0.3

7.9K 388 152
                                    

Medya: Bilinmeyen.

"Şimdi senin bir anonimin mi var?"

Lara gözlerini şaşkın bir ifadeyle irileştirirken beni derin bir sorguya çekiyordu. Evet, henüz doğru düzgün mesajlaşmamıştık bile belki ama en yakın arkadaşınızla iki gün buluşmadan edemiyorsanız mutlaka sizi basıyordu.

"Evet, ne güzel ama." dedim göz devirerek.

"Benim minik shipper kalbim." Evet bu da bir ayrı yanıydı; sapsanız ve ilişkilere pek olumlu bakmıyorsanız, önünüze çıkan ilk erkek ile yakıştırılabilirdiniz.

"Susar mısın? Kütüphanedeyiz." dedim bu bahaneye sığınarak. Haftanın en az üç gününü burada harcardım. Aslında amacım sadece kitap okumak sayılmazdı, genelde sevdiğim kitapları bulur ve onların içine küçük notlar bırakırdım. Bu da benim mutluluğumdu; insanlara kelimelerin gücünü göstermeye çalışıyordum.

Hoş, o notlar kitapları alan kişiler tarafından umursanıyor muydu, pek emin değildim.

Lara direkt olarak kendini deri bir koltuğa atarak müzik dinlemeye başladığında gözümü raflarda gezdirdim yeni bir kitap bulma amacıyla.

Ama seçemiyordum ki!

Lara sakinde yanıma gelerek bana güven verircesine gülümsedi. Ardından bir raf halinde dizilmiş klasiklere yönelerek işi benden devraldı. Mantıklı bir seçim yaptığını düşünmek üzereydim.

Üzereydim, evet. "O piti piti.." diye saymaya başladığında sessizce kıkırdadım. Nihayet elleri bir kitapta durduğunda kitaba bakmadan edemedim. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, evet. Her haftayı yalnızca bir yazara ayırırdım ve Lara bunu bilirdi.

Kitabın ilk sayfasını açtığımda, cebimden kısa not kağıdını çıkardım ve sevdiğim alıntıyı sakince yazdım:

"Kimdim ki ben senin gözünde? Yüzlercesi arasından sadece birisi, sonrasız sürüp giden bir zincirde tek bir serüven halkası."

Sonrasında kitabı sakince yerine yerleştirdim ve uzun zamandır okumadığımın bilincinde olarak aynı kitabın bir başkasını alarak deri, rahat koltuğa yerleştim.

Fakat beklemediğim bir şey oldu ve kitabın içinden, benim not kağıtlarımın birebir aynısı çıktı. Fakat üzerindeki yazı bana ait değildi. Yine de, aynı kitaptan olan ayrı alıntıyı okumadan edemedim,

"Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?"

Birisi benim işimi mi üstlenmişti? Şimdi yazdıklarım birilerine mi ulaşıyordu benim? Öyleyse, bu birileri kimdi?

Sevinçten geniş bir şekilde gülümserken telefonum titredi.

Bilinmeyen Numara: Senin benim için kim olduğun bu kadar açıkken, (14:05)

Bilinmeyen Numara: Kimim ki ben senin için? (14:05)

ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin