Songül ve Güney daha bebekken tanışıp birbirlerinin ilk arkadaşı olmuşlardı. Küçük yaşta Güney'in ailesinin işinden dolayı birbirlerinden ayrılıp bir daha da hiç görüşmediler. Fakat yıllar sonra hayat onları tekrar buluşturacak ve öğrenecekleri şeyl...
Sabah alarmın sesiyle uyanıp üstümüdeğiştirdim. Saçımı düzeltip parfümümüsıktım. Telefonumu alıp odadan çıktığımda Songül de odanın kapısını açmıştı. Dağınık saçları, desenli pijaması ve başındaki uyku bandıyla oldukça komik görünüyordu.
Gülümseyerek "Günaydın.." dedim.
"Günaydın. Biliyorum şu an çok rezil bi haldeyim ama ne zaman geleceğini sormak için aceleyle çıkınca böyle oldu."
"Yoo çok rezil sayılmazsın." diye güldüm.
"O yüzden mi gülüyorsun?"
"Tamam gülmüyorum. Tek duruşmam var. Yani bir iki saate gelirim."
"Tamam... Ben biraz daha uyuyum mu o zaman?" dedi gözlerini ovarak.
"Uyu.. saat daha erken zaten."
"Tamam.. hadi güle güle sana. Kolay gelsin." diye el sallayıp tekrar odaya girdi.
Duruşmaya geç kalacağım için bir şey yiyemeden aceleyle evden çıkmıştım.
********** Songül'den
Biraz daha uyumak için yatmıştım fakat bu kez de uykum kaçmıştı. Defalarca sağa sola dönmeme rağmen uyuyamayınca pes edip yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp üstümügiyindim ve odadan çıktım.
Songül 👇
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güney yoktu.
Sabah onun da bir şey yemediğini tahmin ederek mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım.
Son tabağı masaya koymuştum ki kapı açıldı ve Güney geldi.
"Hoşgeldin. :)" diye gülümsediğimde Güney masayı süzüyordu.
"Hoşbulduk.. sen mi hazırladın bunları?"
"Evet. Kusura bakma izin almadan mutfağı kullandım ama sen de bir şey yememişsindir diye düşündüm."