•Vazgeçmek•

10.2K 362 37
                                    

Araba durduğunda kapımı açtı. Sakince doğruldum ve indim. O kapıyı kapatıp arkamdan geldi. Ev kapısına geldiğimde onun öne geçip kapıyı açmasına izin verdim.

Eve girdiğimizde kaldığım odaya çıktım ve soyunup duşa girdim. Vücudumu tertemiz yıkadıktan sonra havluyla odaya girip onun dolabını açtım. Siyah dar bir pantolonunu buldum. Onun boxerını aldım. Üstüme de siyah bisiklet yaka ince uzun kollu tişörtünü aldım. Eski sütyenimi giyip yeni seçtiklerimi üzerime geçirdim.

Ayna karşısına geçip sakince saçımı taradım ve kuruturken biraz şekillendirdim. Elimle hafif bukleler yapmıştım. Ayağıma onun çoraplarından birini giydim. Özenmiştim. Ancak bu kadar olmuştu. Yatağa oturup bacağımı sallayarak beklemeye başladım.

Akşam çökmüştü. Güneşten yarım saat sonra Demir odaya girmişti. Beni uzunca süzdü.

"Neden böyle hazırlandın?" dedi gözümün içine bakarak.

"Olabildiğim kadar güzel ölmek istiyorum."

Gözlerindeki seğirmeyi gördüğümde bakışlarımı halıya diktim ve ayağa kalktım. Onu takip etmemi söylememişti ama gerek yoktu. Artık ölümüme gidiyordum.

Adımlarının ardına adımlarımı dizdim ve arabaya bindik. Araba son sürat giderken dışarıyı izledim. Veda edeceğim hayata bakındım.

Susan motorun sesiyle biraz şaşırdım ama sonra acı acı güldüm. Vadi'ye getirmişti beni. Arabadan indiğimde hareketlerimin ağırlaştığını hissettim. Aramızdaki sessizlik artık beni rahatsız etmiyordu. Şu an onu umursamıyordum. Son nefeslerimi almakla meşguldüm. Hayatımı başkaları için daha güzel kılabilirdim. Ama yapamamıştım.

Kolumdan tutup beni kendisine çevirdi. Çimlere diz çöktürdü ve iki adım geriledi. Onun gözlerine bakıyordum. Eline ne zaman aldığını bilmediğim silaha baktım.

"Şimdi," dedi kendini toparlayarak "seni vuracağım."

"Yüzüme ateş etme." dedim sakince "Abimin beni son görüşünde paramparça bir kafa hatırlamasını istemiyorum."

Dediğim şeyden sonra yutkundu. Gözleri bir an uzaklara gitti ve geri geldi.

"Seni kaburgandan vuracağım. Ciğerine kurşun girecek. Biraz kan kaybetmen için bekleyeceğim. Sonra bilincin kapanmadan Noyan'a götüreceğim. İstediğin gibi olacak. Son nefesini Noyan'ın kollarında vereceksin."

Yere bakıp acı acı gülümsedim. Somut bir şey istememi istiyordu değil mi? Ama artık kendimi kurtaramazdım. Silahı bana doğrultup emniyetini açtı. Gözlerimiz kesişti.

"Tuna'yı görmek istiyorum." dedim bir anda gelen bir istekle. "Kimin yüzünden öldüğümü görmek istiyorum."

Silahını indirip düşünceli şekilde telefonunu çıkardı. Bir şeylere basıp bana uzattı. Telefonu elime alıp dizlerimin üstündeyken yere çöktüm. Dikkatle o çocuğa baktım.

Sarı saçları ve mavi gözleri olmasına karşın gözlerinin içi kıpkırmızıydı. Son günleriydi sanırım. Ama üzerinde bir yorgunluk vardı. Bedeni güçlü gibiydi ama yılmış gözüküyordu. Çok yakışıklıydı. Demir'den, Noyan'dan, Anıl'dan yakışıklıydı. Hayatımda gördüğüm tüm insanlardan yakışıklıydı. Saatlerce oturup onu izleyebilirdim. Saçları uzundu ve fotoğrafta dağınıktı. Gülüşü bembeyazdı. Acı bir gülüşü vardı.

TEHDİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin