Come to me.

6.2K 654 2.6K
                                    

Sınır koymuyorum ama bol yorum ve bol oy istiyorum. Yorumlarınızın ne kadar değerli olduğunu bilirsiniz. :') Şimdiden ilginiz ve anlayışınız için teşekkür ederim. ❤

- -

"Tamam, işte böyle yapıyoruz."

"Ama et çok kaygan!"

"Harold, sızlanmayı kes ve tavuğu düzgün tut."

Harry oflayıp, babasının eline tutuşturduğu iğne ve iplikle, önündeki karnı yarılmış olan tavuğun derisini dikmeye devam ediyordu. En büyük hayallerinden biri de, babası gibi bir cerrah olabilmekti. Bunun için başlaması henüz çok erken olabilirdi ama babasına şımarıkça davranıp ondan bazı taktikler almak hoşuna gidiyordu. Hem biraz aile vakti geçirmenin neresi kötü olabilirdi ki?

"Sizin çocuk olduğunuzu söylemiş miydim beyler?"

Sienna akşam yemeği için hazırlık yaparken, yemekte olmasını istediği tavuğun mutfak masasında işkenceye maruz kaldığını izleyerek başını sağa sola sallıyordu.

"Söylemiştin hayatım," dedi Frank, Harry'nin özenle dikmeye çalıştığı deriden gözlerini ayırmadan.

"Öyleyse bir kez daha söylüyorum," diye nefesini verip salata yapmaya geri döndü.

Frank ise oğlunun yanlış dikimini fark ederek burnundan soludu. "Harold, hastayı kaybedeceğiz!"

Harry panikle titreyen ellerine hakim olamazken iğneyi geçirdiği deriden hızla elini çekip yutkundu. Babası ise gözlerini devirdi.

"Harika, son nefeslerini alıyor."

"A-ama doğru dikiyordum!"

"Çapraz dikiyordun Harold."

"Off!" İğneyi dikine gelecek şekilde tavuğun göğsüne batırıp yanaklarını avuçlarına yasladı. Moral bozukluğuyla şişmiş yanaklarla tavuğa bakarken, Frank yumuşayarak gülümsemişti. "Asla doktor olamayacağım!"

"Harold, saçmalama. Henüz yolun başındasın. Ben sadece sana takılıyorum."

"Ama senin gibi başarılı bir doktor olamam."

"Neden olamayasın oğlum?" Frank oğlunu kendine çekip ona sarılırken, Harry de derin bir nefes vererek babasına sarılmıştı. "Zamanla göreceksin. Ellerin bu kabataslak dikimlere öyle alışacak ki, gerçekten başarılı ameliyatlara girdiğinde ülkenin en büyük cerrahlarından biri olacaksın."

Harry gülümsedi. "Buna inanıyor musun baba?"

"Elbette. Sendeki azim yeteneğine hayranım oğlum."

Harry kıkırdadı. Bu yüzden babasıyla bir şeyler yapmayı seviyordu zaten. Her zaman ya çok fazla taktik kapıyordu, ya da kendisini iyi hissetmesi için teşvik edici öğütler veriyordu.

"Peki yarınki doğum günü kutlamama gelecek misiniz?"

"Biliyorsun oğlum, o gün çok fazla yoğunum. Ben gelemeyeceğim."

"Ben geleceğim tabii ki," dedi Sienna neşeyle. Harry kıkırdayıp annesine sesli bir öpücük attı ve annesi de ona aynı şekilde karşılık vererek işine geri döndü.

Frank oğluna biraz daha sarıldı. Hafif terlemiş saçlarının kokusunu derince içine çektiğinde dolmaya başlayan gözlerini gidermek için yutkundu. Oğlu Harry öyle cana yakındı ki, onu bırakması gerekirse nasıl olur da başkalarına teslim edebilirdi bilemiyordu. Bu sıcaklığa ve bu kokuya alışmış olan ruhu, oğlunu bırakmasını güçleştirecekti.

"Harold?" Dedi saçlarına doğru.

"Hm?"

"Bana söz ver," dedi çatallaşmış sesini boğazını temizleyerek düzeltmeye çalışırken. Harry kaşlarını çatarak yüzünü kaldırdığında, babasının zorlukla gülümsediğini fark etti.

hum-ega | Larry ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin