E & M

224 27 50
                                    

"Hey David, elimize yeni bir dava geçti. Bunun ilgini çekebileceğini düşünüyorum."

"Ben dava ayrımı yapmam Tess." dedi David hafiften alaycı bir tonla.

"24-25 yaşlarında, kadın."

"Olay yeri incelemeden ne haber?"

"Kurban kalbine  bir el kurşun sıkılarak öldürülmüş, olay yerinde herhangi bir delil bulunamadı."

"Pekala, bende şimdi çıkacağım, dikkatimi çeken birkaç kapanmış davanın dosyalarına yeniden göz atıyordum."

Tess sorgulayan bir şekilde "Hangi dosyalarmış onlar?" dedi.

David bir şeye sinirlenmişçesine kaşları çatık bir halde burnundan soluyarak "Ah, bilirsin. Kız kardeşini öldürüp cesedine tecavüz eden ve daha sonra cesedi el testeresiyle ufak parçalara ayırarak parçaları siyah poşetlere doldurup denize atan psikopat Philip Davis. Kaçırdığı çocuğun birine sırf zevk için işkence edip derisini yüzerken aynı anda onu hayatta tutmayı başaran ve penisini kesip piranalara yem eden deli doktor Angela Brown." 

"İlgimi çeken şeyler." dedi David tekrardan alaycı bir tonla.

Tess kendi kendine David'in bu manyakların dosyalarına bakarken nasıl bir ruh haline girdiğini merak etmeden duramadı ve sert bir ses tonuyla "Hadi ama David, yapacak daha önemli işlerimiz var," dedi.

Kapanmış davaların dosyalarını incelemek David için büyük bir hobiydi, özellikle vahşi olanları. Başkalarına bunun ona diğer cinayetleri daha kolay çözmede yardımcı olduğunu söylüyordu, fakat herkes biliyordu ki David sorunlu bir adamdı. Oturduğu yerden kalkıp ofisinden çıktı ve olay yerine doğru yola koyuldu.

Olay yerine vardı, sıcak rüzgar solmuş ağaç yapraklarını oradan oraya savuruyordu. Hava sanki cehennemle anlaşma yapmış, tapusunu almış ve cehennemi dünyaya yansıtırcasına sıcaktı. David, eliyle kravatını gevşetti ve olay yerine doğru yürümeye başladı.

Cüzdanını çıkarıp sarı şeridin önünde bekleyen polislere dedektif kimlik kartını gösterdi ve cinayet kurbanını incelemek için olay yerine indi. Cesede göz gezdirdi ve maktülün uzun bir süre önce öldürülmediğini anlayacak kadar çürümemiş olduğunu fark etti. Onu buldukları nehir kıyısını inceleyip ipuçlarını toplamak için bir ceylan gören aslan kadar sabırsızdı. Bir anda gözüne biraz uzakta ki tuhaf bir şey ilişti, bu şey kumun altına gömülüydü ve bir kısmı kumun dışında kalmış, parlıyordu. David yılların verdiği tecrübe ve doğuştan gelen bir yetenekle detayları görme konusunda çok başarılıydı. 

Nehir kıyısının verdiği ferahlığı hissederek parlak cisme doğru yürümeye başladı. Eldivenini giyip elini cisme doğru uzattı ve cismi tuttuğunda içinden "soğuk" dedi. Üzerinde isimlerin baş harfleri olan bir kolye idi bu. "E & M." David ciddi bir tavır takınarak aklından geçen binbir türlü ihtimal arasından bunun bir sevgili cinayeti olabileceğini düşündü. Bu tarz cinayetler genelde sevgililer tarafından işlendiği için böyle düşünmesi normaldi. 'Kalbine muhtemelen 9mm'lik bir silahla sıkılmış kurşun. Büyük olasılıkla 3 metrelik bir mesafeden ne yaptığını bilen birisi tarafından.' David olay yerini biraz daha inceledi fakat gözüne başka herhangi bir şey takılmamıştı. Olay yeri inceleme cinayetin nasıl ve kim tarafından işlendiğine dair ne bir parmak izi, ne bir cinayet silahı, ne de bir tükürük.. hiçbir delil bulamamıştı. Kurşun yarasını incelemesi için balistik uzmanı Harry Evans'ı çağırdı ve kurbanın kurumuş kanından DNA sonuçları çıkana kadar ofise geri döndü. Balistik raporları Anderson'ın tarifi '9mm'lik bir silah, 3 metrelik mesafeden' ile uyuşuyordu.

2 gün sonra DNA sonuçları belli olduğunda kurbanın adının Emily Johnson olduğu ortaya çıkmıştı. 24 yaşındaydı, cinayete kurban gitmeden önce çok alımlı, hoş bir kadındı. Edebiyat öğretmenliği yapıyordu. Emily'nin hayatta olan tek bir aile ferdi vardı ve o da emekli astsubay olan babasıydı, Liam Johnson. 2540 E 6th St - Tucson AZ adresinde yaşıyordu. David ofisten çıkıp kendisi kadar old school olan 1968 model siyah Ford Mustang'ine binerek adrese doğru yola çıktı. 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yolda giderken radyodan Cattle Country 94.3 FM kanalını açtı ve kanalda çalan şarkı "Johnny Cash - I Walk The Line"ın eşliğinde muhteşem gün batımını izleyerek bu muazzam başyapıta eşlik etti.

"I keep a close watch on this heart of mine

I keep my eyes wide open all the time
I keep the ends out for the tie that binds
Because you're mine, I walk the line

I find it very, very easy to be true
I find myself alone when each day is through
Yes, I'll admit that I'm a fool for you
Because you're mine, I walk the line

As sure as night is dark and day is light
I keep you on my mind both day and night
And happiness I've known proves that it's right
Because you're mine, I walk the line

You've got a way to keep me on your side
You give me cause for love that I can't hide
For you I know I'd even try to turn the tide
Because you're mine, I walk the line

I keep a close watch on this heart of mine
I keep my eyes wide open all the time
I keep the ends out for the tie that binds
Because you're mine, I walk the line"

Adrese vardı, yan koltuğa koyduğu paltosunun cebinden not defteri ve tükenmez kalemini alıp arabadan indi ve Liam Johnson'ın evine doğru yürüdü.

Geçmişin KapısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin