Bu hikaye hayatında en önem verdiği varlıkları bir hastalık yüzünden kaybedecek olduğunu öğrenen umutları, hayalleri olan bir genç kızın hikayesi...
Bu hikaye Aral ve Hilal'in hikayesi...
"Seninle hep oturduğumuz bankta seni Bobly'nin kız kardeşi bekliyor birtanem."
Bobly benim ilk oyuncağımın adıydı. Sarı bir ayıydı. Bunu bilen az sayıda insan vardı. Ama hatırlayan sayısı ise daha azdı. Hatırlayanlardan biride babamdı. 'Baba' uzun zamandır bu kelimeyi söylemediğim için garip gelmişti. Düşüncelerimden sıyrılıp notta bahsedilen banka gittim ve bankın üstünde duran Bobly gibi olan ama rengi pembe olan bir ayıcık duruyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu ayıcığa bakarken aklıma babamın bana Bobly'i aldığı gün geldi. Yine babamla bu parka oyun oynamaya gelmiştik. Buraya gelmek için sokağımızın sonundaki oyuncak dükkanından geçmemiz gerekmişti. Dükkanın önünden geçerken camdan Bobly'i gördüm. Üzerinde 'prens' yazıyordu. Ama ben onu çok sevmiştim. Hemen babama "Baba bunu alalım mı? Ne olur ne olur ne olur'" demiştim. Babam bu sözlerime gülüp "Tamam, alalım güzel kızım." demişti. Dükkana girip Bobly'i alıp çıkmıştık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bunları düşünerek eve gittim. Eve gittiğimde saate baktım. Saatin 18:23 olduğunu gördüm. Ne yani altı saattir parkta mı kalmıştım. Ben bunları düşünürken annemden bir mesaj gelmişti:
Kimden:Meleğimm
"Evden çıkarken aradım ama ulaşamadım sana canım. Bir sorun yok değil mi?"
Kime:Meleğimm
"Hayır sorun yok annecim. Sadece dersten çıkarken sessizden çıkarmayı unutmuşum." Anneme yalan söylemek kötü hissettirmişti ama mecburdum buna. Annemden gelen mesajla irkildim ve mesajı okumaya başladım.
Kimden:Meleğimm
"Tamam güzel kızım. Dolaba yemek bıraktım. Isıtır yersin. Yarın kahvaltıya yetişmeye çalışıcam. Görüşürüz"