4.6

3K 203 113
                                    

Westworld- Final Song (Exit music for a film)
*
Medya: Doğuş

Zaman benim için durmuş gibiydi. Sanki dünya donmuş da, hepimiz bir zaman diliminin içine hapsedilmiş gibiydik.

Sadece vakit öldürmek için buradaydık, ölmemek için yaşıyor, yaşamak için katlanıyor gibiydik.

Ne diyeceğimi bilmiyordum, tamamiyle çaresiz hissediyordum ve tam anlamıyla kitlenmiştim. İnsanlar hep beklemediği kişiler tarafından mı darbe alırdı? Bu onları zayıf mı kılardı, yoksa olduğundan daha da güçlü biri mi yapardı?
Bir an için buradan çekip gitmek istedim.
Fakat yapamadım, sormam gereken sorular vardı, öğrenmem gerekenler vardı ve karşımdaki yabancı sorularıma ulaşabilmemin  tek anahtarıydı.

Karşımdaki yabancının kim olduğunu kestiremiyordum, kimdi o? Tüm bencilliğiyle karşıma çıkmış olan bu yabancıyı bencil kılan sevdiğini kaybetmeyi göze alamamak mıydı, yoksa bir bahanenin arkasına sığınarak sevdiğini çıkmaza mı yollamaktı?
Ellerim titriyordu, belki de konuşmakta güçlük çekecektim.

"Bunu bana neden yaptın?"

"Her gün ablama yaklaşmama bir adım kala, bana bu kadar yakınken neden karşıma çıkmadın?"

"Madem ki karşıma çıkmak istemedin, neden Doğuş olarak yanımda kaldın? Bana hem Doğuş, hem de anonim olarak yakınlaşıp kafayı yememi mi istiyordun? Gerçekten, ne düşündün?"

"O gün kaybolduğumda beni kucaklayıp dağ evine koymuştun, değil mi? Ama Doğuş olarak bana haberin olmadığını söylemiştin. Nasıl, eğlenceli miydi?"

"Arkamdan güldünüz mü o çok yakın olduğun arkadaşınla?"

Bana doğru adım attığında ufak bir kahkaha atıp onu ittim, vücudunda herhangi bir hareket olmamıştı fakat zihinsel olarak bir çalkalanma olmadığını zannetmiyordum.

Böyle bir yere bir daha adımımı dahi atmak istemiyordum.

"Ablamla yaptığınız trafik kazası kadar en az beni zedeleyen şey ney biliyor musun?" dedim ona daha da yakınlaşarak.

"Ablamın ölümüne şahit olmana rağmen, gizli bir kişiliğe sığınıp bana kendini sevdirmen."

"En az ablamın durumu kadar, bu yaptığın da etkiledi beni. Ablamın sevdiği çocuk olmana rağmen, hiçbir şey yokmuş gibi güzel anılar yaşattırdın bana."

Kafamı kaldırıp önümdeki raftan rastgele bir kitap aldım, "Bununla bana ulaştın, değil mi?" Kitabı sertçe yere fırlattım.

Elimde bıraktığı alıntı düştü, "Bununla, değil mi Doğuş?" dedim ve kâğıdı sertçe buruşturup ayağının önüne attım.

"Sen, bana ne yaptın haberin var mı?" dedim onu göğsünden sertçe ittirirken. Geriye doğru bir adım sendeledi çünkü onun da kendini sağlam tutmaya hali yok gibiydi. Gözleri kızarmıştı, konuşmuyordu. Kelimelerin zehrini tattığını biliyordum.

"Ben bir daha buraya gelir miyim sanıyorsun!" diye bağırdım ve raftan rastgele aldığım bir kitabı yere fırlattım.

"Her bir satırını bana adadığın bu kitapların arasındaki dünyaya sığabilir miyim sanıyorsun?" bağırmaktan sesim kısılmıştı ama umurumda bile değildi.

"Kimsin sen?" dedim ona doğru bir adım atarken. "Gariptir ki Doğuş, bu sorunun bir cevabı yok."

Sonra acı içinde bir kahkaha attım. "Kimsesin sen, büründüğü karakterlerin ardına sığınan bir zavallısın."

Gözünden akan gir damla yaşın benim gözlerimi yaktığına yemin edebilirdim.

"Sen Bilinmeyen değilsin." diye bağırdım var gücümle. "Bana o alıntıları bırakan adam değilsin. Ama ne var biliyor musun? Sen Lara'nın ve benim o gün hayatımıza giren arkadaşımız da değilsin. Sen o gün o kazayı yapan kişi değilsin,"

Ona bir adım yaklaşıp elimi yakalarına koydum ve sertçe sıkıp onu geriye var gücümle ittirdim. "Ablamın o gün yanında öldüğü herif değilsin." diye ekledim.

Bir kez daha ona döndüm. İlk kez gözlerine içten bir şekilde baktım. Bir anlam aramadım, zira yoktu.

"Hiç kimsesin Doğuş," dedim arkamı dönüp gitmeden, bir daha yüzünü görmeyeceğime dair kendime yeminler ederken. "Herkese birisi olabilirsin ama sana yemin ederim, bundan sonra bana hiç kimsesin."

Ve en başından yapmam gerekeni yaptım.

Gittim.

ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin