Eski Dost

68 9 9
                                    

David, olay yerine vardığında, sabahın ilk ışıkları; cinayet mahallini ve olayın gerçekleştiği yerden yokuşun aşağısına süzülen kanın bir nehir gibi akmış olduğunu gözler önüne sermekteydi. D. Anderson imzası yine ara sokağın aşağısına uzanan yokuşun yanındaki duvara, kurbanın kanıyla bırakılmıştı. Bu katilin David ile alıp veremediği neydi? Tess'i neden öldürmüştü?

David, sanki ayağına arkadan ip bağlamışlar ve adım atarken çekiyormuşlarcasına yürümekte zorlanarak ve boğazında yutmakta zorlandığı bir ekmek parçası kalmışçasına bir ağırlık hissederek, sarı suç mahalli şeridini ve nöbet tutan polisleri geçtikten sonra Tess'in cesedinin yanına geldi.

Boş ve hüzünlü arasında bir surat ifadesiyle gözlerini Tess'in cesedinin üzerine dikti. Bu, David için çok ağır olmuştu. Tess, onun çok yakın bir dostuydu ve katil bu sefer David'in sabır limitlerini aşmış, onu patlama noktasına getirmişti.

Olay yeri inceleme elemanları ellerinde delil çantası ve üzerlerinde beyaz bir korumalıkla delil ararlarken, David'in dikkatini çeken ilk şey Tess'in elbisesiydi. Sanki bir randevuya gidermişçesine parlak ve göz alıcı bir elbise giymişti.

Giyimiyle, tarzıyla, kirli sakalı ve dağınık saçlarıyla Johnny Depp'i andıran kırklarında bir adam, polislere kimlik kartını gösterdikten sonra sarı şeridi kaldırıp altından geçti ve suç mahalline geldi.

"Merhaba, ben Phoenix PD'den Dominic Marshall. Bu cinayetten sorumlu baş dedektif olarak atandım. Siz şu ünlü David Anderson olmalısınız?"

David, hiçbir şey demeden öylece Tess'e bakmaya devam etti. Bu sefer katilden hiçbir not yoktu.

"Pekala, ben de tanıştığıma memnun oldum, David," dedi Marshall umursamaz bir ses tonuyla.

Johnny Depp'in ikiz kardeşi, David'e omuz atarak ne bulduklarını öğrenmek üzere olay yeri inceleme ekibinin yanına gitti.

David, sinirli bir şekilde kafasını çevirip arkasına baktı ve tam harekete geçecekti ki Tess'in ölümü yeterli değilmiş gibi birde 'İki dedektifin amansız kavgası' manşetleriyle basının diline düşmemek için kendini tuttu ve içinden 'Topitop maraş dondurması.' diye düşündü. Daha önce Türkiye'yi ziyaret etmişti ve Kahramanmaraş'ın efsane dondurmasının adı hala hafızasındaydı.

James, David'in yanına geldi ve elini onun omzuna atıp atmamakta kararsız bir halde kalarak "Bu hepimiz için çok ağır oldu.. Tess.. o bizim en yakın dostumuzdu. Yasını paylaşacak birine ihtiyacın olursa ben buradayım, bil istedim," dedi ve utanılacak bir şey söylemiş gibi başını aşağı eğerek David'in yanından uzaklaştı.

David, aşağıya doğru eğilerek cinayetin nasıl işlendiğine daha detaylı bir şekilde bakmak istedi. Karnından, girinti ve arkasındaki çıkıntıya bakılacak olursa muhtemelen uzun bir av bıçağıyla on bir - on iki kez bıçaklanmış olabileceğini düşündü. Bu, öncekiler kadar vahşi bir cinayet olmasa da kesinlikle D. Anderson imzalı katilin işiydi.

Artık eski bir dostu aramasının zamanı gelmişti. Gary Coleman.

Telefon üç kez çaldıktan sonra Gary Coleman'ın efsanevi bir haber spikeri havası olan sesi mesaj bırakmasını istedi: "Merhaba, Gary Coleman, nam-ı diğer teknoloji korsanına ulaştınız. Mesajınızı sinyal sesinden sonra bırakabilirsiniz!"

Uzun ve rahatsız edici sinyal sesinin ardından David, iğneleyici bir ses tonuyla "Merhaba Coleman, eski dost. Beni hatırladın mı? Hani Üniversite yurdunda odama bir kız göndermiştiniz ve olanları gizlice kameraya çekip internette yayınlamıştınız, eğer yüzümü sansürlememiş olsaydınız gerekirse dünyada işim düşecek senden başka kimse kalmasın yine seni aramazdım. Bunu söylemekten ne kadar nefret etsem de yardımına ihtiyacım var," dedi.

Geçmişin KapısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin