Aral'la aynı anda sesin kimden geldiğini görmek için başımızı kapıya çevirdik. Alkış müzik öğretmenimiz Serap Hoca'dan gelmişti. Serap Hoca daha bizim bir şey söylememize izin vermeden "İkinizinde sesi çok güzel. Bir de birlikte söyleyince daha da güzel oluyor. Okulumuzda bir müzik yarışması yapılacak. Okulda kazanan öğrenciler daha sonra diğer okullardan kazanan öğrencilerle yarışacak. Yarışmaya katılmanızı çok isterim." dedi ve bir bana bir Aral'a baktı. Aral'ın yüz ifadesinden ne diyeceğini anladım ve hemen" Biz de yarışmaya katılmayı çok isteriz hocam. " dedim. Aral kaşlarını çatmış bakarken Serap Hoca gülümsedi ve "Harika! O zaman ben gidip isminizi yarışmaya ekleyeyim." diyerek müzik odasından çıktı. Ben Serap Hoca'nın bu haline gülerken aklıma Aral'ın vereceği tepki gelince endişeyle arkamı döndüm.
Aral'ı arkamda gözlerini kısmış bana bakarken bulunca korkup ufak çaplı bir çığlık attım ama sonra ağzımı elimle kapattım. Aral "Az önce ne yaptın sen?" deyince şirince sırıttım ve "Hiç bir şey. Sadece bizi bir yarışmaya eklettim." dedim ve şirince sırıtmaya devam ettim. Aral'ın bakışları kısa bir süreliğine dudaklarıma kaydı. "Peki bana fikrimi sordun mu?" deyince dudaklarımı büzdüm ve "Ya Aral sadece bir yarışma. Ne olur itiraz etmesen." dedim. Ardından duygusallığa vurarak "Ama eğer istemiyorsan bizim sınıftaki Buğra ile de katılabilirim." dedim ve başımı öne eğdim. Aral'ın çenesi kasılmıştı. Kıskandı mı o? "Tamam. Katılırız." deyince sevinçle Aral'ın boynuna atladım. Ne yaptığımı fark edince hemen geri çekildim ve "Iıı... Şey... Artık gitsek mi?" dedim. Aral ukalaca sırıttı ve "Tamam." dedi. Müzik odasından çıktık. Merdivenlerin önüne geldiğimizde Aral'ın durduğunu fark edince döndüm ve "Gelmiyor musun?" diye sordum. Başını olumsuz anlamda sallayınca "Bu aralar dersleri çok astın. Sınav zamanı sakın kopya isteme vermem." dedim ve sırıttım. Güldü ve "Görende sen hiçbir dersi kaçırmıyorsun zanneder." dedi. Haklıydı. Omuz silktim ve sınıfa doğru yürüdüm. Arkamdan baktığını hissedebiliyordum.
Sınıfa girdim ve yerime oturdum. Barış ve Mert'te ortalıklarda yoktu. Herhalde Aral'ın yanındadırlar. Daha ikinci dersteydik. İkinci derste fizik olduğu için ders boştu. Telefonumu çıkardım ve oyalanmaya başladım. Ben oyalanırken sınıfın kapısı açıldı ve içeri Burcu girdi. Bunun burada ne işi vardı? Göz devirdim ve telefonuma bakmaya devam ettim. Masaya birinin oturduğunu görünce kim olduğuna bakmak için başımı kaldırdım. Gelenin kıçını örtmeyen bir etek giymiş olan Burcu olduğunu görünce bıkkınca nefes verdim. "Eğer Aral'a geldiysen gördüğün gibi burada yok." dedim ve yüzüne iğrenerek bakmaya başladım. Ağzını yaya yaya "Aral'a gelmedim. Seni uyarmaya geldim." dedi. Bu sözlerine alaycı bir şekilde kahkaha attım. "Sen. Beni uyarmaya geldin öyle mi?" Göz devirdi ve "Aynen öyle." dedi. Alaylı bir şekilde "Durma. Uyar." dedim. Ürkütücü olmaya çalışarak bana doğru yaklaştı ve "Bana bak! Aral'dan uzak duracaksın. Eğer durmazsan sonuçlarına katlanırsın. O benimdi. Benim. Ve hep benim olacak. Anladın mı tatlım? Yok ben yenileceğimi bile bile bu savaşa katılmak istiyorum diyorsan orası ayrı." dedi.
Alaycı tavrımı bırakıp ben de ona doğru yaklaşarak "Senden korktuğumu mu zannediyorsun? Zavallı şey. Bak, eğer bir beynin olsaydı seninle gerçekten savaşabilirdim. Ama görünen o ki sen silahsız kalmışsın. TATLIM." dedim. Çantamı aldım ve bacağını iterek sınıftan çıktım. Ne kadar sinirlendiğini merak ediyorum doğrusu. Ateş'e mesaj attım.
Kime: Kankaların En Yakışıklısı
"Kanka dersiniz ne?"
Çok geçmeden cevap verdi.
"MATEMATİK :( "
Bu mesajı beni gülümsetmişti. Çünkü bizim grubun en sevmediği dersler listesinin ikinci sırasında 'matematik' yer alıyordu. Birincisini zaten tahmin etmişsinizdir. 'Fizik'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HASTALIK
Novela JuvenilBu hikaye hayatında en önem verdiği varlıkları bir hastalık yüzünden kaybedecek olduğunu öğrenen umutları, hayalleri olan bir genç kızın hikayesi... Bu hikaye Aral ve Hilal'in hikayesi...