Geçmişin Kapısında

Tess Miller, Sahte Katil, Her Şey

David, içtiği yedi duble viskinin ardından inanılmaz bir baş ağrısı ve gözlerinde ışığa karşı yüksek bir hassasiyetle akşamdan kalma bir şekilde evinde uyandı. Telefonuna baktığında saatin öğlen 12:00 olduğunu ve bilinmeyen bir numaradan üç cevapsız çağrı geldiğini gördü. Bugün günlerden pazardı, dolayısıyla resmi tatildi. İş yerinden birinin arayamayacağını düşündü. Son aramalardan bilinmeyen numarayı geri aradı ve bir kere çaldıktan sonra telefonu kalın, muhtemelen çok sigara içmekten sesi çatallaşmış birisi açtı.

"Dedektif David?" dedi ses, sorgulayan bir şekilde.

"Buyrun benim?"

"Sizi tam üç kez aradım, telefonu neden açmadığınızı öğrenebilir miyim acaba?"

David umursamaz bir tavır ve akşamdan kalma bir konuşmayla "Uykum ağırdır, kiminle görüşüyorum?" dedi.

Ses ciddi bir şekilde "Ben Theodore Myers, baş dedektif Tess Miller'ın trajik ölümünden sonra Glendale PD tarafından Mesa PD'ye yeni baş dedektif olarak atandım. Sizi Mesa PD'ye bekliyorum, sizden duyacaklarım herhangi birinden duyacaklarıma bedel. En azından herkes sizin, nam-ı diğer yalnız kovboy David Anderson ve Tess Miller'ın yakın arkadaş olduğunuzu söylüyor. Dava ve Tess Miller ile ilgili ne biliyorsanız bana şahsen anlatacaksınız. Davada ilerlemeniz, Tess Miller'ın olaya dahil oluşu, sahte katil, her şeyi," dedi.

David toparlanıp boğazını temizledi ve "Hemen geliyorum," dedi.

Theodore Myers "Gelseniz iyi olur," dedi ve telefonu kapattı.

Kahvaltısını yaptıktan sonra hazırlanıp evden çıktı ve Mesa PD'ye doğru yola koyuldu. Mesa PD'ye vardı ve Tess'in eski ofisine, şimdi Theodore Myers'ın ofisi olan odaya doğru yürümeye başladı.

Üç kez kapıyı tıklattıktan sonra içeriden kalın ve çatallaşmış ses "Gelebilirsin!" diye bağırdı.

David, içeriye girdiğinde masadaki kül tablasında duran daha önce içilmiş en az on beş sigaranın dumanından ve kül tablasının üzerinde yanmakta olan sigaradan çıkan dumandan adamı göremiyordu. Kalın ve çatallaşmış ses "Otur," dedi ve elini uzattı.

"Ben Theodore Myers, Mesa PD'nin yeni baş dedektifiyim. Bundan sonra emirleri benden ve sadece benden alacaksın, anlaşıldı mı?"

David adamın elini sıkıp "Ben David Anderson, memnun oldum efendim. Açık ve net bir şekilde," dedi.

Duman biraz kaybolduğunda adamı sonunda net bir şekilde görebilmişti. Ellilerinin ortasında olan, saçları aklaşmış ve gözleri okyanus mavisi renginde olan biriydi.

Theodore, dirseklerini masaya koyup parmak uçlarını birleştirdi ve "Anlat bakalım David Anderson," dedi.

David boğazını temizledi ve "Nereden başlamamı istersiniz efendim?"

"Önce şu sahte katilimizden konuşalım, kimdir, neyin nesidir?"

"Adı Alex Royce. Otuz dört yaşında, askeriyede görev yapmış olan birisi. Ruhsal sorunları yüzünden askeriyeden atılmış. Şiddete eğilimi olan, kendine zarar veren biriymiş. Öyle ki sırtında her gün kendini düzenli olarak kırbaçladığına dair izler bulundu. Terapisti Lyla Porter'a ulaştık, fakat hasta-doktor gizliliği saçmalığından bahsetti ve bize hiçbir şey vermedi. Şu an için gerçek katille ne bağlantısı var bilmiyoruz."

Theodore, deri döner sandalyesinde yavaşça geriye yaslandı ve kül tablasında yarısı bitmiş olan sigarasının külünü dökerek "Nerede yaşıyor bu Lyla Porter?" dedi.

"Sizin geldiğiniz yerde efendim, Glendale."

"Yarın ilk iş olarak onu sorgulamaya gideceksin ve bir şeyler öğrenmeden dönmeyeceksin, anlaşıldı mı?"