3.6

3.4K 209 64
                                    

Uyandığımda üzerime bir yorgunluk çökmüştü, o günün soğukluğu hala bedenimi etki altına almış gibi hissediyordum. Aklımda kalan  tek şey beni kucaklayan ellerin simasıydı, bir de nane kokusu. Koku sanki hiç gitmemiş, üzerime sinmiş gibiydi. Lakin daha önce fark etmeyip şimdi fark ettiğim bir şey vardı ki, Bilinmeyen yakınımdaydı, hem de çok yakınımda.

Uyumuş olduğum yer kendi evim veya birkaç gündür kaldığımız dağ evi gibi değildi, farklı bir yerdeydim. Üzerimdeki battaniyeyi koltuğun kenarına koyarak neredeyse yağlanmış olan saçlarımı bileğime takılmış olan toka ile bağladım, kesinlikle banyo yapmam ve kendi evime gitmem gerekiyordu.

"Kimse var mı?"

Soğuk, vücudumun üzerindeki etkisini hala gösteriyordu ve hareket etmekte zorlanıyordum.

"Beria? Geliyorum, orada kal." Doğuş içeriden seslendikten birkaç dakika sonra elinde bir kahvaltı tabağıyla salona geldi. Ozan'ın evinde olmalıydık, Doğuş'un evinde olacağımızı zannetmiyordum. Özellikle dün gece yaşanılanlardan, Bilinmeyen'in kokusu bana çok yakın ve tanıdık geldikten sonra.

"Sen iyi misin?"

"Neden buradayım? Beni nasıl buraya getirdiniz?"

"Öncelikle kahvaltı yapman ve sıcak bir şeyler içmen gerekiyor, hala soğukta kalmış yavru bir kedi gibi titriyorsun."

'Annesini kaybetmiş yavru bir kedi gibi etrafını süzmene gerek yok. Beni bulamazsın.'

Düşündüğüm gibi olabilir miydi? Birkaç aydır konuştuğum, her anımda beni gözetleyen kişi son zamanlardır çok yakınımda bulunan Doğuş olabilir miydi?

Belki de ben abartıyorumdur, her erkek nane kokabilir veya yavru kedi benzetmesini kullanabilirdi değil mi?

Doğuş'a itiraz etmeden önüme koyduğu kahvaltı tabağından birkaç dilim yemeye başladım, iştahım yoktu ve tüm bu olaylar beni düşünmekten delirme derecesine getiriyordu.

Aras, ablam ve bilinmeyen.

Aras'ı ne yapacaktım? Ona güvenebilir miydim? Belki de yalan söylüyordur, sadece benimle dalga geçiyordur.

Ama neden böyle bir şeyi yapmak istesin ki?

"Düşüncelisin ve her geçen gün zayıflıyorsun."

Çatalımı tabağıma koydum ve yanımdaki peçeteyi alıp ağzımı sildim.

"Nasıl buraya geldim demiştim, Doğuş. Ve gerçekten merak ediyorum."

Doğuş karşımdaki koltuğa geçerek ellerini bacaklarına sardı, en az benim kadar o da endişeli gözüküyordu.

"Yürüyüş yaparken birkaç dakika sonra burada olmadığını fark ettik, Lara ve Ozan ayrılıp seni aramaya gittiler, ben de farklı taraflara baktım. Yaklaşık bir buçuk saat seni aradık fakat bulamadık."

"Evet, sonra?"

"Sonra polise ihbar etmeyi düşündük, bunun için de eve gittik. Döndüğümüzde yatak odasında üzerine battaniye serilmiş bir şekilde duruyordun Beria."

Pekala, birinci tekil açısından bakacaksak bu hiç mantıklı bir bahane değildi. Çocuk mu kandırıyordu? Ne yani Bilinmeyen öylece beni bulup, evin kapısını açıp bir de üzerime battaniye mi sermişti? Hah, yok artık.
Eğer Doğuş gerçekten Bilinmeyen ise bunu bir şekilde öğrenmem gerekiyordu ve aklımda birçok plan canlanıyordu.

A planı ile başlayacaktım, eğer Doğuş Bilinmeyen ise benim yanımda bana cevap veremezdi değil mi? Masanın üzerinde duran telefonuma uzanıp bildirimlerime baktım.

ALINTI|| Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin