•Eşik•

6.8K 268 45
                                    

Demir kollarında uykuya dalan kızı yatağa yatırıp üzerini örttü. Bir süre onu izledi. Solmuştu resmen. Dudaklarının rengi gitmişti kızın.

Onu görmediği dört ayda güzel bir hayatı olur ve her şeyi atlatıp düzelir sanıyorken kız daha da çökmüştü. Kilo verdiği çöken yanaklarından anlaşılıyordu.

Danimarka'da geçirdiği dört ay Demir'i delirtmişti. Aklı hep Alin'deydi. Kızı istemeden tehlikeye atmıştı ve onu koruyamadığı için gurbette kudurmuştu.

Kızı izlerken telefonu çalmaya başladı. Odayı terk edip Anıl'dan gelen aramayı yanıtladı.

"Kardeşini vermeyeceğim Soyder."

Anıl'ın tepkisi ise bambaşka olmuştu.

"Gürkan kim?! Alin'le ne bağlantısı var?!"

Demir duyduklarıyla şaşkına dönerken oturma odasına gitti ve dört dönmeye başladı.

"Ne oldu? Yoksa Alin'e bir şey mi yapmış?"

Anıl bağırarak Demir'e sövüyordu.

"Eğer sen ona bir şey yaparsan-"

"Yapmam!" diye sözünü kesti Demir. "Yapmam Anıl."

"Bak," diyen Anıl sakin olmaya çalıştı. "o hasta. Tamam mı? Migreni var. Kabusları arttı. Anksiyetesi arttı. Hepsi senin yüzünden. Doktor depresyon başlangıcı dedi. Uyku problemleri var. Onu yormaktan başka bir şey yapmıyorsun. Ona bakamazsın sen."

"Bilmem gereken başka bir şey varsa söyle Anıl."

Demir kızın bu durumundan endişeliydi. Hepsinin kendi suçu olduğunu biliyordu ama asıl korktuğu şey bir enkaz yaratmış olmasıydı. Eğer öyleyse ve Alin bir daha düzelmezse kendi hayatı da cehenneme dönerdi.

"Yalnız uyursa, kabus görür. Onu yalnız bırakma. Ve bizimle tehdit etme."

Demir telefonu kapayıp Alin'in odasına çıktı. Genç kız yorgunca yatakta uyurken onun yanına oturdu. Onun yalnız uyumasına engel olacaktı. Kızı iyileştirecekti.

Alin'in bir süre bu durum yüzünden daha da çökeceğini bilerek onu izledi. Evet zarar veriyordu ama eğer kendini açıklarsa ve kendisine ılımlı yaklaşılırsa Demir ile Alin için bambaşka bir hayat başlardı.

Huzursuz uykudaki Alin'in yanağına ve alnına öpücükler bıraktı.

"Hep buradayım küçüğüm."

*

Genç kızın gözleri açıldı ve ilk gördüğü şey koltukta oturan Demir'di. Genç adam onun uyanmasıyla gülümserken Alin kaşlarını çatıp ağır ağır doğruldu. Omuzları çökük, saçları dağınık ve renksiz genç kız Demir'den gözlerini çekmedi. Hemen saldırıya geçecekti.

"Bu sefer ne yapacaksın?"

Demir aldığı sorunun cevabını Alin'e tamı tamına vermeyecekti.

"Beraberiz."

"Tuna yaşıyor." dedi hatırlatmak istercesine. "Artık bunların bir anlamı yok."

TEHDİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin