A terrible dream.

5.5K 515 1.9K
                                    

Okullar açıldı, iyi bir dönem geçirmemizi umuyorum

"Ben onun gelecekteki eşi bile değilim bilge. Ne yapacağım? Tanrım, ne yapacağım! Ya Alfa Newt'in dediği gibi bir gün bırakırsa beni? Ya beni istemezse bilge?"

Harry tedirgin ve endişe dolmuş göğsüyle bilge şifacının evinde dört dönerken, şifacı sertçe çocuğun omuzlarından tutup durdurmuştu onu. Yaşlılıkla solmuş gözleri öfke saçıyordu ve Harry bunu fark ettiğinde titremesine engel olamamıştı, fakat bilgenin asıl öfkesinin Alfa Newt'e ait olduğunu düşünemiyordu bile.

"Newt hakkında neler dediğimi iyi biliyorsun Harry. Onun hakkında bir sürü olumsuz şey söylediğimden haberdarsın. Şimdi neden bu kadar tedirginsin?"

"A-alfa Louis gelecekle ilgili rüya göremediğini söyledi. B-bu da eşinin henüz kim olduğu bilinmiyor demektir, d-değil mi? Y-yani bir gün ortaya çıkarsa beni bırakması çok büyük bir olasılık v-ve bu da alfanın dediklerini onaylar nitelikte."

Küçük omeganın göğsünün nasıl da sıkıştığını fark edebiliyordu Bilge ama ona açıkça alfasının kim olduğunu da söyleyemezdi. "Harry... Sen... Gözlerinin yeryüzüne benzediğinden haberdarsın, değil mi?"

Harry bu ani ve karışık, hatta yersiz cümle karşısında afallayarak anlamazca bilgeye baktı. "Ne?"

"Yeryüzü yeşilliği temsil eder," diyerek gülümsemeye çalıştı. Humeganın kendisini anlamadığından haberdardı ama bazı şeyler artık yavaş ilerlememeliydi. "Senin de gözlerin... Tıpkı yeryüzü gibi. Bir omegaya göre fazla güzeller, değil mi?"

Harry kısa bir süre anlamadan bilgeyi dinlese de, bunları şu anki zaman dilimine uyduramadığı için sinirli bir nefesle kolları arasından ayrıldı. "Bilge, sana ne söylüyorum, sen ise bana neyle karşılık veriyorsun! Eğer babam burada olduğumu öğrenirse çok kızar ve alfa hala gelmedi bile! Tanrım, her şey o kadar üst üste geliyor ki!"

Bilge sıkıntılı bir nefes çekti içine. Yavaşça yerine oturup huzursuzca, ayakta dikilen omegayı süzdü. "Hala mı kızıyor sana baban?"

"Elbette!" dedi bir eşek şakasına maruz kalmış gibi gülmeye çalışarak. "Alfayı sevmeme rağmen onunla bu kadar gizli buluşmanın nasıl olduğundan haberin var mı? Babam burada olduğumu öğrenirse öyle kızar ki, belki beni okuldan alması uzun sürmez, dışarıya çıkmama bile izin vermez! Çözüm üretmek yerine gözlerimin nasıl da yeryüzüne benzediğini konuşuyorum, ah, ne güzel ama!"

Sinirden göğsü hızla inip kalkarken bilge ona acıyla bakıp gözlerini bacaklarına indirmişti. Hiçbir şeyi anlayamamış olması, bilgenin ruhundaki umut kırıntılarını bir rüzgar gibi savurup atmasına sebep oluyordu. Belki daha doğru bir zamanda ona demeliydi, şu an için her şey o kadar üst üste gelmişti ki kalbi kırık omeganın elbette bu tür gizli ipuçlarını düşünmesini bekleyemezdi. Tamamen yanlış bir zamandı. Doğru bir anda bunu tekrar etmesi gerekiyordu.

Çalan kapıyla Harry yerinde sıçradı. Aceleyle kapıya koşup ahşap kapıyı araladığında önüne çıkan genç kadınla kaşları istemsizce çatılmıştı. Genç kadının simsiyah gözleri kendisi ve bilge üzerinde gidip gediğinde, bilge kapıdaki kadına kısa bir bakış atıp, yeniden düşünceli haline geri dönmüştü.

"Merhaba tatlım, bilgeye yemek getirmiştim," diye mırıldanıp baştan aşağı Harry'yi süzdü. Harry bu keskin bakışlardan rahatsız olmuş gibi hiç vakit kaybetmeden kadının elinden küçük tencereyi aldı.

"Teşekkürler," diye söyledi kısaca.

Bilge Şifacı da, "Teşekkürler Angela, yine zahmet ettin," dedi kısık sesiyle.

hum-ega | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin