Yorum ve oylarınızla destek olursanız sevinirim. ❤
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Frank, bilge şifacıyla konuştuktan sonra kendini kulübeden dışarıya atmıştı. Bu sırada -her ne kadar beta duyuları yıllar içinde fazlasıyla körelmiş olsa da- bariz belli olan genç Alfanın kokusunun geldiği yere çevrilmişti gözleri. Alfa Louis halen ıslak kıyafetleriyle kulübeye doğru adımlarken gayet ciddiyetli görünüyordu.
Kendisi de bir kurt olduğu için çoğu zaman kışın üşümezdi ve bu, Harry'nin oldukça dikkatini çekse de babasının her zaman güçlü olduğunu düşünmesine sebep olurdu. Frank bunu düşününce neredeyse ağlamak istedi. Oğlu henüz bu hayat için çok hazırlıksız, çok saf ve çok uzaktaydı. Biliyordu, kendi hatasıydı ama durumun bu kadar ciddileşeceğini asla düşünemezdi.
O yalnızca normal bir aile kurmak istiyordu.
"Hoş geldiniz," dedi Louis, onun yanına varıp elini uzattığında. Frank, bu genç Alfanın kazağına damlamış olan kanları fark ederek yutkundu. Oğlunun da burnundan kan aktığını ve az önce bilge şifacıdan Harry'nin biriyle bağlandığı haberini aldığından, parçaları birleştirmesi uzun sürmemişti.
Kendisine uzatılan eli kısaca sıktı. "Hoş buldum Alfa," dedi saygısını bozmadan.
Sinirleri gerilmişti. Demek buydu tek oğlunun bağlandığı alfa... Frank bundan hoşlanmamıştı. Bağın güçlenmemesi için, oğlunun bu hayattan uzak kalabilmesi için elinden gelenin en iyisini yapacaktı.
"Siz ikiniz... Neden ıslaksınız?" Alfaya karşı saygısını bozmak istemese de, sonuçta Harry oğlu ve Alfa Louis ise bir yabancıydı. Sorgulaması gayet doğal, bir babanın hakkıydı.
"Uzun mesele," dedi Louis ve kısaca, "İkimiz de yamaç dalışı yaptık," diye söylendi. Daha fazlası olsa da, Frank bu bilgiyle yetinmesi gerektiğini ama hıncını oğlundan çıkarabileceğini biliyordu. "O iyi mi?" dedi Louis tereddütle kulübeye bakarken.
Alfa kokusunun yoğunluğunun artmasından, Frank, onun Harry için ne kadar da fazla endişelendiğini hissedebiliyordu ve bunu hissetmek ölüm gibiydi, çünkü baksanıza, bağlar etkisini gösterdikçe durum Frank için iyice sinir bozucu olmaya başlıyordu.
Frank derin bir nefes alıp ellerini cebine yerleştirdi. "Öyle. İyi..." Louis'yi boylu boyunca süzüp sinirle soludu ama Alfa Louis, onun bu tavrını anlayamıyordu.
"Bilge şifacı bu konu hakkında ne diyor?"
Frank hiçbir şeyi doğru dürüst anlatmayacaktı, bilge şifacıyı da ağzını sıkı tutması gerektiğiyle ilgili bir baba olarak uyarmıştı. Bilge şifacı sadece saygı duymuş, ama gerçeği fazla saklayamayacağı konusunda not düşmüştü.
"O da senin dediklerinle alakalı bir şey söyledi," dedi aklına gelen ilk yalanı söyleyerek. "Yüksekten atladığınız için fazla basınca maruz kalmışsınız."
