Son kez aynaya baktığımda 'bu ben değildim!'
Siyah göz makyajım mavi gözlerimi daha belirgin bir hale getirirken, kırmızı rujum 'ben tehlikeyim.' diye bağırıyordu. Siyah uzun yırtmaç elbisem beni olgun göstermişti. Odamın kapısı tıklandığında, içeri Berk ve Kenan girdi. Berk ıslık çalıp beni etrafımda döndürdü. Kenan bana büyülenmiş gibi bakarken sağ eliyle saçını karıştırıp,
"Çok güzelsin." Dedi. Gülümseyerek teşekür ettim. Kenan elindeki polimer bacak kılıfını bana uzattı. Teşekkür edip kılıfı bacağıma taktım ve silahımı kılıfa koydum. Kenan sahte bir kızgınlıkla
" Bugün çok teşekür ediyorsun." Dedi ve yanağımı sıktı. Gözümün etrafını ve alnımın yarısını kapatan siyah taşlı maskeyi taktım.
Kenan ve Barış bana sarılırken ellerim ayaklarım titriyordu.
Aşağı indiğimizde Berk siyah şalımı omuzlarımdan bıraktı. Üçümüz arabaya bindiğimizde ben arka koltukta oturuyordum. Kenan aynadan bana bakıp.
" Birşey olursa bizi arıyorsun biz arabada olacağız." Dedi.
" Tamam." Dedim ve ardından derin bir nefes alıp
" Korkuyorum." Diye fısıldadım.
Berk anlamadığını belli eden bir mırıltı çıkardığında omuz silktim.
Araba yaklaşık kırk dakika sonra Miraz Karahanlı'nın verdiği adreste durdu. Hemen yanımıza park edilen araca baktığımda içindeki kişiyi görmem tüylerimi ürpertti.
Miraz Karahanlı...Bana gönderdiği yapmacık gülümsemesine, göz devirirek yanıt verdim. Arabadan inince Miraz Karahanlı koluna girmemi işaret etti
Koluna girince kulağıma yaklaştı, buz gibi nefesiyle
"Çok güzel görünüyorsun Dolunay." Dedi. Arabanın kapısı açılınca Kenan yanımızda bitti ve Miraz'ın kolunu çekti."Sakın ona yaklaşma!"
Diye uyarıda bulundu.
Şuan bir kavgayı kaldıracak durumda değildim.
Kenan'ın koluna girip kenara çektim.
" Sakin ol birşey yok. Davette onun misafiriyim. Lütfen tatsızlık çıkarma zaten ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Sende böyle yapma." Dedim sona doğru kısılan sesimle Kenan cevap vermedi. Yüzüme birkaç saniye baktı ve elini belime koyup Miraz Karahanlı'nın yanına ilerledi. Miraz Karahanlı'ya ters bakış attı ve beni orada bırakıp arabaya bindi. Kapıyı kırarcasına kapatmayı da ihmal etmedi. Kenan şuan çok sinirliydi.
Miraz Karahan'lı kolunu tekrar uzatınca koluna bir daha girdim.
"Sevgilin falan mı? Fazla kıskanç." Diyince cevap vermedim. Bu gece sessiz olmak en güzel şeydi.
İçeri girdiğimizde krem renginin hakim olduğu salonu canlandıran kırmızı bir halı serilmişti. Biraz daha yürüdükten sonra Miraz'la en köşedeki yere ilerledik.
"Yavaşça arkanı dön ve lacivert takım elbiseli adamın masasına bak arkadaşları orada."
Diyince önümdeki içkiden bir yudum aldım. Elimdeki içkiyle yavaşça döndüm ve o masayı süzdüm.
Başımı anladım dercesine salladım ve içkimi masaya bırakıp sordum.
" Ben şimdi ne yapacağım ?"
"Birazdan dans edilecek ve ışıklar kapandığında herkes eşlerini değiştirecek. Sen o adamla dans et zaten o seni tanıyacak." Dedi.
"Belki Barış karşımıza çıkmadı ? O zaman ne yapacağız?"
" Emin ol anında ayaklarıma gelecek." Diyince kalp atışım hızlanmaya başladı.Barış'ı görme düşüncesi beni korkutuyordu.
Çiftler dans etmek için piste çıktığında bizde Miraz'la çıkmıştık.
Miraz'ın bana gösterdiği adamların yakınında durduk ve beni belimden tutup kendine yaklaştırdı. Gözleri siyah maskesiyle kusursuzdu.
Gözleri mavinin en güzel tonuydu fakat, korkunçtu...
Tehlikeliydi...
Işıklar kapandığında Miraz beni döndürdü ve eliyle hafifçe yönlendirdi. Işıklar açıldığında karşımda kumral bir genç vardı. Miraz bana onaylarcasına baktığında karşımdaki adamın ela gözlerine baktım. Gözleri bana garip bir şekilde bakarken birden ellerini çekti. Ona garip bir bakış sunup
" İyi misiniz ?" Diye sordum. Başıyla onayladı ve
" Hava alsam iyi olacak." Dedi. Adam giderken, Miraz dans ettiği kızıl saçlı kızı bırakıp yanıma geldi ve beni masaya yönlendirdi.
" Burada bekle." Dedi.
" Hayır bende gelecem." Dedim çantamı koluma takarken. Cevap vermedi ve yürümeye başladı. Bende onun peşinden yürüdüm ve arka sokağa açılan kapıdan dışarı çıktık. Dans ettiğim adam arkası dönük şekilde telefonla konuşuyordu.
" Ortaya çıkma." Diyip telefonu kapattı. Arkasını döndüğünde bizle karşılaşmayı beklemiyordu...
Miraz silahını çıkarıp bana doğrultunca, son nefesini veren balık gibiydim. Şaşkınlıkla Miraz'a bakarken Miraz acımasızca hem bana, hem kumral çocuğa bakıyordu." Barış buraya gelmezse Dolunay ölür." Dedi ve tetiği çekti.
Alt taraftaki "⭐" minik yıldıza dokunarak oy vermeyi unutmayın❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam ~~Tamamlandı~~
Novela Juvenil"Bakışların değişmiş." Dedi. Sinirle yumduğum gözlerimi geri açtım. " Eserini beğenmeni beklerdim." Dedim. Kahverengi gözleri mavilerime baktı ve ardından konuşmaya başladı. " Özür dilemem birşey değiştirmeyecek biliyorum. Ama nedenlerim vardı...