Gözlerimi araladığım da Miraz telefonla konuşuyordu. Uyandığımı fark etmiş olacak ki bana döndü ve göz kırptı.
Önüme döndüm ve üzerime, üşümemem için koyulmuş olan montu arka koltuğa attım.
Camdan dışarıya baktığımda işlek bir caddedeydik ve araba park edilmiş bir halde duruyordu.
Arabalar, okula giden çocuklar, koşuşturan insanlar...
Miraz telefon görüşmesini bitirip bana döndü ve
"Hatay'a hoş geldin Dolunay." Dedi.
Gözlerimi ovdum ve kendimi esnettim.
Miraz montuna uzandı ve giyinip arabadan indi.
Bende montumu giyinip siyah sırt çantamı aldım ve emniyet kemerimi çözüp arabadan indim.
Miraz eski sayılmayacak bir apartmanın açık olan kapısından girdi. Bende onu takip ediyordum.
Asansöre bindik ve Miraz yedinci katın tuşuna bastı.
Asansör durduğunda indik ve ben yine Miraz'ın peşinden ilerledim.
Kahverengi kapının önünde durup Zile bastı, ardından elini yumruk yapıp iki kez vurdu. Saniyeler sonra açılan kapı, ve Miraz'a gülümseyerek bakan gri saçlı, kahverengi gözlü ve bembeyaz teni olan kız belirdi. Kız Miraz'ın boynuna atladı. Miraz kızın atlamasıyla iki adım geriye sendelerken, bana çarpmamaları için sağ tarafa geçtim.
" Seni çok özledim." Diye bağıran kızın sesi apartmanda yankılanırken Miraz birşey demeden kızdan ayrıldı ve benim elimi, ellerinin arasına alıp içeriye geçirdi.Kirli botlarımızla açık renkli halının üzerinde ilerliyorduk. Miraz mavi renginin hakim olduğu salona girince iki genç masanın üzerindeki kağıtlarla uğraşıyorlardı, Miraz'ı gördüklerinde oturduğu koltuklardan kalkıp yanımıza geldiler. Miraz elimi bırakıp esmer olan çocuğa sarıldı.
Ardından sarışın olan çocukta Miraz ile özlem giderirken, halının açıkta olan kısmının, krem rengi kendinden desenli fayanslarını inceliyordum." Demek ortak olan kız bu." Dedi sarışın olan çocuk. Miraz başıyla onu onayladı.
Koltuklara oturduğumuz da ben Miraz'ın yanına oturmuştum. Tekli koltukta esmer olan çocuk otururken, gri saçlı kız çaprazımıza oturdu. Sarışın olan çocuk ise karşımıza.
Masanın üzerindeki dağılmış kağıtlara boş boş bakıyordum.
Miraz beni dürtüp
" Bunlar Barış'ı bulmamıza yardımcı olacaklar." Dedi. Gri saçlı kız bana gülümserken göz devirmemek için kendimi zor tuttum.Gülüşü fazla yapmacıktı...
" Barış'ı ne zaman bulabiliriz ?" Diye sordum.
Esmer olan çocuk çenesini kaşıyıp konuşmaya başladı.
" Önce banka hesaplarındaki paraları halletmeye çalışıyoruz. Yani daha bir haftamızı alır." Dedi.
Bir hafta çok uzun bir süreydi...
" Lavaboyu kullanabilir miyim ?" Diye sordum.
Gri saçlı kız koridorun sonunda sağdaki kapı olduğunu söyledi.
Ayağa kalkıp dediği yere girdim..
Elimi ve yüzümü soğuk suyla yıkayıp kenara koyulmuş kağıt havlu ile kuruladım. Lavabodan çıktığımda Miraz duvara yaslanmış bana bakıyordu.Çalan telefonumu elime aldım ve arayana baktım.
Kenan...
" Efendim Kenan?" Dedim.
Miraz ile gözlerimiz birbirine kilitlenmişken.
Kalp atışlarım neden hızlandı ?" Dünden beri nerdesin ?" Diye sordu sinirle.
" Seni ilgilendirir mi ?" Diye sorusuna soruyla karşılık verdim.
" Dolunay nerdesin ? İnsanı merak içinde bırakma." Dedi.
" Miraz'la Hatay'dayım." Dedim. Miraz şuan bütün konuşmalarımızı duyuyordu, çünkü aramızda mesafe kalmayacak şekilde bana yaklaşmıştı ve eğilip kulağını telefonuma yaklaştırmıştı.
" Ne yapıyorsunuz Hatay da ? Sen benimle dalga mı geçiyorsun ?" Diye bağırdı.Kesinlikle dengesizdi...
" Kenan bir daha beni arama." Dedim ve telefonu kapattım.
Miraz hala yakınımdayken konuşmaya başladı.
" Kenan ile arandaki sorun ne ?" Diye sordu.
Ona bakmak için biraz başımı kaldırdım.
" Boşver." Dedim. Miraz bana boş gözlerle bakıp yanımdan geçti ve salona ilerledi.
Göz devirip bende peşinden ilerledim.Saatlerdir salonda oturmuştuk.
Uzay sarı saçlarını geriye alıp, Aleyna'ya baktı, sonra da Miraz'a döndü.
" Aşkıııım beni özledin miiii ?" Diye sesini incelterek konuştu.
Miraz bu hareketlere alışmış gibi duruyordu, o yüzden sadece Uzay'a gülümsedi.
Savaş elindeki kalemi Uzay'ın tam kafasına attı.
"Boş yapma." Dedi.
Uzay ise sinirle Savaş'a bakıp üzerine atladı, Aleyna kahkaha atarken, Miraz da gülümsüyordu...
Onlar boğuşurken Aleyna ayağa kalkıp birşeyler hazırlamak için mutfağa gitti.
Bende su içmek için ayağa kalktım ve Aleyna'nın peşinden ilerledim.
Aleyna göz ucuyla bana bakıp
" Yakın arkadaşını kaybetmişsin başın sağolsun." Dedi.
Başımı salladım. Berk'in konusu açılınca boğazım düğümleniyordu.
Masanın üzerindeki sudan içtim ve Aleyna'nın verdiği keki salona götürdüm.
Miraz dağılmış kağıtları toplayıp yer açınca tepsiyi koydum.
"Dinlenmem lazım." Dedim Miraz'a.
Ayağa kalkıp elimi tuttu ve beni içeriye yönlendirdi.
Beyaz kapıyı açtı bende elimi çekip içeri geçtim.
Miraz siyah sırt çantamı salondan getirmek için içeri gitti. Geldiğinde çantayı ondan aldım." Teşekür ederim." Dedim. Miraz hiçbir şey demedi.
" Miraz ?" Diye seslendim. Arkasını dönmedi, sadece durdu.
" Aslında sen çok iyi birisin." Dedim.
Şaka yapmıyorum!
İyi biriydi...Miraz arkasını döndü ve buz mavisi gözlerini, gözlerime dikti.
" Dolunay sen hayalleri çalınan bir kız çocuğusun. " Dedi. Ne demek istediğini anlamadım. Miraz yanıma geldi eğilip sadece gözlerime baktı." Ve gözlerin çok güzel. Kötülüklere rağmen çok güzel." Dedi.
Kalp atışım uzun zaman sonra adlandıramadığım bir sebepten dolayı çarpıyordu...
Miraz odadan çıkıp kapıyı kapattı ve beni kendimle baş başa bıraktı.
Herşey çok garipti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam ~~Tamamlandı~~
Genç Kurgu"Bakışların değişmiş." Dedi. Sinirle yumduğum gözlerimi geri açtım. " Eserini beğenmeni beklerdim." Dedim. Kahverengi gözleri mavilerime baktı ve ardından konuşmaya başladı. " Özür dilemem birşey değiştirmeyecek biliyorum. Ama nedenlerim vardı...