“Nasıl, daha iyi misin seni gerizekalı?” Üzerine doğru koşarak gelen Kris’in ellerinden zor kurtuldu Key. Kırışan gömleğini düzeltip yanındaki yeni oyuncağı tekmeledi. “Neden bahsediyorsun Kris, iş başında bile değilken beni böyle yargılamana neden olacak ne yapmış olabilirim?”
Key yeniden koltuğuna yayılıp oyuncağını kucağına aldı ve çocuğu taciz etmeye başladı.
- Anlaşılan dün kıymetli oyuncağını emanetçiye terk ettikten sonra cidden onu sildin. Oysa ona karşı farklı olduğunu düşünmüştüm. İlk kez birini sevebileceğini düşünmüştüm Key. İlk kez insan olabileceğini düşünmüştüm, hata bende haklısın.
- Kris eski oyuncaklarım hakkında sana açıklama yapmak zorunda değilim. Hem dün onu en son gördüğümde oldukça keyif alıyordu. Bütün şems inlemeleriyle sabaha kadar çınladı.
- Ne kadar büyük aptalım. Senin gibi şerefsizden bir parça vicdan bekleyerek bunu kanıtlamış oldum. O çocuk sana gerçekten aşık olduğu için geldi buraya, ne istersen yaptı asla karşı koymadı ve dün gece yaptığın şey yüzünden intihar etti. Kendisini 91. Kattan aşağıya atmış. Lanet olsun sana Key!
Kris söylenerek arkasını dönüp giderken Key kucağındaki oyuncağını aşağı atıp gülümsedi. “Sadece biraz eğlenmeni istemiştim küçük canavarım. Şimdi yeni bir oyuncak bulmak zorundayım. Aaaah! Beni nasıl bir uğraşa soktun.”
...
Key kıyafetlerini düzeltip Sehun’un kapısını çaldı. Uzun çalışlar sonrası Sehun yorgun bir halde kapıyı açtı. Sorgusuz içeri geçen Key şemse bakan cam duvarların önündeki koltuğa oturup Sehun’a çevirdi kafasını.
“Görende küçük, minicik sehuncuk bütün gece çalıştığı için uyuyamadığı düşünecek Sehuniee. Ne oldu anlatmayacak mısın?” Sehun koltuğa oturup gözlerini kıstı. Derin bir soluk alıp yutkunduğunda âdemelmasındaki dalgalanma Key’in gözlerini kısıp kedi bakışlarını onda kitlemesini sağladı.
"Şemsin ileri gelenleri dün gece yaşanan olay nedeniyle sabaha kadar başımın etini yediler. Bundan sonra oyuncaklarının tasmasını sağlam bağladığından emin ol." Sehun başını eğip göz pınarlarını parmaklarıyla ovaladı.
"O konuyu artık kapatamaz mıyız Sehun? Elinde hediye edilecek yeni inci taneleri var mı diye sormak için geldim. Bilirsin şemsin en iyi parçaları senin altından sağlam çıkanlar oluyor. Bu kez nasıl bir şey var elinde bir bakmak istedim." Sehun olduğu yerden hışımla kalkıp Key'in yakasından tutup duvara kadar sürükledi. "Bana bak seni lanet olasıca piç kurusu! Bunca zamandır alttan alıp susuyorum diye bunu yapabileceğini sanmandan bıktım artık. Lanet olasıca sikinide alıp git buradan."
Yakası bırakılan Key soluk almaya çalışırken gözlerini kapatan sarı saçları arasından uzaklaşan Sehun'a baktı. Bunu elbette ödetecekti. Günü geldiğinde bu anı ona hatırlatacağından emindi.
Sehun penceresinden şemsin dışındaki manzaraya bakarken asağıda, kapıdaki hareketlenmeyi fark etti. Pencerenin sol tarafındaki algılayıcıyı devreye sokup görüntüyü yaklaştırdığında kapıda onu gördü. Kısa boylu esmer bir çocuğu içeriye sokturuyordu. İçeri giren çocuğun yaptığı işaret ve gülümsemesi kafasını karıştırdı.
Camda bir kaç yere dokunup küçük adamın bakış yönüne odaklandı ve karşısında melek gibi gülümsemesiyle ona bakan birini gördü. Kalbindeki hareketlenmeyle gülümseyip kolundaki cama uzatıp bileğindeki aletin tuşlarına baktı. Camdaki görüntü bileğindeki mini ekrana yansıdığında bir kaç tuşa daha bastı ve bir kod mırıldandı ağzına yaklaştırdığı alete.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğmayan Güneş (✓)
FanfictionFarklı bir dünya... Sarışınların esmerlere hükmettiği... Acımasız oyunların sahnelendiği ve Oyuncakların hep finalde çöpe gittiği... ♠♣ ♠♣ ♠♣ Doğmayan Güneş ♠♣ ♠♣ ♠♣ Ve Bir gün esmerler değişim için ayaklanır... Oysa Aşkta ihanet gibi kaderlerinde...