•Ölüm Vakti•

10.8K 415 73
                                    

"Alin"

"Noyan?"

"Seni arıyorum, güzelim. Bulamıyorum. Neredesin?"

"Burdayım. Noyan, sen beni bulursun. Lütfen bırakma beni."

"Bulamıyorum, Alin. Arıyorum ama yoksun. Bulamıyorum."

"Noyan? Lütfen..."

"Bulamıyorum seni, Alin."

Noyan'a bağırırken uyandım. Elim çarşafa kenetlenmişti. Göğüs kafesim yerinden çıkacak kadar büyük anlamda kasılıyordu. Boğazım yırtılmak üzereydi ama avaz avaz bağırıyordum.

Krizlerimde anlamlı bir şeyler söylemezdim. Genellikle bağırır ve etrafa saldırırdım. Bu sefer de öyleydi. Mesela bunun bir kriz olduğunu beynimin bir kısmı biliyordu ama engelleyemiyordu. Bu sinir kriziydi. Kabuslarım beni deli ediyorlardı. Lise yıllarımda edindiğim bu kabuslar peşimi hiç bırakmıyordu.

Göğsüm büyüyebildiği kadar büyürken sırtım yataktan ayrılıp tekrar düşüyordu. Tırnaklarım bir şeyleri sert bir biçimde çiziyor ve avazım çıktığı kadar bağırıyordum.

Bu bilinmezlik bir süre devam etti. Sonra etrafımdaki sesleri duymaya yavaş yavaş başladım. Demir'i duyabiliyordum.

"Alin!" diye bağırıyor ve beni zaptetmeye çalışıyordu.

Kendime gelmek üzereyken bağırışlarım kesilmiş nefesim yavaşlamıştı. Beni tutan Demir'in bedenine düşmüştüm. Kafamı göğsüne bastırıp sakin olmamı söylüyor ve beni okşuyordu.

Gözlerim yaklaşık 10 dakika kapalı kaldı. Kendime gelmem için gerekli bir süreydi. Ve göz kapaklarım yavaşça aralandığında görebildiğim tek şey siyah bir tişörttü. Kafamı kaldırıp çenesinin altından ona baktığımda sakince beni izlediğini gördüm. Ellerim göğsünde toplanmıştı. Kollarıyla beni sarmış ve öylece durmuştu dakikalarca.

"Ben..." dedikten sonra ne diyeceğimi bilemedim.

"Kabus mu?" dedi kaşlarını kaldırarak. Başımı hafifçe salladım.

"Evet."

Göğsünden çekilip saçlarımı kulak arkasına attım.

"Benimle uyumak konusunda emin misin?"

"Yalnızken krizde kendini öldürebilirsin." dedi alayla.

"Ha." diyip kafamı salladım "İşi kendin halletmek istiyorsun."

Keyifle güldü. Gözlerimi kaçırdım.

"Nasıl kabul edersen." diyerek kalktı ve odadan çıktı.

Yataktan ayrılıp lavaboya girdim. Yüzümü yıkayıp havluyla kurulandım ve çıktım. Aç olduğum için mutfağa gitmeye karar verdim. Evin mutfağı aşağıdadır diye düşündüm genelde öyle olurdu. Aşağı inerken bu evin cafcafından kendimi alamıyordum. Gerçekten büyük ve özenli bir evdi. Demir'in bu kadar büyük bir evi olamazdı. Ne gerek vardı?

Aşağı indiğimde metal seslerini duyup mutfağı buldum ve girdim. Demir masayı hazırlamakla meşguldü. Bir sandalyeye oturdum.

TEHDİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin