SARSILMAZ EGO *2*

15-bana güvenebilirsiniz

 

-multimedyada Alexander keyifli okumalar:D-

"SİZ İKİNİZ KARDEŞ DEĞİL MİYDİNİZ?" Diyen ANGELİCA iki adım ötemizde duruyordu.

Yaşadığım panik katsayısı belkide şu şehri altüst edecek kapasitedeydi.Bizi görmesini istemediğim hatta içten içe en korktuğum insan Angelica karşımızda durmuş bize hesap soruyordu.Küçülebildiğim kadar küçüldüm ve Pollo dan ellerimi ayırmak için harekete geçtim ama bir terslik vardı.Pollo çekilen ellerimin üzerine elini koydu ve elimi tuttu.Şu anda onun sakinliğine hayrandım.Bir insan nasıl bu kadar kontrolunü kaybetmeden dimdik durabilirdi?Karşımızdaki annesiydi ve onun şu anda benden daha çok korkması gerekiyordu.İçimi kurutan soğuk gülümsemesi suratına yayıldığında kalpten gidebilirdim bu genç yaşımda."KARDEŞ Mİ?BAYAN ANGELİCA HUGO CAVALLİ NİN TUTTUĞU İKİ SEVGİLİYİZ BİZ SADECE." dediğinde Angelica da bende donmuş bir ifade ile onu seyrediyorduk.O ise gayet normal birşey söylüyormuş gibi yerinden kıpırdandı ve benide yanında sürükleyerek Angelica nın dibine girdi."Bunu sizin bir süre bilmemeniz gerekiyordu ama bay Hugo nun yıllardır sizi izlettiği ve güvende olduğunuzu bilmeye ihtiyacı vardı.Ben ve sevgilim bu yüzden girdik hayatınıza.' dedi.Yüzü bir katilin ki kadar acımasız,masum bir çocuğun yalan konuştuğunda annesinden yiyeceği azarın büyüklüğünü hissedecek kadar karışıktı.Angelica bocalama yaşıyordu belliydi.O yılan suratında ilk defa karmaşıklık ve acı gördüm.'Senin adının Pollo olmasından tahmin etmeliydim.' dedi Pollo ya acımasızca bakarken .'Adım gerçekten Pollo hanımefendi.' dediğinde Angelica kendi kendine mırıldanıyordu.'Bu bu imkaansız.Ben Hugo ile..' dedi ve bir anda sustu.Kadın dışarıya falso vermeme konusunda bu defa başarılı olamamıştı.Dudaklarını kenetlemiş bir şeyler düşünüyordu.Ben olsam şak diye atlamış herşeyi ele vermiştim.Cidden boş ve mal bir ruha sahip olmak böyle birşey di sanırım.Kadının yernde ben olsam ne dedi lütfen beni çok mu merk etmiş diyerek gururumu tatmin etme peşinde olurdum."Bay Hugo sizinle iletişime geçecek ama eğer kocanıza söylerseniz muhtemelen hiçbir sonuca ulaşmazsınız.' dedi keskin bir şekilde.Annesine bu kadar acımasız davranmasını anlayamıyordum.Ne öğrenmişti ki bu kadar öfkeliydi?Angelica düşündü düşündü ve sonunda gözlerinin ardında o tehlikeli ve şehvet kokan bakışlarını bize çevirdi."BANA GÜVENEBİLİRSİNİZ." dedi ve arkasını dönüp arabasına  yürümeye başladı.

Ben hala olayın şokunu atlatmış değildim ama Pollo annesi arabasına biner binmez yürümeye başladı beni sürüklercesine.Babama cidden takıntılı mıydı bu kadın?Bir aşk nasıl yıllar geçsede bu kadar çirkince dışavurulabilirdi?Aklım almıyordu ben en ufak bir engelde topuklarım götüme vura vura ülkeyi terkederken kadının yıllar geçmesine rağmen hala babamın şehvetinden alev alacak gibiydi.Bu cidden iğrençti.Bahçemize girdiğimizi farketmemiştim bile ama kapı Mila tarafından açılınca gerçek dünyaya giriş yaptım."Ah bayan  Rita.Sizi tekrar yuvanızda görmek nasıl bir mutluluk?' dedi ve bende ona sarıldım.Pollo  içeriye geçmişti buarada."Bende seni tekrar görmenin nasıl bir mutlululk olduğunu düşünüyordum." dedim ve kollarımı ayırdım."Sizin için ne yapabilirim?" dedi mutfağı işaret ederek."İki kahve fena olmaz." dedim ve Pollo nun yanına gitmek için harekete geçtim.

   Onu kanepede boşluğa bakarken bulmak  tüm direncimi kırdı.Ne diyecektim ki?Ya üzülme annen kaltak ama sonuçta aşık mı?Bu saçma olurdu.Bende yanına oturdum ve sadece sustum.Ben yanında sessizce otururken hareket etti ve dizlerime başını koydu.Canım nedensizce onun için acıyordu.Tesellide edemezdim ki.Annesinin zamanla düzeleceği yalanı bana bile bayat gelirken tazeymiş gibi ona sunmak anlamsızdı.Yüzünü bana dönerek yattığında gözlerine baktım uzun uzun.Oradaki acıyı sanki elimi uzatsam çekip tutacakmışım gibi hissediyordum.Ellerim saçlarına gidip okşadığında gözleri kapandı.Hiç sesimi çıkarmadan uyumasını seyrettim.Mila kahvemi getirince yavaşça aldım ve kanepenin kenarına bıraktım.Bize gülümseyerek baktı herşeyden habersiz.O gidince düşünmeye başladım.Lanet olasıca bir kadın bizi ne seviyeye getirmişti?Bilse oğlunun böyle acılar içinde kıvrandığını ne bok yiyecekti acaba?