Mekandan acıyla çıktığımda saate baktım. 03.17. Şimdi ne yapacaktım. Eve girersem kesin ses yapar abimi uyandırırdım ki bu omuzla eve girsem bile sabaha çıkamazdım. Durağı arayıp taksi istedim.
Taksiyi beklerken ne yapacağımı düşündüm. Kafam çok ağrıyor ve omzum gerçekten kötüydü. Hastaneye gidemezdim. Müşahede altına alırlarsa kesin sabahı bulurdu ve abim aradığında her şey ortaya çıkardı. Ama fena acı çekiyordum. Okan'a gitsem diye düşündüm. Fakat Okan her şeyi abime söylerdi. Sırdaştan ziyade beni düşündüğünü söyleyip her şeyi abime anlatırdı. Anlatmazsa Demir'i bulup olay çıkarırdı. Ve olay çıkarsa Demir abime zarar verirdi.
Kız arkadaşım Eylül'e gitsem abim kendisine haber vermeyip onlarda kalmama kızardı ve ortalık yine karışırdı. Son çare Noyan'a gitmekti. Onu ikna edebilir ve hiçbir şey anlatmayabilirdim.
O çok iyiydi. Korumacı falandı ama abimle arasındaki en büyük fark onun beni gerçekten yaşadığım hayatın içindeyken anlamasıydı. Abim de anlıyordu elbette. Ama her şekilde abim bir parçamdı ve Noyan dışardan bir göz olarak iyi analiz etmişti.
Noyan abim kadar değerliydi benim için. Ona gitmek en iyisiydi. Abim onda kaldığımı öğrense kızmazdı. İki gündür alçı taktığı için bugün delirip alçısını paramparça ederek çıkarmış ve işinin başına dönmüştü zaten. Yürüyordu. Yardıma ihtiyacı yoktu. Onu ne kadar sabah uyandığında yalnız bırakmak istemesem de bu omuzla pek de sağlam olmazdım. Eğer omzumu anlarsa ortalığı yıkardı.
Taksi geldiğinde Noyan'ın evini tarif ettim. Birkaç dakika içinde geldiğimizde parayı ödedim.
"İyi misiniz? Başınız kanıyor." dedi taksici para üstünü uzatırken. Dikiz aynasından kendime baktığımda sol kaşımdan akan kan çeneme kadar inmiş ve kurumuştu.
"İyiyim teşekkürler." diyip sakince indim. Noyan'ın kapısını çaldığımda acıdan dolayı sağ elimi pervaza koyup bekledim. Işıklar açıldığında ve Noyan kapıyı açtığında kesinlikle benimle bu şekilde karşılaşacağını beklemiyordu.
"Alin! Bu halin ne!? Kim yaptı bunu sana!? Ne-"
Ona doğru yığıldığımda beni sarıp içeri aldı. Hızla odasına götürüp yatırdı.
"Alin konuşacak mısın? Bekle yaranı kapatalım"
Sinirden neredeyse evi yakacaktı ama beni korkutmamaya çalışıyordu.
Yaramı temizleyip üzerini kapattığında omzumu tuttuğumu fark etti.
"Ne oldu oraya?"
"Hiç. Düştüm." dedim.
Yanıma oturup beni izlemeye başladı. Kızgın bir boğa gibiydi.
"Bak bundan abime bahsetme tamam mı? Bu gece sende kalırım eğer kabul edersen, abime sende kaldığımı canımın sıkıldığını söylersin."
"Ne olduğunu anlat Alin. Yoksa neye yardım ettiğimi bilemem ve yardım etmek istemem."
Gözümden akan yaşı hızla elimle yok ettim. Noyan'a ne diyebilirdim bilmiyorum. Yalan söylemek istemiyordum ama başka yolum da yoktu.
"Düştüm." dedim gözlerimi ondan uzak tutarak. Yalan olduğunu o da biliyordu.
"Ağlama güzelim. Eğer başın beladaysa söyle abine belli etmeden hallederim. Susma anlat bana."
Yatağa uzanıp onun elini tuttum. Gözümün önüne Demir'in yaptıkları geldikçe daha çok ağlıyordum.
"Noyan?" dedim ağlamalarım arasından.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHDİT
Teen FictionBeni yeşillerin ortasına götürüp diz çöktürdü. Silahını doğrulttu. Gözünden akan tek bir yaşı sildi. "Son sözlerin?" "Hayat güzel, Demir. Gerçekten." İşte o an, kendisine nefretle, hayranlıkla, hayretle, pişmanlıkla baktığım adam beni ölüme gö...