LeeSA – My Memory
Bulutlar gölgeliyor gökyüzündeki yıldızları.
Herkes kayıp, herkes ölü...
Biz sadece ruhlarımızla var oluyoruz.
Bulutlar gölgeliyor ruhlarımızı.
Sevgisiz, bencil ve bir o kadar da özgür ruhlarımızı.
Gökyüzüne karışığız, gökyüzüne aitiz biz...
Sen, gökyüzünde yaşayan ufak bir yıldızsın.
Bedenin kadar ışık saçıyorsun gökyüzünde.
Gökyüzü, sen hariç bütün yıldızları kara bir deliğe çekerse ne olur, söylesene?
Kocaman evrende yalnız hissetmek nasıl olurdu küçük parıltı?
Sevgisiz ve yalnız...
Ve aniden arkanda senden daha parlak olan güneş belirdiğinde, önüne dönersin usulca.
Işık gözlerini kamaştırmaz mı küçük yıldız?
Önüne dönmelisin... Küçük yıldız...
Bir dönersin, bütün yıldızların gölgeleri seninle birlikte,
Bir dönersin, yapayalnız kalmışsın kocaman evrende.
Bir mum gibi eriyip karanlığa karışır ufak parlaklığın.
Ama gerçek şu ki, sen teksin.
Sen biriciksin... Ve sen çok değerli bir pırlantasın.
Etrafında milyonlarca yıldız var ama yine de bir tek senin gölgen var.
Gölgeler arasındaki tek gölge senin güçlü gölgen.
Yalnızlığının gölgesi o.
Ufak bedeninden sızan zayıf ışığın büyük gölgesi.
Aslında bir kâbusun içinde esirsindir.
Ama o esirlik seni o kadar yalnızlıktan kurtarır ki,
Sen o esirliği seversin.
Sayın Küçük Yıldız;
Saatler durur,
Sessizlik yayılır,
Zaman dolar,
Acılar depreşir,
Ruh bedenden ayrılır,
Ve siz ölmüş olursunuz.
Bir sonbahar romanıdır.
Bir genç kız romanıdır.
Bir gençlik romanıdır.
Bir çocukluk aşkı romanıdır.
Bir aile romanıdır.
Bir vuslat romanıdır.
İspanya kasabasında geçen, sıcak bir yaz akşamı romanıdır.
Koyu bir kestanenin, ekim ayında yeryüzüne düşmesiyle başlar tüm hikâye...
Herkese merhaba. :) Ben kahverengiajanda, sizin bildiğiniz üzere Feride.
Bu hikaye yazmaya başladığım ilk hikaye idi ve şimdi tozlu raflarımdan çıkarma vakti geldi; zira artık Ekim'le buluşabildim ve onunla sıkı bir dostluğum oldu.
2024 yılının serinletici sonbahar aylarında ve usulca kış mevsimine ayak basarken sizi sıcak İspanya sahillerine ve kasabalarına götüreceğim.
Hazır mısınız?
Umarım benimle, Ekim'le, Alpay'la, Oğuz'la bu yolculuğa çıkmaya hazır olursunuz. Ekim'in yaralarını sarmalıyız artık.
Sevgili okuyucu Ayçiçeklerim, bu hikayede de beni yalnız bırakmayacağınızı umarak size şimdilik veda ediyorum. Kendinize çok çok dikkat ediniz lütfen, sizleri içtenlikle seviyorum çünkü. Siz benim dünyamdaki gerçek kahramanlarımsınız. Birinci bölümde görüşmek dileğiyle... :))
NOT: Bu hikayedeki bazı karakterler Tatlı ama Çılgın kitabının birkaç bölümünde konuk karakter olmuşlardır. Dilerseniz Tatlı ama Çılgın evreninde de Alpay ve Samyeli ile ufak bir tanışma yaşarsınız, öncelik olarak Tatlı ama Çılgın'ı okumanız gerekmez. Direkt bu kitabı da okuyabilirsiniz. :)))
Instagram: kahverengiajanda veya wferideyildiz adreslerinden bana kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koyu Kestane: Ekim
ChickLitBasit bir hikâyem var. Oldukça basit... Bir annem var, asla elini tutup da bu kadın benim annem diyemediğim. Bir babam var, asla yüzünü göremediğim, sırtımı dayayamadığım. Bir tane ablam var, hiçbir sırrımı paylaşamadığım, bana yol göstermeyen, en...