Songül ve Güney daha bebekken tanışıp birbirlerinin ilk arkadaşı olmuşlardı. Küçük yaşta Güney'in ailesinin işinden dolayı birbirlerinden ayrılıp bir daha da hiç görüşmediler. Fakat yıllar sonra hayat onları tekrar buluşturacak ve öğrenecekleri şeyl...
***** Güney notu elinde sıkarken "Seni geberteceğim..." dedi dişlerinin arasından.
Karısı ve oğlu o adamın elindeyken burda böyle duramazdı. Hızla odaya çıktı. Tişörtünü üzerine geçirip arabanın anahtarını aldı ve evden çıktı.
Karakola gidip olanları anlatmış ve adamın yazdığı notu göstermişti.
"Zaten daha öncede tehdit etmişti davadan çekilmem için. Karımla oğlumu kurtarın o adamdan."
Polis:
"Kim olduğunu bilmeniz işimizi kolaylaştıracak. Siz haber bekleyin en kısa zamanda kurtaracağızeşinizi ve oğlunuzu."
Karakoldan çıktığında eve gidecek durumda değildi. Arabayı sahile çekti ve kayaların üzerine oturdu. Songül ve oğlu olmadan yapamazdı.
Denizin dalgalarını izlerken Songül onu duyuyormuş gibi mırıldandı.
"Kurtaracağım sizi aşkım... Saçınızın bir teline bile zarar gelmesine izin vermeyeceğim."
Bu sırada evdeki dava dosyasında adamın numarası olduğunu hatırlamıştı. Hızla arabaya binip eve gitti.
Çakışma odasında aceleyle tüm dosyaların içinden o davanın dosyasını bulmuştu. Tarafların bilgilerinden o adamın yani Haluk'un numarasını buldu ve tuşladı.
'Aradığınız numara kullanılmamaktadır' sesini duyunca sinirle dosyayı yere fırlattı.
"Allah kahretsin!"
***** Evde Güney nereye gitse Songül ve Kerem aklına geliyordu. Ağır adımlarla Kerem'in odasına girdi.
Beşiğinde battaniyesi dağınık bir halde duruyordu. Güney battaniyeyi alıp yere oturdu. Oğlunun kokusunu içine çekip gözlerini sımsıkı kapattı.
Gözyaşları akarken telefonundan ailece oldukları resmi açtı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Usulca Songül ve Kerem'in yüzünü okşayıp telefonuna sımsıkı sarıldı. Sanki oğluna ve karısına sarılıyormuş gibi.