Suç ve Ceza

172 18 34
                                    

David mektubu açıp büyük bir merakla okumaya başladı;

"Merhaba Bay Liam, benim adım Martin. Kızınız Emily'nin

sevgilisiyim. Size ulaşmayı çok denedim, ancak kızınız buna izin vermedi. Hep sizin sevgiden bir haber, dindar ve takıntılı bir adam olduğunuzu söylerdi. Ne oturduğunuz yeri bulabildim ne de çalışıyorsanız iş yerinizi. Emily normalde telefonu hiç yanından ayırmayan birisi olduğundan size mesaj atmak için onun telefonunu masanın üzerinde unuttuğu bir boşluktan faydalanıp size ulaştım. Bu kadar uzun bir yazıyı o kısa boşlukta telefondan yazamayacağım için Emily'nin posta kutusuna bakmanızı söyledim. Bay Johnson, şunu belirtmeliyim ki ben kızınızı çok seviyorum. Dünyadaki hiçbir şey bunu değiştiremez. Ona kendi canımdan daha çok değer veriyorum ve sizin de bundan haberiniz olsun istedim. Anlayışlı biri olduğunuzu umuyorum, görüşmek üzere.


David mektubu okuduktan sonra artık katilin Emily'nin babası olduğundan kesinlikle emindi; ancak durum sandığından daha da karmaşıktı. Hem bu Martin denen herif nerelerdeydi? Cinayet işlendikten sonra ortalardan kaybolması ve polise haber vermemesi onuda en az Liam kadar şüpheli bir duruma düşürüyordu. Hemen evden ayrıldı; tam arabasına binip Liam'ın evine geri dönecekti ki onun bahsettiği Susan Rodriguez'in ufak ve nacizane evinin bahçesinden havlama sesleri gelmeye başladı. Arabasının kapısını kapattı ve Susan'ın evine doğru yürümeye başladı. Kapıya vardı ve zile basıp ürkütücü bir ses tonuyla "Mesa PD, lütfen kapıyı açın!" diye bağırdı.

Susan, kapıyı açıp korkak bir şekilde "Söz veriyorum köpeğimi terbiye edeceğim, lütfen onu benden almayın," dedi.

"Merhaba Bayan Rodriguez. Buraya size birkaç soru sormaya geldim, korkmanızı gerektirecek bir şey yok; henüz. Önce şu köpeğinizi susturun lütfen."

Kadın "MAX!" diye bağırınca köpek sesini kesti.

"Tabii sorabilirsiniz, içeri buyurun lütfen."

David içeri girdi; paltosunu kapının yanındaki askılığa asıp kadının peşinden oturma odasına doğru ilerledi.

"Hoş bir eviniz var, evli misiniz? Parmağınızda yüzük göremedim de."

"Kocam bir buçuk yıl önce vefat etti, dulum."

"Anladım, başınız sağ olsun."

"Teşekkür ederim efendim. Size bir şeyler ikram edeyim. Çay, kahve; ne içersiniz? Ayrıca bana sormak istediğiniz birkaç soru olduğunu söylemiştiniz, ne hakkında acaba?"

"Hayır Bayan Rodriguez; ben böyle iyiyim teşekkürler. Sorularıma gelecek olursak, öldürülen komşunuz Emily Johnson hakkında. Bu konuda bir şeyler bildiğinizi hissediyorum."

Kadın bir anda yerinden fırlayarak "N-ne?! Emily öldü mü?" dedi.

"Şaşırmış gibi bir haliniz var; bundan haberiniz yoktu sanırım?"

"Hayır yoktu.. Nasıl olur bu.. Emily'yi kim öldürmek isteyebilir ki?"

"Bunu ben de henüz bilmiyorum. Emily ve sizin aranızın pek iyi olmadığını duydum, bu doğru mu?"

"Hayır.. Yani evet.. En iyi arkadaşlar sayılmazdık ama onu seviyordum. Hala onun ölmüş olabileceğine inanamıyorum.."

David kadının ürkek ve saf biri olduğunu anlayıp onu sıkıştırıp ağzından laf almak için "Ondan onu öldürecek kadar nefret etmiyordun yani?" dedi.

Kadının yüz ifadesi bir anda üzgünden uğradığı soru karşısında şok olmuşa dönerek "ÖLDÜRMEK Mİ?! SİZ NEDEN BAHSEDİYORSUNUZ TANRI AŞKINA! B-BEN ASLA BÖYLE BİR ŞEY YAPMAM!" dedi.

Geçmişin KapısındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin