Yemeklerimiz bittikten sonra biraz daha oturup sohbet ettik. Daha sonra Ateş ve Aslı yol yorgunu oldukları için evlere dağıldık.Su ve Ece aynı sokakta oturdukları için beraber gittiler. Ateş her ne kadar beni evime bırakmak için ısrar etse bile ona buna gerek olmadığını söyleyip eve doğru yürümeye başladım. İlerlerken başımda son zamanlarda şiddeti gittikçe artan bir ağrı başladı ve aniden gözüm kararmaya başladı.... *********************************
Gözümü açtığımda hiç tanımadığım bir odada hiç tanımadığım bir yataktaydım. Başımdaki ağrı hala geçmemişti. Sadece hafiflemişti. Etrafıma baktığımda gördüğüm kişiyle 'yok artık ama bu kadarı da fazla' diye düşündüm ya da düşündüğümü sandım.Benim bu düşüncelerimi sesli söyleme işini en yakın zamanda düzeltmem lazımdı. Yanımda oturan ego yığınının konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp onu dinlemeye başladım. "Bence de fazla. Beni etkilemek için böyle numaralar yapmana gerek yok ufaklık." bu sözleriyle kaşlarım çatılırken "Sen kendini ne zannediyorsun be!!! Bana bak ben senin ne eğlence için iki gün çıkıp bıraktığın kızlardanım ne de senin kara kaşın kara gözün için karakterimden ödün verecek salaklardanım . " diye bağırmaya başladım bu çıkışım onu şaşırmış olacak ki kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı ama hemen eski cool halini aldı. Yumuşak bir ses tonuyla "Sakin ol hırçın kız." deyince az olsa da sakinleştim. Ama bu söylediklerine cevap vermeden "Ne oldu bana ve ayrıca burası neresi?" diye sordum. Sorduğum soruya büyük bir sakinlik ve rahatlıkla "yolda yürürken seni gördüm aniden yere düştü bende seni buraya getirdim." diye cevap verdi. "Birincisi sen beni mi takip ediyordun? İkincisi neden hastaneye götürmek yerine buraya getirdin? Üçüncüsü saat kaç?" diye sorularımı sıralarken derin bir nefes aldı ve tüm sorularıma tek tek cevap verdi. "Birincisi hayır seni takip etmiyordum. İkincisi önemli bir şeyin olduğunu düşünmediğim için hastaneye götürmedim ve üçüncüsü saat 7." tüm bu söylediklerinden sadece birine takılmıştım "Ya önemli bir şeyim olsaydı? Bu rahatlık nereden geliyor acaba?" diye sordum bu soruma yine büyük bir sakinlikle cevap verdi "Önemli bir şeyin olduğunu düşünüyorsan hastaneye gidebilirsin" bu sözlerine karşılık ' Aferin sana zeki çocuk ben bunu nasıl düşünemedim acaba?' diye mırıldandım ama duymuş olacak ki "Eğer düşünseydin burada rahat rahat oturmak yerine çoktan hastanede olurdun" diye cevabı yapıştırdı. Haklı olduğunu bildiğim için sustum. Bunu anlamış olacak ki zaferle sırıttı. Ardından "Biliyorum yerin rahat ama gitmen lazım hırçın kız benim de işlerim var hani." deyip muzhipçe sırıtırken yüzümü ekşitip ve neredeyse ışık hızından yataktan kalktım ve odadan çıktım.
**************************************
Ego yığını beni bu saatte tek başıma sokakta bırakamayacağını söyledikten sonra arabasına bindirdi. Arabada evimin adresini sorması dışında neredeyse hiç konuşmadık. Evimin önüne geldikten sonra "Teşekkür ederim." deyip arabadan hızlıca indim. Arkamdan baktığını hissedebiliyordum. Ama arkama bakmadan apartmanın kapısını açıp içeriye girdim ve ardından araba sesini duydum. Eve geldiğimde annem nöbette olduğu için anahtarla girdim içeriye. Üstümü değiştirdikten sonra kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTALIK
Teen FictionBu hikaye hayatında en önem verdiği varlıkları bir hastalık yüzünden kaybedecek olduğunu öğrenen umutları, hayalleri olan bir genç kızın hikayesi... Bu hikaye Aral ve Hilal'in hikayesi...