final 1/2

3.4K 168 113
                                    

Üzerimdeki elbisenin eteklerini düzeltirken gülümseden duramıyordum. Kırmızı, dizlerimin üstünde biten ve ufaktan bir sırt dekoltesi olan bu elbise, on yedinci doğum günümde Lara'nın hediyesiydi. Kilo alamama sorununun bazen güzel yanları da olabiliyordu.

Sonunda hazır olduğuma kanaat getirdim ve yanımdaki aynadan rujunu defalarca kez tazeleyen Lara'ya döndüm. "Bizi kaza yapmaktan kurtaracaksın en azından." dedim.

"Ne alaka lan?" Kibar olmayan tepkisine karşın kaş çattım ve ukalaca gülümsedim.

"Karanlıkta kırmızı rujun lazer gibi parlayacak da ondan, trafik lambası mısın sen bu ne?"

"Oh valla, ne güzel." dedi kaş çatarak. "Sevgili yaptın keyfin yerinde tabi, ben parti sonunda çekirdek çitleyip oğluna kız arayan teyzelerle dedikodu yapacağım herhalde."

"Annem orada olmayacak, bebeğim." Kapıdan ne zaman girdiğini anlayamadığım Ozan belirdiğinde kıkırdadım.

Lara'ya büyülenmiş bir şekilde bakarken bu haline gülümsedim fakat Lara yüz buruşturmuştu. "Kendine gelir misin, bebeğim ne?"

Ozan bunun üstüne çarpılmış gibi kafasını salladı ve bir an düşündü. "Cidden, bebeğim ne lan? Lara, biz biz olalım içten olalım."

Lara ve ben ona düz düz bakmaya devam ederken, Lara'nın yanına geldi ve kolunu uzatarak girene dek bekledi. Gerçekten uyumlu gözüküyorlardı. "Hadi gidelim bebişim." dedi Ozan ve kapıdan çıktılar beraber.

Vaz geçtim.

Sap bir şekilde beklerken Doğuş'un nane kokusu odaya yayıldığında içimi bir huzur kapladı ve hızla arkamı döndüm. Kapı pervazına yaslanmış, kollarını birbirine kavuşturmuş bir vaziyette beni izliyordu.

"Büyülendim." Bir dakika süren bakışmanın ardından yanıma geldi ve ellerimden tutarak beni kendisine yaklaştırdı. "Bu ne güzellik böyle?"

"Öyle mi dersin?" dedim yakın olmamızdan mütevellit heyecanlı çıkan bir sesle. Gözlerini kapattı ve alnını alnıma yasladı, gözlerimiz eş zamanlı kapandığında, huzurla bir nefes aldım.

"Öyle derim." fısıltı şeklinde çıkan sesi kulaklarıma ulaştığında kapalı gözlerime rağmen bu gülümsemeyi paylaştığımızı biliyordum. Bu kadar güzel olabilir miydi?

"Partinin en şanslı erkeği ben olacağım, desene?" Gözlerimi açarak mavi gözlerine baktığımda bana öylesine derin bakıyordu ki, kendimi tutamadım ve ona biraz daha yanaştım.

Bunu bekliyor olmalıydı ki ellerini ellerimden ayırdı ve yanaklarıma koyarak baş parmağıyla sağ yanağımı okşamaya başladı. Huzurla gözlerimi kapatacağım sırada, Doğuş bana yaklaşmaya başladı.

Bu sefer onu durduran ben olmadım, ama keşke ben olsaymışım diye düşündüm zira pek hoş bir ses duymadık.

"Doğuş!" dedi Ozan'ın sesi hemen evin bahçesinden. "Okunmuş kravatım nerede lan? Annem gebertecek beni."

"Hay anneni.." diyen Lara'nın sesiyle Doğuş küçük bir kahkaha attı.

"Anne deme lazım olur, o senin kaynanan kaynanan."

Gözlerimi devirdim ve yola çıkmak üzere Doğuş'un arabasına bindik. Dershane partilerini gerçekten seviyordum.

Lara ve Ozan Doğuş ile yanyana olmamız için beni öne atmışlardı, fakat bunu kendi kârları için de yaptıklarını biliyordum.

Doğuş gözlerini yolun üzerinden çekip iki dakikada bir bana bakıyordu ve gülümsüyordu, takım elbisesinin cep kısmına koyduğu kırmızı gül onu daha da yakışıklı kılmıştı ve kıskanmadığım söylenilemezdi.

ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin