5.6

2.9K 184 69
                                    

Medya: Duman

Makarnanın yenilebir halde olmadığında kanaat getirdikten sonra siparişini verdiğimiz pizzaları büyük bir açlıkla yemiş ve sakince odanın ayrı köşelerine kurulmuştuk.

Şöyle ki, Lara ve ben ev hapsinde gibi bir şeydik. Bir şeyleri konuşma vakti geldiğinden ne biz, ne onlar buradan çıkabiliyordu ama hiçkimse de konuşmuyordu ki, ne diyeceğimizi bilemez haldeydik.

En sonunda bu sessizlikten sıkılmış ve bulaşık yıkayacağım bahanesiyle üçlüyü salonda bırakarak hızla mutfağa iletlemiştim. Aslında buraya sadece biraz düşünmek için gelmiştim ama şu an bulaşık yıkamak çok daha cazip geliyordu.

Evet, kesinlikle bulaşık yıkamalıydım.

Elime aldığım süngere bulduğum ilk şeyi döktükten sonra sakince bardakları yıkamaya başladım. Ama sakinlik ne mümkün, anında başlamıştım söylenmeye.

Sıra, Doğuş'un bardağına geldiğinde onu sertçe yerinden aldım. "Seninkini yıkamayayım da deterjanlı deterjanlı su iç, oh. Pislik herif seni." dedim ve yerine koydum.

Sonra aldım ve duruladım. "Çekici pislik herif, bu da son iyiliğim olsun sana." sonra Ozan'ın bardağını aldım ama kapıdan gelen sesle yerimden sıçradım.

Doğuş, kollarını kavuşturmuş bir biçimde bana bakıyordu. Yeni gelmiş olmalıydı. Sonuçta dediklerimi duysa bir tepki verirdi değil mi?

Yok, duymamıştır.

"Ne bakıyorsun?" dedim bardağı durularken.

"Yardım edeyim mi? Geri çeviremeyecekmişsin gibi duruyor." dedi kollarını çözerek yanıma gelirken.

"Ne yardım isteyeceğim senden? Kimsin ki sen?" Evet, kesinlikle gerginlikten saçmalıyordum.

"Kimim ki ben?" dedi kalçasını tezgâhâ yaslayıp bana dönerken. Alınmış mıydı? Muhtemelen. Ağzımı açıp bir şey söyleyecekken hınzırca sırıttı. "Galiba cevabı biliyorum."

Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

"Çekici pislik herif?" dedi sorar gibi. Ağzım açık kaldığında kafasını geriye atıp gür bir kahkaha patlattı.

"Ben onu sana dememiştim." dedim elimdeki bulaşıklı tabağı durularken.

"Kime demiştin, bardağa mı?"

Bu çocuğun zeki olması beni bazı durumlarda gerçekten zorluyordu.

"Evet, son derece çekici bir bardağa benziyordu çünkü."

"Öyle olsun bakalım." dedikten sonra lavaboya döndü ve sildiğim tabakları durulamaya başladı. Ne yaptığımızı sorgulayabilirdim fakat bulaşık yıkayıp hiç konuşmamak daha önceki diyaloglarımızdan daha eğlenceliydi. Çünkü konuşmuyorduk.

"Bu arada, artık eve dönmem gerekiyor. Birkaç ay sonra üniversite sınavına gireceğim ve çalışmam gerekiyor."

Durulama ve silme işlemi bittiğinde bulaşıkları kurulamaya başladık. Doğuş pürdikkat beni dinliyor gibiydi fakat kafasının dalgın olduğunu anlayabiliyordum.

"Ben de üniversiteye devam edeceğim, kaydımı dondurmuştum."

"Kaydını neden dondurmuştun?"

"Üniversiteye kazadan sonraki ay başladım. Ve bu yük çok fazla gelmeye başladığında kaydımı dondurdum Beria."

"Anladım." Konuşmayı daha fazla sürdürmek istemiyordum, gergindim ve gerildiğimin anlaşılmasını da istemiyordum.

Elimdeki havluyu bıraktığımda kapıdan çıkmayı düşünüyordum fakat Doğuş'un bileğimdeki eli durmama sebep oldu.

ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin