1.7

7.1K 496 62
                                    

Okula zarar verenler müdürün çağırdığı polisler sayesinde göz altına alınmıştı. Bir yandan bu işin bitmesine sevinsem de diğer yandan ateşkesin bitmesine üzülüyordum.

Okulun bahçesinde defterime planlamalar yapıyordum. Sporcu başkanı olunca bu işlerin tamamı bana düşüyordu. Tabi bir yandan da biraz ilerimde duran Aytaç'ın arkadaşlarıyla konuşmasını izliyordum. Çaktırmadan yapmak gerçekten zordu.

Eline telefonunu alıp birine birşeyler yazdığını gördüm. Aklıma diğer hattım gelince telefonumu o görmeden alıp ikinci yani Aytaç'la konuştuğum hattımı taktım.

Tahmin ettiğim üzere mesajı bana atmıştı!

Kaya'hmak: ne yapıyorsun

M: seni izliyorum

Kaya'hmak: ne!?

M: ne!?

M: ben niye bunu söyledim lan

Kaya'hmak: bu okulda okuyorsun

M: yok öyle takılmak için geldim

Kaya'hmak: dalga geçme

Kafamı kaldırıp bahçeye baktım. Sanki etrafa bakınıyormuş gibi davranıyordum. Sonrasında ona baktım. Bana baktığı için göz göze geldik. Anlamış mıydı? Daha da önemlisi neden bana bakmıştı?

Bahçenin bir köşesinde yerde oturuyordum. Bacaklarımı kendime çekip defteri kucağıma koymuştum. Defterin arkasından telefona baktığım için karşımda olan Aytaç bunu göremiyordu. Göz göze geldiğimizde kaşlarımı çattım.

Gözlerini kaçırıp telefonuna baktı. Telefonum titreyince bakışlarımı ekrana çevirdim.

Kaya'hmak: senin yüzünden kız beni öldürecek

M: kim Mira mı

M: öldürmez ya en fazla sakat bırakır

Ona baktığımda gülümsediğini gördüm. Ama kısa sürdü.

M: hem sen ona neden bakıyorsun ki

M: kıza öyle bakarsan onunda sana öyle bakması normal

Kaya'hmak: lan sen herşeyi nasıl görüyorsun

Kaya'hmak: ayrıca gözüm takılmış olabilir

Kaya'hmak: düşmanım sonuçta

M: düşmanın olan her kızı kesiyor musun sen?

Kaya'hmak: oha yuh ne kesmesi lan

M: itiraf et şimdi güzel kız

Kaya'hmak: güzel kız ona lafım yok

Kaya'hmak: lan

Kaya'hmak: ne yaptırıyorsun sen bana

M: oha jsnxjsjx

M: itiraf etmeni beklemiyordum

M: üzülsem mi haline gülsem mi bilemedim

M: Allah sana bağışlasın

M: ay pardon sahibine diyecektim

Kaya'hmak: kesin yanlışlıkla olmuştur

Kaya'hmak: o ve ben mi dedin sen?

Kaya'hmak: nsjjxhshxjsncjdhc

Kaya'hmak: bu iyiydi

Kaya'hmak: Allah korusun

M: neden? Güzel diyen sendin

Kaya'hmak: o kız tam bir baş belası

Kaya'hmak: şu son seneyi atlatıp kurtulmak istiyorum.

Yutkundum. Yüzümdeki acı gülümsemeyi sildim ve mesaj yazmaya devam ettim.

M: öyledir

Kaya'hmak: peki ya sen?

M: ne ben

Kaya'hmak: güzel misin

M: öyle derler

M: konumuz bu mu şimdi

Kaya'hmak: karşıma çıkmayacak mısın

M: yoo

M: çıkarsam hiç iyi şeyler olmaz

Kaya'hmak: neden

M: ne önemi var ki

M: biraz daha mesaj yazmaya devam edersen arkadaşların şüphelenir

Kaya'hmak: sanırım haklısın

Kaya'hmak: görüşürüz

M: görüşemeyiz

''Başkan!'' İrkilip kafamı kaldırdım. 

''Ne bağırıyorsun oğlum?'' Buğra gülüp elini uzattı. Telefonu kapatıp defteri elime aldım ve uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Kaya yakınımızda olduğu için bizi duyuyordu. Sanırım dinliyordu da. ''Ceket güzelmiş. Bana da bul bir tane.''

Okulun sporcu ceketinden giymişti. Mavi-beyaz renkteydi ve üzerinde büyük harflerle 'GK' yazıyordu. Okulumuzun ismi olan 'Gümüşay Koleji'nin kısaltmasıydı.

''Benimkini al. Ben kendime yeni alırım.'' Ceketi çıkarıp bana uzattı. 

''Harbi mi?'' Ceketi alıp giydim. Buğra'ya göre olduğu için biraz büyük gelmişti ama bol şeyleri sevdiğimi ikimiz de biliyorduk. 

''Harbi. Yakıştı hem. Sporcuların başkanına da bu yakışırdı zaten.'' 

Gülümsemem yüzümde genişlerken bakışlarım istemsizce Kaya'ya kaydı. Bana baktığı için gözlerimiz kesişti. Gülümsemem yüzümde donarken o da ağzının kenarıyla sırıttı.  

Sanırım kalp krizi geçiriyorum.

Günlük [Yarı Texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin