Finalden önceki son bölüm :)
Bu bölüm, final bölümü ve özel bölüm normal bölümlerin iki katı uzunluğunda.
İyi okumalar.
***
İlk işim taksiye binmek olmuştu. Ezbere bildiğim yerin adresini verdim. Yollarda trafik olmadığı için kolayca gitmiştik. İndiğimde toprak zemini olan tepeye çıkmaya başladım. Denizin sesini buradan bile duyabiliyordum.
Benim hemen arkamda da bir motor durdu. Umursamadan hızla yukarı çıkmaya devam ettim. Uçuruma doğru yürüdüm. ''Mira dur!'' Motor ona aitti. Seste. Durmadım.
Koşmaya başladığımda o da peşimden koştu. Her attığım adımda kendi kendime konuşuyordum. ''Herkes gidiyor. Dedim ya kaybediyorum. Hiç bir şey umurumda değil. Ben herkesi kaybettim! Sana söylediğim gibi herkesi kaybettim.'' Bayan M olarak ona bir söz vermiştim. Herkes gittiğinde karşısına çıkacaktım. Açıkça 'ben o defterin sahibiyim' dememiş de olsam, söylediklerimden anlamasını beklemiştim.
Attığım her adımda görüşüm bulanıklaşıyordu. Uçurumda olduğumuz ve kimsenin olmadığını bildiğim için bağırdım. ''O BENİ BIRAKTI! KENDİ BAŞINA ÖLMEDİ. KENDİSİ İNTİHAR EDİP BENİ YALNIZ BIRAKTI!'' Hıçkırıklarıma engel olamamıştım. İlk defa onun karşısında güçsüz duruyordum. Bağırmanın iyi geldiğini fark ettiğimde karşımdaki denize doğru bağırdım.
Sesim kısılana kadar haykırmak istiyordum. ''BABAM BENİ TERK ETTİ. ANNEM BENİ TERK ETTİ. ANNEM ONU KORUMAK İÇİN YEDİĞİM DAYAKLARI HİÇE SAYDI!''
Biraz daha ilerledim. ''SEVDİĞİM ÇOCUK BENDEN NEFRET ETTİ. HERKES BENDEN BİR ŞEY BEKLEDİ. BEN DAHA KENDİMİ KORUYAMAZKEN ONLARI KORUMAMI İSTEDİLER!'' göz yaşlarımı her sildiğimde biraz daha akıyordu.
Bana yetişip kolumdan tuttu ve ona bakmamı sağladı. Zayıf olmamdan nefret ettim. Bakışlarımı kaçırdığım sırada gözüm madalyona gitti. Ellerimin titremesini takmadan boynundaki zincire dokundum. Bedeninin kaskatı kesildiğini hissettim.
İki elimle zinciri havaya kaldırdığımda ucundaki küçük demir kutu tişörtünden çıktı. ''Sende bana ait bir şey var. Ve benim onu almam gerekiyor. Hiç o soruyu sorma çünkü cevabını verecek gücüm kalmadı. Sen anla yinede.'' Sesim ağlamaktan ve her şeyi ortaya döktüğüm gerçeğinin verdiği heyecandan kısık çıkmıştı.
Madalyonu açıp içindeki kolyeyi avucuma koydum. Kutuyu tekrar kapatıp ondan uzaklaştım. Her bir hareketimi izliyordu. Yakınında durmak kokusunun başımı döndürmesine sebep oluyordu.
Ani bir hareketle arkamı dönüp uçurumun ucuna koştum. Ne yaptığımı sonradan fark etmiş olmalı ki adımı haykırdı. "MİRA!"
Uçurumun kenarında durup gözlerimi kapadım. ''Sakın yaklaşma Kaya,'' derin bir nefes aldım. Kollarımı iki yana açıp rüzgarın saçlarımda gezinmesine izin verdim.
Denizin kayalıklara vurma sesi huzur doluydu. Akan gözyaşlarımın denize karışmasını istedim.
''Yapma, yalvarırım yapma!'' sesi kulağıma geliyordu.
Arkamı dönüp gözlerine baktım. Korkmuş duruyordu. Gözyaşlarım akarken konuşmaya başladım. ''Her şey bitti biliyor musun? Annem beni bırakıp gitti. Öz babam beni bırakıp gitti. Ortaokulda sevdiğim çocuk bana küfürler yağdırarak bırakıp gitti. Şimdi ise herkes benden nefret ediyor. Ortaokulda bana ettiğin küfürleri hatırlıyor musun Kaya? Herkesin önünde beni rezil etmiştin. İntihara kalkıştığın sırrını tek ben biliyorum sandın ve herkes öğrendiğinde gelip beni rezil etmiştin. Ben çok iyi hatırlıyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günlük [Yarı Texting]
Kısa HikayeAnonim olan kişi genelde seven kişi olmaz mıydı? Peki ya sevilen kişi ilk mesajı her şeyden habersiz atarsa? 📒📒📒 Kaya'hmak: *fotoğraf* Kaya'hmak: güzel günlük Kaya'hmak: günlüğün içine telefon yazanı da ilk defa görüyorum M: hayır olamaz. Rüya gö...