3. Bölüm (M)

2.2K 148 48
                                    

"Efendim istediğiniz şekilde hazırlandı her şey." Minicik bir kıyafetle ortalıkta dolaşan hizmetçi saygıyla eğilip odayı terk etti. Büyük cam duvarların oluşturduğu odasından batmak üzere olan güneşleri izleyen Sehun içkisini son kez yudumlayıp ayaklandı. 

Hiçbir duygu barındırmayan suratı yüzünden çalışanları tarafından 'Maske' olarak adlandırılan Sehun odasından çıkmadan hemen önce rütbesini gösteren uzun ve beyaz tonlardaki pelerini omzuna geçirdi. Kendi odasının daha küçük bir kopyası şeklinde döşenmiş odaya girdi. Batan güneşlerin cimrilik yapıp manzaradan kıstığı bu odaya iyice göz gezdirdi. Kapının yanındaki kumandayı tuşlayıp camdan duvarların bir kaç dakikada kapanmasını sağlayıp kendisi için hazırlanmış ziyafete yönlendi. 

Yatakta çırılçıplak yatan adama yaklaştı Sehun. Arkasındaki pelerinin kırışmasına asla müsamaha gösteremezdi. Pelerini havalandırıp yatağa oturdu ve karşısında korkusuzca ona bakan adamın çıplak bedeninde gezdirdi ellerini. Yataktaki beden yüzünü buruşturup suratını çevirmesine rağmen kurtulmak için hiç tepki vermiyordu. Sehun'un uzun ve beyaz elleri aşağılara kayıp bacaklarının arasına girdiğinde arsızca ağzından inlemesini kaçıran adam dudaklarını ısırıp yeni sesleri içine hapsederken Sehun duyduğu seslerin vücudunu ele geçirmesine izin verdi. Ayağa kalkıp bir çırpıda soyunduktan sonra yataktaki bedeni ayağa kaldırdı. Yüzüne bakmayı reddeden adamın yüzünü avuçlarının arasına hapsedip dudaklarına yaklaştı. "Kim olduğumu biliyorsun değil mi? Daha fazla beni kızdırma ve yap şu lanet işini." 

Ellerini çocuğun beyaz omuzlarına indirip aşağıya eğilmesini sağladı. Kafasını kaldırıp zevkin doruklarına ulaşmayı beklerken sıkıntıyla çocuğu geriye itti. "Daha önce bu işi yaptığına emin misin sürtük? Bu kadar kötü muamele için ödediğim paraya inanamıyorum."

Başını yatağın köşesine vuran çocuk başını tutarken mırıldanarak ağlıyordu. Sehun arkasına sert bir bakış atıp son olarak omzuna yeniden yerleştirdi pelerini. "Gidip temizlen ve üzerine güzel bir şeyler geçir. Verdiğim paraya değecek bir şeyler yapmalısın. Seni hediye edeceğim adamı memnun etmek zorundasın anladın mı beni?" Sesi giderek yükselirken arkasındaki bedenden hıçkırıklar ve onayladığına dair mırıltılar yükseliyordu sadece. Sehun hışımla dışarıya çıkarken hizmetçiler arkasından kıkırdamaya başlamışlardı bile. "Maske yine hüsrana uğrattı." Daha genç olanı tiz bir sesle ekledi. "Kesin erkekliğini kaybetti, bu kaçıncı boş çıkışı o odadan. Bu kez kimi memnun edecek bu hediyeyle acaba?"

Konuşmanın ortasına dalan ve daha olgun olan cevapladı. "Kime ne hediye ettiği bizi ilgilendirmez. Bu acımasız adamlara hizmet etmek için yaşıyoruz. Hayat bize iyi davrandığı için sadece ayak işlerine bakıyoruz. O odaya girenlerin başına neler geldiğini unuttunuz mu? Şimdi çenenizi kapatın ve işinize dönün."

Genç hizmetçiler başlarıyla selam verip işlerine dönerken odanın içindeki ağlama ve hıçkırık sesleri giderek yükseliyordu.

Sehun büyük ve beyaz Venüs heykelinin önünde saygıyla eğildikten sonra aracına bindi. İki kişilik spor bir arabayı andırsa da yeni geleceğin arabalarının en son ürünü olan bu araç ile havalanabilir, su altında saatlerce yol alabilir ve magmaya kadar yol alabilirdiniz. yani her türlü kaza riskine karşı mükemmel derecede korunma sağlayan bu araçla başınıza bir şey gelme olasılığı dünya üzerinde savaşsız bir gün geçmesi kadar küçük bir ihtimal barındırıyordu.

Sehun koltuğa oturur oturmaz araç havalanırken öndeki ekranda ışıklar hareket etmeye başladı ve araç sesli konuşmaya başladı. "Hoşgeldiniz efendi Sehun. Nereye gitmek istersiniz?" Sehun gözlerini yumarken "Eski dünya... Barlar sokağı" dedi. Kafasını dağıtmak için sık sık gittiği Eski Dünya Şemsi diğerleri yani ari olmayan ırkların içinde en gelişmişi, en güzellerini barındırırdı. Sehun sık sık buraya gidip kendine uygun birini bulmayı umut ederdi. Ancak gözüne hoş gelen onlarca oyuncak daha sonrasında birilerine hediye edilmekten öteye geçmemişti. 

Doğmayan Güneş (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin