54.bölüm Değişen Eskiler

1.4K 62 14
                                    

Tuhaflık...Tüm havayı oksijenine kadar içine hapsetmişti.Korkutucu,korkan ve tuhaf bakışlar vardı etrafta.Dinmeyen fırtınadan kutulan gemide sevinmeye yeltenenler hortumda görünmeyen çamurun şimdi dibe çökmelerini izliyordu.Her saniye içinde bulundğu pisliği farkına varmak zaman alıyordu.Kurtulmak için can çekiştiğinde üstüne bulaşan dipteki çamuru bile farketmemişti.Şimdi ise bir köşeye sinmiş olanları izlemekten başka bir çaresi olmadığını anlıyordu.

  Tüm organları hazım sürecini yavaş yavaş atlatırken gözlerini yere indirdi genç adam.Karşısındaki camın arkasında yatan kadın onun hayatını geçirdiği ve tüm merhametine inandığı kadındı.Annesinin cenazesinde ona destek olan onunla duygularını paylaştığına inandığı kadındı.Yada cenazesine katıldığı kardeşini öldüren bir kadındı.Hangi sıfat bu kadının caniliğini açıklayabilirdiki.CEVAP:Hiçbiri.

    Duvara yaslanan beden soğuk duvardan ayrıldı.Önünden uzaklaşıp giden polis memurlarına baktı.Daha sonrada karşısında ona bakan yeşillere baktı.Bir sitem,ağlama,acıma yada yalvarma yoktu.Tek gördüğü şey sevgiydi Denizin.Görmek istedikleri bir yana ihtiyac duyduğu şeydi.Aryaya kendisine doğru gelen vücuduna sıkı sıkıya sarıldı.Boynuna boşluğuna koyduğu burnu enfes kokuyu vücuduna doldururken göğsüne yaslanan yüzün gelen sesi duydu.

''Deniz.''dedi genç kız ellerini adamın göğsüne koyarak.

''Gidelim''

''Gidelim''dedi Deniz genç kızı kendine çekip koridorda yürüdü.Yürüyüşü yavaştı,ağırdı,büyüktü.Uğradığı ihanetin kendini bulması gibi yavaş kalbine çöken yük gibi ağır hissettiği acı gibi büyüktü.

   Asansörün metalik sesi kulaklara dolduğunda dışarıya boşalan kalabalıkla sessiz bir asansöre bindi genç çift.İnmeye beklerken ayırdı bedenini Denizden Arya.Kapının biran önce açılması beklerken hiç bu kadar acele ettiğini hatrlamıyordu.Kafasını kaldırıp bakmaya bile cesareti yoktu.Denizin berbat halini sezebiliyordu.Onu yıkılmış görmek ens on isteyeceği şeydi.Ömrünün neredeyse yarını geçirdiği kadının nasıl biri olduğunu anlayamamıştı.Arya kendisine davranışlarını doğal olarak algılıyordu ama bu aile ne doğaldı ki...

   Asansörün açılan kapısıyla adımlarını güneşin son ışınlarını bırakmak için uğradığı koridora attılar.Daha bir kaç saat öncede bu anı yaşamış gibiydi.Bu kapıdan nasıl mutlu ve heyecan dolu çıktığını biliyordu.Taze anılar kendini hatırlatırken unutmaya çalıştı Arya.Neden bilmiyordu ama istemiyordu.Yaşadığı şimdinin gölgelediği bir mutluluk  düşünmek istemiyordu.

  Arabaya bindiğinde gözlerinin ucuyla Denize bakt.Denizin imaısz ve yoldan ayrılmayan bakışları genç kızı ürkütsede yinede birşey söylemedi.Geldikleri yolu bir kez daha izlemeyi koyulacağı sırada ısrarla kapanmak isteyen göz kapaklarına mani olamadı.Yorgun değildi ama arabanın girdiği taşlı yollarla hafif bir sallantının mayışıklığına bıraktı kendini.

  Uzun kollardaki bedeninin yumuşak ve deterjan kokan çarşaflara bırakıldığını anlayan Arya uykusuna ara vermeden yanına yatmasını istediği genç adamı bekledi.Kısa bir sürede hala çökme hissetmediği yatağın sarsılmasını bekledi bekledi ve bekledi...Ama ne yazıkki ne onu saran bir beden nede onun sıcaklığında dinleneceği bir koku vardı.Genç kız yanındaki boşluğun varlığını bilerek gözlerini araladı.Gözleri önce hemen yan tarafındaki boşluğa baksada hemen önündeki karartyı görmesi uzun sürmemişti.Hava tam kararmış değildi ama gri bulutlar kendini göstermeye başlamıştı.Yatağın hemen ilerisindeki mor kadife koltukta ayaklarını önündeki sehbaya uzatmış olan bir cüsse gördü genç kız.

   Kendini dikleştirip yatakta oturur duruma gelen Arya Denize baktı.Pencerenin önünde olduğundan yüzünü tam göremesede Denizin dalgın bakışlarını hissedebilmişti Arya.Denizin kendini farketmediğini anlayan Arya sesini kısığın biraz üzerinde çıkararak genç adama seslendi.

Tehlikeli CazibeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin