Havuzda baya bir oyalanmıştık ve saat şu an 7'ye geliyor olmalıydı. Hızlı bir duş aldıktan sonra otelin verdiği havlularla kurulanıp koyu renk kaprimi ve sarı kolsuz tişörtümü üzerime geçirdim. Saçımı da dağınık bir topuz yaptıktan sonra son kez kendimi kontrol edip banyonun kapısını araladım.

  Kapıdan başımı uzattığımda gördüğüm görüntü karşısında kendimi gülümsemekten alamadım. Kuzey'in üzerindeki ıslak deniz şortu, yerini siyah bir eşofmana bırakmıştı, üstünde yine eşofmanıyla uyumlu siyah bir Jack Daniels tişörtü vardı. Fakat beni asıl gülümseten şey ise, o yüzündeki 8 yaşında bir çocuğu anımsatan gülümsemeyle masum masum uyumasıydı. Islak siyah saçları, kafasına bir kavuk gibi sardığı havlunun arasından çıkıyordu ve ona daha da tatlı bir görünüm veriyordu. Bir anlığına bu yorgun ve uyku modundaki halinden yararlanmam gerektiğini söyledi içimdeki Şeytan Melis. Yeniden onu konuşturmak isteğiyle doldu bir anda içim. Onu uyandırmamak adına sinsi ve sessiz adımlarla yanına yaklaşırken, hala gülmeye devam ediyordum. Yanına varıp, yattığı tarafa doğru eğildim ve klorla karışmış saçının kokusunu içime çektim. 

     "Kuzey, ben hamileyim."diye fısıldadığımda kulağına şaka amaçlı istemsizce sesli bir kahkaha çıktı boğazımdan. Kendimi susturmak amaçlı bir elim ağzımda giderken, diğer elim bileğinden hızlıca tutuldu ve Kuzey'in üzerine doğru düştüm. Kuzey, hızla rolleri değiştirip üzerime çıkarken hangi ara uyandığını saptamaya çalışıyordum. Kuzey'in kaşları çatıldığında, dudaklarında da küçük bir gülümseme vardı.

   Tek eliyle saçındaki beyaz havluyu tutmaya çalışırken, "Ciddi misin sen?"dedi heyecanlı heyecanlı. Ben de gözlerimi kısıp 'Asıl sen ciddi misin?' bakışımı attım. Hamile olmam imkansızdı şu an için, sonuçta. 

    Kafasına dolan gerçekle benim gibi gözlerini kıstığında, "Bu konu da şaka yapma, Melis."deyip üzerimden yana doğru kaydı ve bana sırtını döndü. Ne yani, trip mi atıyordu?

   Onu arkadan sarılıp, başımı sırtıma yasladığımda, "Küstün mü?"diye mırıldandım. Karşılığında cevap vermeyince, kendimi affedirebilmek için biraz daha sokuldum ve ensesine bir öpücük kondurdum. Bu konudaki garip tepkisi beni biraz şaşırtmıştı. Bir kere, mantıklı olması gerekmez miydi? Henüz iki gündür evliydik. Ayrıca, bu konuyu bu kadar büyütmesi de garipti, alt tarafı şakaydı sonuçta.

  "Küsme."diye tekrar mırıldandığımda, ona sardığım kollarımdan kurtulup bana doğru döndü. Kolunu başının altına koyup rahat bir konum elde ettikten sonra sesli bir nefes aldı. Bense hala tepkisinin ne olacağını bekliyordum. Gözleri yorgunlukla yavaşça kapanırken, "Küsmedim."dedi cılızca çıkan bir sesle.

Melis'in Anı DefteriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin