3.5

3.7K 227 126
                                    

B ile konuşmamızdan sonra her şey güzel ilerlemişti, Ozan'ın yaptığı makarnayı yiyip hastaneye kaldırıldıktan sonra -şaka- hepimiz televizyonun başına geçip gece geç saatlere kadar Prison Break izlemiştik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

B ile konuşmamızdan sonra her şey güzel ilerlemişti, Ozan'ın yaptığı makarnayı yiyip hastaneye kaldırıldıktan sonra -şaka- hepimiz televizyonun başına geçip gece geç saatlere kadar Prison Break izlemiştik.

Tam bir Micheal Scofield hayranı olduğumu asla esgeçmeyip herkese zorla Prison Break izletip, onların da diziye bağımlı olmalarını sağlamıştım. Ozan,  Wenworth Miller'ın eşcinsel olduğunu duyduğunda ilk başta resmen yıkılmış, sonrasında da 'Oğlum bu erkekti zaten, Sara'yla karıştırdım ben bunu' diyip sevincini Doğuş'un sırtına çıkarak atmıştı.

Sevinci tabii ki kısa sürdü, Doğuş'dan yumruk yedi çünkü.

Sonrasında ben çıldırdım, neden mi? Evi tamamiyle aburcubur işgal etmişti ve adımımı attığım yerde ayağıma bir şeyler takılıyordu. Bu yüzden gece sefamıza bir de bayram temizliğini ekledik, itiraf etmem gerekirse eskisinden daha iyi oldu.

Lara ve Ozan'ın yer silip düet yaptıkları sahneyi aklımdan atacak olursam kayda değer bir geceydi.

-

Yeni bir güne Ozan'ın iğrenç sesiyle Ed Sheeran söylediği, Lara'nın da ona eşlik ettiği sesleri duyarak başladım.

"People fall in love in mysterious waysss" (İnsanlar farklı yollardan aşık olurlar.)

"Kiss me under the light of a thousand starsss" (Beni binlerce yıldızların altında öp.)

"E neden olmasın." diyerek Ozan'ın merdivenlerden indiğini gördüm.

"Ne?"

"Ne?"

Lara'yı mutlu görmek benim de mutlu olmamı sağlıyordu çünkü en az benim kadar onun da kafa dağıtmasına ihtiyacı vardı, üstelik onu Ozan ile shipliyordum ve bu gidişle sevgili olacaklarmış gibi de duruyorlardı. Garip ama aralarında sıra dışı bir çekim vardı sanki.

B: Günaydın (12:01)

B: Naber;) (12:01)

Beria: Günaydın, iyiyim sen? (12:02)

B: İyiyim, nasıl gidiyor doğayla içiçe olmak? Sivrisinekler, boz ayılar, domuzlar falan. (12:02)

Beria: Eh, kütüphanemde olmayı yeğlerdim tabii. (12:05)

Beria: Ama idare eder, bir şekilde eğleniyorum. Sen ne yapıyorsun? (12:05)

B: Hiç. (12:05)

Beria: Hiç mi? (12:06)

B: Hiç. (12:06)

Beria:

Beria:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin