0.6

8.4K 503 88
                                    

Zilin çalmasına 5 ya da 10 dakika kala ders beden olduğu için spor salonuna doğru yürümeye başladık. Bizim sınıftaki sporcular da arkamda yürüyordu. Köşeye dönmemle karşıma Asilerin salak başkanı olan Aytaç ve sürüsü çıktı. 

''Oooo Ateşella, görüşmeyeli uzun zaman oldu'' dedi sırıtarak. Ateşella düşmanlarımızın bana taktığı bir lakaptı. Bu lakabı geçen sene neredeyse okulu yaktığım için onlar vermişti. 

''Ooo melez, daha bu sabah görüştük. Ne o hafızanı mı kaybediyorsun?'' Melez'de Aytaç'ın lakabı. Babası Brezilya'lı annesi ise Türk olduğunu bildiğimden ona bu lakabı ben takmıştım. Bunu bütün okul bilirdi. Aytaç ise ona 'melez' denmesinden nefret ederdi. Bunu kimse bilmezken ben ortaya çıkarmıştım. Tabi durduk yere değil. 

Kaşları saniyelik çatılsa da eski alaycı haline geri döndü. ''Tabi ya. Unutmuşum. Normal tabi. Ben hafızam da gereksiz insanları tutmakla uğraşmıyorum'' arkasındaki çetesi gülmeye başladı.

Böyle olmasını ben istedim sanki gerizekalı.

İçimden geçenleri dışa vurmadım ve aynı alaycılıkla bende ona baktım. ''Aynen, gereksiz. Boş yapma da çık önümden''

''Ya çıkmazsam ne olur?'' dedi bir adım daha bana yaklaşırken. Aytaç hemen hemen her kızla flört edip duygularıyla oynayabilen biriydi. Şerefsiz olduğunu söylemiş miydim?

Onu ittirdim ve benim geçmemle çetesi ortadan ikiye ayrıldı. Aytaç olmasa hepsi benden korkuyordu. Tek güçleri Aytaç'dı

Tam kapıdan girmiştim ki arkamdan bağırdı ''O suçluyu bulup bizim adımızı temizlemezsen pek hoş şeyler olmayacak Ateşella!''

Onu takmadan spor salonuna girdim. Telefonuma mesaj geldiği sırada bildirim panelinden okudum. 

Kaya'hmak: şu günlüğü okuyup bizimkilere yaysam ne kadar eğlenirim sence

Onu takmadan görüldü attım ve telefonu cebime geri koydum. Tabi bildirim yağmaya devam ettiği için geri telefonumu açtım. 

Kaya'hmak: görüldü?

Kaya'hmak: bunu yapabilirim biliyorsun değil mi?

Kaya'hmak: benden korkmuyorsun?

Kaya'hmak: benden herkes korkar

Kaya'hmak: benden korkmayan tek kişi var bu hayatta

Kaya'hmak: o da ateşella

Kaya'hmak: ama o olacağını sanmıyorum

Kaya'hmak: o beni sevmiyor çünkü

Kaya'hmak: ama sen sevdiğini söylemedin

Kaya'hmak: nefret ettiğini söyledin ve günlüğün mavi

Bildirimlerin ardı arkası kesilmezken etrafa bakınıp soyunma kabinlerinden birine girdim. Mesaj yazmaya başladım.

M: ateşella?

M: şu Mira'dan mı bahsediyorsun

M: JEKSMXNEMXJDMJCMDJCNSNJXJS

M: oha dsjfndjfnvj

M: beni o mu sandın inanmıyorum

Kaya'hmak: amma güldün ha

Kaya'hmak: tahmindi

Kaya'hmak: neyse ilk soruya dönelim

Kaya'hmak: ne kadar eğlenirim sence

M: aptal mısın öyle mi davranıyorsun anlamadım

Kaya'hmak: neden bahsediyorsun sen

M: o bir günlük değil

Kaya'hmak: ne demek değil

M: adı günlük

M: ama ben ona her gün yaşadıklarımı yazmıyorum

M: her gün değil kafama esince, yaşadıklarımı değil duygularımı yazıyorum

M: sen beni aptal mı sandın?

M: şimdiye kadar şiddet kullanmadan senden almadıysam o defteri okuyup beni bulamayacağın içindi

M: ama yok ben kalp kıracağım dersen

M: sen daha ne olduğunu anlamadan o defteri senden alabilirim

Kaya'hmak: neden almadın o zaman

(Görüldü 11.05)

Kaya'hmak: o görüldüyü alır

Kaya'hmak: neyse anladın sen

Telefonu çantama atıp üzerime tayt ve uzun bir tişört giydim beden dersi için. Kabinden çıkıp spor salonuna girdim. 

Aytaç bizim sınıfta değildi ama bedenlerimiz çakıştığı için spor salonunun yarısında da onlar ders işliyordu.

Sınıflar karışıktı her sınıfta her gruptan bir üye olabiliyordu. Ama varsa bile en az 2 kişi olurdu. Tek kişi kalınca diğer gruptan kişiler araya sıkıştırıp tehdit edebiliyordu.

Bizimkilerin yanına giderken bakışlarımı etrafta gezdirdim. Keşke gezdirmemiş olsaydım. Çünkü bakışlarım bana bakan Aytaç'ın bakışlarını buldu. 

Koyu kahve gözleri normal bir şekilde bakarken bir anda benim ona bakmamla alaycı bir hal aldı. Benim yeşil gözlerimde ise tek oluşan duygu öfke oldu.

Günlük [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin