İçimdeki acıyla yürüyordum. Çoktandır unuttuğum yolları. Kuşsuz bir kent gibi uzayan saçlarım. Acıdan ve anılardan besleniyor ama sanki acı, küçük bir kül gibi.... Ardımdan usulca gelen çığlıklar bir onlar ugurluyor hep beni sona doğru.
Sözüm yok olanlara .
Ardımda anılarımın sessizliği.
Sonunda yine ben hep olduğum gibi kimsesiz. .
Kentin içindeki kırık aynadaki yansımam eksik ,buruk.
Söyleyin şimdi ben buraya mı aidim? Sahi ben hiç bir yere ait olabildim mi?Kendimi her zaman misafir gibi ağırladım ben bu dünyada.
Kalıcı değilim geçici bir süreliğine ruhum misafir zamanı geldiginde uğurlanacak geldiği yere.Peki şuan yaşadığım şey ne anlam içeriyordu. Gittiğini zannederken burda bulunması ve arkasında duran bugünkü kadınlar bir oyunun parçası mıydı?
Oyun güzel kurgulanmıştı bende buradaki saf kızı oynuyordum sanırım.
Karşımdaki kendini insan zanneden üç mahluk benim korkularımı yeniden doğmasında büyük bir rol oynamışlardı.
Oyun...
Kurgusu bir insanın yaşamını katledecek derecede ölümcüldü.
Tek sorum kimin emriyle bu oyunu oynamışlardı.
Özge mi?
Metin mi?
Abim mi?
Bilmiyordum ama cevabı şimdi baş belasının dudakarından dökülecekti.
Yanındaki kadınları gönderdi ben ise olanları sessizce izliyordum.
Bakışları hala beni bulmamıştı. Neyi düşünüyordu bu kadar.
Etrafta gözlerimi dolandırdım kimseler yoktu sessiz ve sakindi ortalık. Ama sanki izleniyor hissine kapılmıştım.Baş belası kurguladığı oyunu anlatmaya başladı.
"Bak yaptığım şey hoş değil biliyorum ama abin seni görmek için can atıyordu bende onu mutlu etmek adına böyle bir plan kurdum kendimce . Senin böyle büyük bir tepki vereceğıni bilmiyordum. Üzgünüm seni korkutmuş olmalıyım."
Abimi mutlu etmek içinmiş. Bunun için aptalca bir plan kurmuş bu kendisini ne zannediyorda benim adıma kararlar almaya kalkışıyor.
Ah! Neden etrafımda bu tip kişiler var ki . Şuan tek yapmak isyediğim yüzüne yumruğumu geçirip odama gitmek ama bunu yapmıyacağım. Yüzüne bakmadan arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Arkamda bir iki saniye durdu . Sonra adımlarını hızlandırıp karşıma geçti.
"Bir şey demeyecek misin ?
Ne bileyim kızacağını hatta yüzüme tokat bile atacağını düşünmüştüm.Böyle sessiz sedasız gidecek misin?"Aynen tamda bunu yapmayı düşünüyorum . Onu itekleyip odama doğru ilerlemeye başladım. Yolda yürürken ne kadar sövüp saydığımı tahmin bile edemez.
Odamın ışığını açmadan içeri girip yatağıma kendimi fırlattım.
Korku ...
Bugün yaşadığım his buydu. Aklımda onca senaryo yazmışken böyle aptalca bir planın olacağını tahmin etmemiştim.Her şeyi unutmanın tek bir yolu vardı.
Oda uyumaktı .
Bende buna sığınmalıydım.
Gözlerimi kapatıp uyumayı bekledim.'*'*'
Kaybolmuş zihinlerin bir kuklasıydım . İplerimin yörüngesiyle bir oraya bir buraya hareket ediyordum. Amacım hizmet değilde boyun eğmekti.
Kendimi dahi unutup itatkâr bir hizmetkâr olarak ilerliyordum.
İstenileni yapıyor hizmette kusur etmiyordum.Karşılıksız emek sarf ediyordum.
Bunun karşılığını canımın bağışlanması taktirinde yapıyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ VE DAHİ
ChickLitKadın; İnsan seçimleriyle bir yerlere gelebilir peki ben neyi seçtimde bu yalnızlığa savruldum karanlıkta bir başıma bırakıldım. Yıkık duvarlı hayatımda duvarlarımı tekrar inşa edilecekmidir... Mahvolan hayatım tekrar baştan başlayabilecekmıdır... ...