" Dolunay evde kimse yok." Diye beni dürten Miraz'a uykulu gözlerimle baktım. Başımı cama çevirdiğimde, etraf zifiri karanlıktı ve evimin ışıkları kapalıydı.
Miraz'a dönüp buz mavisi gözlerine baktım.Güzellerdi...
Çantamın içinden anahtarımı elime aldım ve çantamı koluma takıp tekrar Miraz'a döndüm.
" Herşey için teşekkür ederim. En kısa zamanda bu oyunu bitirelim." Dedim ve arabanın kapısı açıp, arabadan indim.
Kapıyı ardımdan kapatmadan önce son kez buz mavisi gözlere baktım ve ardından kapıyı kapattım.
Evimin önüne gelip kapıyı anahtar yardımı ile açtım.
Berk şuan evdeydi ve erken uyumak onun adeti değildi.
İçimde tarif edemediğim bir korkuyla eve girdim. Kapıyı ardımdan kapattığımda Miraz hala gitmemişti.Evimin giriş ışığını yakıp Berk'e ismiyle seslendim. Çantamı portmantoya asıp salona girdim ve salonunda ışığını yaktım.
Berk yoktu...
Birkaç kez daha seslendim ve ardından diğer odalara da baktım.
En son benim odama girdiğimde karşılaştığım manzara, göz bebeğimin büyümesini sağlamıştı.
Bana kararlılıkla bakan kahverengi gözler, elindeki silahı emin bir şekilde Berk'e doğrultmuştu.
Elim titrerken Barış," Hoş geldin güzelim bizde senin hakkında konuşuyorduk." Dedi.
Barış'tan nefret ediyordum...
Gözlerim Berk'e kaydığında gözlerimin doldu ve kendimi berbat hissettim. Berk bana güven verircesine baktığında Barış tekrar konuştu.
" Artık beni dinlemekten başka çaren yok."Dedi ve tetiğin tehlikeli sesi kulaklarıma doldu.
" Berk'i bırak." Dedim. Sesim titriyordu.
Barış başını olumsuz anlamda sallayıp tekrar konuştu." Sen beni dinlemeden olmaz."
" Seni dinlesem de seni asla affetmeyeceğim. Anlıyor musun?"
Diye sordum.
Barış sesini yükseltip
" Beni dinleyeceksin ve affedeceksin !"Başımı olumsuz anlamda salladım.
Barış delirmiş gibi bakıyordu ve gözleri kıpkırmızıydı...
" Seni asla affetmem."
Dememle Barış öfke dolu gözlerle bana baktı ve gözlerime bakarken, kulaklarıma silahın sağır edici sesi geldi...Berk'in sandalyeden hareketsiz bir şekilde düşmesi...
Miraz'ın küfür ederek odaya girmesi...
Barış'ın pencereden atlayarak kaçması...
Beynim bütün algılarını kapatmıştı...
O an ölmek istedim...
O an öldürmek istedim...
Çığlıklarım odamda yankılanırken, göz yaşlarımdan önümü görmüyordum. Berk'in yanına koştum ve Miraz'a bana yardım etmesi için seslendim.
Miraz pencereden kaçan Barış'ın peşinden gidecek gibi duruyordu ama benim ona çığlık çığlığa seslenmemle bir küfür daha etti ve yanıma geldi.
Berk'in iri bedenini kucağına alıp odadan aceleyle çıktı. Bende peşinden koşarak gidip, kapıyı açtım.
Evden çıktığımızda arabaya ilerledik ve Berk'in başını benim kucağıma koyduk. Miraz sürücü koltuğuna geçerken, zaman kaybetmeden arabayı hastaneye sürmeye başladı.
Benim yüzümden...
Benim yüzümden...
Benim yüzümden...Berk'in saçını okşadığımda elime gelen kanla hıçkırmaya başladım.
Başından vurulmuştu.
" Özür dilerim." Diye fısıldadım.
Elim boynuna gittiğinde nabzı yoktu.Korkuyordum...
Kaybetmekten..." Nabız yok, Miraz daha hızlı git." Diye zorla konuştum.
Miraz dikiz aynasından bana baktı.
Gözlerinden bir duygu geçmişti...Acımak...
Miraz Karahan'lı bana acımıştı...
Hastaneye geldiğimiz dakikalarda Berk sağlık görevlileri tarafından sedyeye alındı ve hemen ardından ameliyathaneye...
Vicdanım yine benimle dalga geçti...
Benim yüzümdendi...
Keşke Barış'ı dinleseydim...
Keşke Kenan'ı dinleyip Miraz ile gitmeseydim...
Kenan'ı aramam gerektiğini biliyordum ama telefonum yanımda değildi. Miraz'dan telefonunu alıp ezberimde olan Kenan'ın telefon numarasını girdim ve aradım. Telefon açıldığında ağzımdan çıkan üç kelimeyle zorla konuştum.
"Hastaneye gel. Berk..."Kenan birşeyler dedi ama anlamadım.
Telefon elimden kayıp gittiğinde gözlerim karardı ve Miraz'ın sesi çok uzaklardan bana ulaşmaya çalıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam ~~Tamamlandı~~
Novela Juvenil"Bakışların değişmiş." Dedi. Sinirle yumduğum gözlerimi geri açtım. " Eserini beğenmeni beklerdim." Dedim. Kahverengi gözleri mavilerime baktı ve ardından konuşmaya başladı. " Özür dilemem birşey değiştirmeyecek biliyorum. Ama nedenlerim vardı...