💎
Vücudumu boylu boyunca gazp eden büyük bir sancı hissediyorum.
Canım yanıyor...
Çok canım yanıyor ama hareket dahi edemiyorum. Sanki vücudumun her bir yanına cam parçaları girmiş de bütün damarlarımı kesiyormuş gibi hissediyorum.
Gözlerimi bir açabilsem, çınlayan kulaklarımın çınlamasına bir son verebilsem? Lâkin olmuyor. Bana ne oldu böyle?
"Gözlerini açıyor,kendisine geliyor. Doktor bey! Uyanıyor!" kelimelerini işittiğimde karanlığa alışan gözlerimi hiç açmak istemesem de merakımdan dolayı zorlayarak açtım.
Bulanık bulanık gördüğüm görüntüler yavaşça netleşirken çevremdeki çekik gözlü insanları görmemle kaşlarımı çatarak şaşırmam bir oldu. Bana gülümseyen bu suratlara şaşkın şaşkın bakarken nerede olduğumu düşünmeye çalıştım.
Ama sanki beynimin içi bomboştu. Buraya nasıl geldim, neredeyim bir türlü hatırlayamıyorum.
"Kızım, iyi misin? Ağrın var mı?" diye soru yönelten bu şirin doktora yine şaşkın şaşkın bakmaya ettim.
Ama... Ama evet. Ben... Ben bu insanların konuştuğu dili baya baya anlayabiliyorum.
"İsmin nedir? Nereden geldin? Hatırlayabiliyor musun? "
Düşünmeye çalıştım.
Benim adım... Benim adım...
Benim adım ne?!
Gerçekten sanki beynimin içerisi bomboştu. Hiçbir şey hatırlayamıyorum.
Korkuyla yerimde doğruldum ve sırtımı yatağın başlığına dayadım.
"Ben... Ben bilmiyorum. Hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Bilmiyorum. " dedikten sonra ağlayacak gibi oldum.
Yine o doktor yanıma gelerek saçlarımı okşadı ve bana sıcak bir gülümseme göndererek;
"Endişelenme." dedi.
"Ufak bir hafıza kaybı geçiriyorsun. Ama her ne kadar hafızanı kaybetsen de bizim dilimizi, yani sonradan öğrendiğin bir dili hatırlıyorsun. Hatta öyleki bir Koreli gibi konuşuyorsun."
"Kore mi? "diyerek şaşkınlıkla sorumu yönelttiğimde o, cevap vererek konuşmaya devam etti. Anlattığı her bir kelimede şaşkınlığım giderek büyüyordu.
"Evet, Güney Kore'desin. Yaklaşık 2-3 hafta önce ülkemize bir uçakla düştün. Seni buraya getirdiklerinde ağır yaralıydın. Hemen ameliyata aldık. Bizi gerçekten çok zorladın küçük hanım. Neyse ki ameliyatın başarılı geçti. Uzun bir süre yoğun bakımda kalsan da, hafızanı kaybetsen de yaşıyorsun. Bu arada, Kore'li olmadığını buraya getirildiğin ilk gün boynundaki kolyeden anladık. Bak, hâlâ boynunda. Sen kardeş ülkemiz, Türkiye'densin. Sen bir Türk'sün."
Elim, bu kelimelerden sonra hemen boynuma gitti. Zincirdeki ay ve yıldızın üzerinde parmaklarımı gezdirdim. Türkiye... Ülkemi unutmam mümkün değil. Orayı hatırlıyorum.
"Yoğun bakımda geçirdiğin süre boyunca birçok şey oldu. Ülkenizle yani Türkiye ile irtibata geçildi. Güney Kore Cumhuriyeti kimliğini doğrulatmaya ve aileni bulmaya çalıştı. Ama garip bir şekilde, her nedense birkaç aile birden senin ailen olduğunu ileri sürdü. Güney Kore Başbakanı da güvenliğin açısından Türkiye'deki yetkililere senin iyileştiğin ve hafızanı kazandığın zamana kadar bu ülkeye emanet olacağını bildirdi. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kore'ye Düşüş(✔)
Fanfic❤Güney Kore'ye uçakla düşen bir Türk kızı... ❤Uçağı bulan,onu kurtaran bir K-pop grubu,BTS... ❤ Uçağın düşüşündeki gizem ve bir türlü çözülemeyen sırlarla dolu hayatlar... ❤ Türk kızının geçmişinde olan EXO... ❤ Kitapta neler yok neler? Her şey k...